Çocukta disiplin sınırı nasıl oluşturulur?

Çocukta disiplin sınırı nasıl oluşturulur?

 

                                                                

Çocukların ev dışındaki ortamlarda davranışlarını kontrol etmek, toplumsal normlara göre hareket etmesini sağlamak gerekir. Çocuk kendi yaşam alanındaki rahatlığından çıkıp, dış dünyaya ilk olarak okulla atım atar. Eğer çocuğa, okul hayatından önce kurala uyma davranışı kazandırılmamışsa; okul başladığında her istediğinin olmayacağını anlamak için geç kalmıştır. Sınıf ve okul kurallarına uymakta zorlanabilir. Çocuğun dış dünyayı algılamaya başlamasıyla birlikte sınırlar çizilmeli ve çocuk o sınır içinde özgür bırakılmalı. Geç kalınmış olsa bile okul başladıktan sonra da bu kazanımı elde edebilir.

İlk önce kurallar üzerine bir konuşmayla çalışmaya başlanılmalı. Çocukta fark ettirmek istediğimiz düşünceyi, onu karşımıza alarak uzun uzun anlatmamız pek işe yaramaz. Bunun yerine çocuğa sorular sorarak, düşünce sisteminde kendi düşüncesiyle o sohbete bir yorum getirmesi her zaman daha çok işe yarar. Çocukla yapılan konuşmada, “Kural nedir? Nerelerde kurallar olduğunu biliyor musun? “ gibi sorularla konunuzu netleştirerek, çocuğu istediğiniz konuda düşünmeye sevk edersiniz. Çocuk okula gidiyorsa genellikle sınıfta ve okulda kural olduğunu söyler. “Sınıfınızdaki kurallar neler? “ diye sorduğumuzda çocuk yerlere çöp atmamak, zil çaldığında yerimize oturmak, arkadaşımızın eşyasınız izinsiz almamak.”  gibi cevaplar vermektedir. Sonrasında “Bu kurallar ne işe yarıyor, bu kurallar olmasa ne olurdu? “ gibi sorularla kuralın önemine dikkat çekmek gerekir. “Peki başka nerelerde kurallar var?” Eğer çocuk bu souda cevapsız kalıyorsa yardımcı olabiliriz. “Hastanelerde kural var mıdır sence ya da alışveriş merkezlerinde, dolmuş duraklarında, kütüphanelerde..?  vb”. Çocuk sohbete odaklandığında bu yerlerden bazılarını söyleyecektir. Sonrasında bu kuralların ne işe yaradığı, olmasa hayatımızın ne şekilde olacağına dair, kendi düşünceleriyle bir çıkarımda bulanacaktır.

Hayatımızın bir çok alanına ait yerlerde kurallar varken neden evde kurallarımız yok ? Kuralı olan ailelerde bu maddeler neden yazılı bir şekilde, evin tüm bireylerinin göreceği yerde değiller?  Çocukla yapılan bu konuşmada, fark ettirmek istenilen düşünce; kuralların bizim hayatımızı sınırlandıran şeyler değil bizim hayatımızı düzene sokan, yaşamımızı kolaylaştıran etkenler olduğudur. Kurallar yaşamımızın bir çok alanında varsa evde de olması gerekir. Anne-baba ve çocukların ortak paylaştığı evde yazılı kuralların olması, bunlara uyulmasının önemi, uyulmadığı zaman çocuğun ya da annenin sorumluluğunu alması önemlidir. Kurallar sadece, evde çocukların uyması gereken, anne-babaların da kontrol ettiği davranışlar bütünü değiller.Bu konuda ailelere bilgi verirken şu anekdotu veririm . Anne baba gardiyan çocuklar da mahkum değiller ! Eğer bir kural varsa anne-babalar da kuralar riayet etmeli ve etmediği zaman bunun bedelini tıpkı çocuklar gibi ödemeli.

Kimsenin çantası izinsiz karıştırılmamalı, kimsenin odasına izinsiz girilmemeli kuralına çocuklar istisnasız uyarken, uymadıkları zaman anne babalarından ceza alırken; anne-baba çocuğun çantasını açarken izin alabilmeyi çoğu zaman düşünmüyor. Çocuk da özgür bir bireydir, ona ait olan şeylere müdehale de bulunmak için ebeveyn bile olunsa izin alınmalıdır. Aksi takdirde çocuğa verilen gizli mesaj şudur: “ Senin çantanı açarken izin almıyorum, çünkü sen önemli değilsin, sana ait olan şeylerde sonsuz söz hakkım var.” Bu çocuklarının varlığına, egosuna, özsaygısına ciddi bir tehdit oluşturur.

Aileler evlerini boyatırken, çocuğa kendi odasının istediği renk olacağını söylerek demoktatik bir aile ortamı sunduklarını düşünür. Peki salonun boyasında neden söz hakları yok ? O ev çocuklarında evi ve sadece odası onun yaşam alanı değilse geriye kalan kısımlarda da fikrini ortaya koyma imkanı sunulmalı.Bu bir risk gibi görünse de (salon rengini kırmız mor vs gibi isteyebilir) anne baba 5-6 tane salona uygun olabilecek birkaç renk belirleyip bu renklerden hangisinin olabileceğini, çocuklarının zevklerine güvendiklerini, ortak yaşam alandıklarında hepsinin söz hakkı olduğunu ifade etmeliler. Burada verilen gizli mesaj şudur: Sen değerlisin, senin fikrin önemli, sen zevklisin.” Anne-bablar bu şekilde davranarak çocuğun varlığını onaylanmış, özsaygısını beslemiş olurlar.

Kurallar hayatımızı düzenleyen, bizim daha rahat ve konforlu yaşamamız için oluşturulmuştur. Çocuk bu düşünceyi içselleştirdiğinde, yanında bir  ceza verecek bir otoritere olsa da olmasa da iç denetimi gelişmiş bir birey gibi kurallara uyar. Bu kazanımın sağlanmasında kilit nokta, çocuğun ilk bilgiyi edindiği, ilk öğreme ortamı olan ev ve aile yaşantısında kuralların, disiplin sınırlarının olmasıdır. 

Bu makale 12 Mart 2019 tarihinde güncellendi. 0 kez okundu.

Yazar
Psk. Dan. Sultan Sevimli

Psk. Dan.Sultan Sevimli, 04.10.1989 tarihinde Osmaniye’de doğdu. İlkokul,ortaokul ve lise eğitimimi Osmaniye’de tamamladı. 2007 yılında Sakarya Üniversitesi psikolojik danışma ve rehberlik bölümüne başlayıp, 2009 yılında aynı bölümde Çukurova Üniversitesine yatay geçiş yaptı. 2011 yılında mezun oldu. Kahramanmaraş, Ardahan, Artvin,İstanbul illerinde görev yaptı. 

Bilişsel Davranışçı Terapi, Kabul ve Kararlılık Terapisi, Oyun Terapisi, Çözüm Odaklı Terapi, Resimlerle Çözüm Odaklaklı Terapi, Kum Terapisi, Moxo Dikkat Eksikliği Testörlüğü, Çocuk Testleri Eğitimi, Terapötik Kartlar Eğitimi alıp bu alanlarda Çocuk, Ergen Yetişkinlere Bireysel Psikolojik danışma hizmeti vermekte.

Psk. Dan.Sultan Sevimli, mesleki çalışmalarına ise şu an Morpho Psikolojik Danışmanlık Merkezi'nde devam etmektedir.

 

Etiketler
Psikolojik
Psk. Dan. Sultan Sevimli
Psk. Dan. Sultan Sevimli
Adana - Psikoloji
Facebook Twitter Instagram Youtube