Çocuklar ve yüz ifadeleri

Çocuklar ve yüz ifadeleri

Bilindiği gibi iletişim pek çok farklı biçimde gerçekleşir. En bilinen iletişim türü konuşmak olsa da aslında konuşmak kadar hatta bazen konuşmaktan daha etkili olanı sözsüz iletişimdir. Hareketlerle iletişim ve yüz ifadeleri ile iletişim bazen kelimelerden daha fazlasını ifade eder.
Çocuklar söz konusu olduğunda birçok anne çocuğunun aslında ne demek istediğini bilir. Ancak yaşı çok küçük olan çocuklarda ve bebeklerde yüz ifadeleri her zaman doğru okunamayabilir. Bebeklerde mimiklerin ne anlama geldiğini, daha doğrusu bebeklerin hangi yüz ifadelerini, hangi amaçla kullandığını iyi bilmek gerekiyor.
Öncelikle bilmemiz gereken şu ki, bebek bile olsalar, çocuklar isteklerini gayet iyi ifade edebilirler. Yaklaşık 6 ay ve sonrasında bebekler artık çevresindeki bireylerin yüzlerini iyice ayırt etmeyi öğrenirler ve bu aşamada onları taklit etmeye başlarlar. Bebeklerde de yetişkin insanlarda olduğu gibi zengin bir ifade becerisi vardır ve onlar da her duyguyla eşleşen mimikler kullanırlar.
Merak / İlgi:
Bütün bebeklerin ve çocukların belki de en çok kullandıkları ifade merak ve ilgiye ait olandır. Çocuğun gözleri kocaman açılmıştır. Gözlerini kırpmadan uzun süre ilgisini çeken eşyaya ya da kişiye bakabilir. Gözlere hayret ifadesi ya da gülümseyen bir ağızla mutluluk ifadesi eşlik eder. İlgi duyduğu eşyaya karşı bütün bedenini kullanarak ulaşmak ister. Durdurulduğunda ya da ulaşamadığında ciddi olarak tepki gösterir, hırçınlaşır ve ağlar. İlgi ve merakla ortalığı karıştıran çocuğu yasaklamak yerine, zarar vermeyen davranışlara izin vermek yararlı olur. Bununla beraber zarar vermesi muhtemel malzemeleri ortadan kaldırmak yetişkin olarak bizim sorumluluğumuz.
Küsme:
Bazen çok merak etmesine rağmen çocuğun küsme davranışı sergilediği de görülür. Küskünlük yaşayan çocuk, gözlerini kaçırır, dudaklarını büzer, yanakları aşağıya sarkar, tam olarak ağlamasa da mızıklamaya başlar. Bir yandan da onu anlayıp anlamadığınızdan emin olmak amacıyla kaçamak bakışlarla sizi süzer. Göz göze geldiğinizde ise omuz silkerek mızıklamaya devam eder. Küsme davranışı şirin gibi gözükse de çocuk bu yolla size istediğini yaptırabildiğini keşfederse, bundan böyle istediği şeyleri yaptırma konusunda bu davranışı silah olarak kullanmaya başlayacaktır.
Korku / Kaygı:
Korkan çocuk öncelikle yüzünü ve bedenini saklamaya çalışarak, onu korkutan şeyden uzaklaşmaya çalışır. Rengi solar, dudakları titrer. Aynı şekilde korkudan eli kolu titrer ya da donup kalabilir. Çığlık atabilir ve çığlıklar şiddetli ağlamaya dönüşür. Yakınındaki kişinin kucağında kendisini saklamaya uğraşır. Kaşları havadadır ve gözleri korkudan büyür.
Korkan çocuğu, onu korkutan şeyden uzaklaştırmaktan başka çare yoktur. Eğer korktuğunu fark ettiğiniz halde çocuğu korkutan şeyle bir arada olmaya zorlarsanız kalıcı korkulara yol açabilirsiniz. Özellikle küçük çocukların neofobik olduklarını yani yeni ve farklı olan her şeye karşı korkuyla yaklaştıklarını unutmamak gerekiyor.
Sevinç / Mutluluk:
Bütün yüzüne yansıyan bir gülümseme hatta kahkahalar görürsünüz. Yüzündeki mutluluk ifadesine bütün bedeni eşlik eder. Küçük kısa hareketler yapar, neşeli sesler çıkarır. Gözlerinin içinin güldüğünü görebilirsiniz. Ellerini çırpar, kıkırdar, heyecanlanır. Onu mutlu eden bir eşya ya da anne baba gibi bir yakınıysa, ona doğru hareketlenir. Eğer oyundan mutlu olmuşsa, aynı oyunu devam ettirmek ister. Hatta zaman zaman arkasını dönüp tekrar yüzünü dönerek oyunlar yapar. Bir müzik sesinden mutlu olduysa ritmik hareketlerle başını ya da ellerini sallayarak eşlik eder. Ona mutluluk veren durumun uzun süre devam etmesini ister, devam etmemesi halinde sinirlenir.
Öfke / Kızgınlık:
Öfke ve kızgınlık durumunda kanı beynine çıkmak deyiminin aynısını çocukta görmek mümkündür. Gerçekten de çocuğun renkten renge girdiğini, kızarıp yüzünün şiştiğini, gözlerinden bile ateş fışkırdığını görebilirsiniz. Elleri ya gergin ve tam olarak açıktır ya da yumruk yapılmış halde sıkılmıştır. Bedensel olarak da aşırı hareketlidir, tepinir, ağlama nöbetleri yaşar. Burnundan ve sık soluk alır. Ağzından tükürükler akar, burnu akar. Kendini kaybedercesine ağlar, çığlıklar atar.
Öfke durumundaki bir çocuk dışarıdan gelen uyaranlara tepki vermez ve ısrarla tepinmeye devam edebilir. Böyle anlarda onunla konuşmak ya da sakinleştirmeye çalışmak hiçbir işe yaramaz. O nedenle biraz sakinleşmesini beklemek ve gözetim altında kendi haline bırakmak yararlı olur.
Öfkeden deliye dönmüş bir çocuğa yapılacak en yanlış hareket, istediğini elde etmesine izin vermektir. Bu şekilde aynı küsmede olduğu gibi istediğini elde edebileceğini fark ederse, bundan sonra da aynı davranışı tekrar ederek her istediğini bu şekilde yaptırmaya çalışacaktır.
Utanma:
Utanma küçük çocukların ve bebeklerin çok sık yaşadıkları bir duygudur ve ifadelerinden hemen anlaşılır. Özellikle yabancıların olduğu ortamda çocuklar utanarak tepki gösterirler. Omuzları düşer, bakışları yere iner, kendisini birilerinin arkasına gizlemeye çalışır, yüzü kızarabilir. Bazen de yapılan bir davranıştan dolayı çocuğun utandığını gözlemleriz. Bu durum yaşı biraz daha büyük çocuklarda görülür ve yanlış yaptığını düşündüğü şeyden dolayı utanma duygusu yaşar. Çocuğu bilinçli olarak utandırmak olumlu bir davranış değildir çünkü çocuk kendisini aşağılanmış hisseder ve kendine olan güveni ve saygısı zarar görür. Ancak yaşadığı herhangi bir olay nedeniyle utanma duygusu yaşaması normaldir.
Reddetme:
Bebeklerde sıklıkla görülen bir ifadedir ve yemeğe ya da kişiye yönelik bir tavırdır. Yaşı kaç olursa olsun bütün çocuklarda gözlemlenebilir. Kendisine verilen yemeği reddeden çocuk ağzını sıkı sıkıya kapatır. Başını sağa sola çevirerek reddettiği maddeden uzaklaşmaya çabalar. Eliyle koluyla iterek davranışı net biçimde ortaya koyar. Eğer reddettiği şey yemekse zorla verilmesi halinde kusar. Bir kişiyi reddediyorsa, ondan uzaklaşmaya çalışır. Ağlayarak ve kaçarak tepki gösterir. Reddetme davranışına zaman zaman korkudan açılmış gözler ve panik eşlik eder.
Sevgi:
Sevgi en net anlaşılacak davranış ve mimik biçimidir ve çocuklarda en yakın aile bireylerine karşı geliştirilir. Bir de hayvanlara karşı çocukların çok sıcak ve sevgi dolu yaklaştıkları görülür. Özellikle kedi, köpek, kuş, tavşan gibi daha insana yakın hayvanlarla karşılaşan çocuklar sevimli bir yüz ifadesiyle sempati gösterdikleri hayvana ulaşmaya çalışırlar. Kucaklama, sarılma, dokunma çabasına girerler ve engellendikleri anda öfkeyle tepki verirler. Şefkat ifadesi olan küçük çığlıklar ve farklı ses tonuyla hayvanlara olan sevgi dolu yaklaşımı ortaya koyarlar. Kaşlar aşağıya iner, gözler kısık ya da tamamen açıktır.
Anne, baba, kardeş gibi aile bireylerine olan sevgi ifadelerinde kucağa sokulmak, yanak yanağa sürtünmek, dokunmak, öpmeye çalışmak, mırıldanmak gibi davranışlar sergilerler. Başkasının yaklaşması halinde anne babaya daha sıkı olarak sarılmaya çalışırlar. Elleriyle okşayarak dokunup, göz göze gelmeye uğraşan çocuk, ilginin dağıldığını gördüğünde ağlayarak tepki gösterebilir.

