Boşanma süreci ve çocuk

Boşanma süreci ve çocuk

Boşanma, modern dünya insanının gerçeklerinden biri haline gelmiştir. TÜİK verilerine göre ülkemizde yılda yaklaşık 100 bin çift boşanmaktadır. Yine aynı verilere göre bu çiftlerin yarısından fazlası çocuk sahibidir. Bu da en basit hesapla, yılda en az 60 bin çocuğun bu travmaya maruz kaldığı anlamına gelmektedir. 

Normal koşullarda iki insan, evlenirken bir süre sonra boşanmayı düşünmezler. Bu şu demektir. İki insan boşanma gibi çok ciddi bir karar almışsa sistem tıkanmış demektir. Evliliğin başlarında var olan ahenk bozulmuş, iki insan bir eve sığamaz olmuştur. Dahası, taraflar sırf çocukları için sonuna kadar direnmişler ancak geriye dönmek mümkün olmamıştır. Sonunda pes edilir ve iki insan bir bilinmeze doğru yolculuğa çıkar. O güne kadar, bu bilinmezliği uğruna erteledikleri çocuğun bundan nasıl etkileneceği de artık eski önemini yitirmiştir. Bu sağlıksız ilişkiden bir an önce çıkılsın da, bir çaresine bakılır. Su akar yatağını bulur. 

Ancak mesleki tecrübemiz bize göstermektedir ki, o çareye genelde bakılmaz ve o su genelde yatağını bulmaz. Böylece müdahil olamadıkları bir süreç yüzünden her yıl en az 60 bin mutsuz çocuk aramıza katılır. 

Yukarıda da söylediğimiz gibi boşanmak önemli bir karardır. Bu durum annesiyle babası boşanan bir çocuğun, hayatının geriye kalan kısmını etkileyecektir. Bu yüzden sürecin