 

Bu makale 18 Mart 2019 tarihinde güncellendi. 0 kez okundu.

Yazar
Psk. Serap Duygulu

Psk. Serap DUYGULU, İstanbul'da doğmuştur.  Psikoloji dalında gerçekleştirdiği çalışmalarına önemli ölçüde katkılar sağlayan, Sosyoloji, Edebiyat, Kamu Yönetimi alanlarında da Lisans  düzeyinde akademik eğitimler alan Serap Duygulu İstanbul Ticaret Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü’nde ‘Uygulamalı Psikoloji’ üzerine Yüksek Lisans yapmış ve  "Afazi Hastası Yakınlarında Depresyon ve Olumsuz Otomatik Düşünceler" başlıklı tezi ile lisansüstü derecesini almıştır.  Ayrıca bu çalışma bu alanda yapılmış ilk ve tek psikolojik araştırma olarak önemini halen korumaktadır.  2009- 2011 yılları arasında Bakırköy Halk Eğitim Merkezi ile yürütülen ortak bir çalışma sonucunda her hafta Perşembe günleri, Bakırköy Halk Eğitim Merkezi'nde Bakırköy halkına kişisel gelişim seminerleri vermiştir. 2012 yılında Cine5'te her gün canlı olarak yayınlanan ‘ ...

Etiketler
Korku
Psk. Serap Duygulu
Psk. Serap Duygulu
İstanbul - Psikoloji
Facebook Twitter Instagram Youtube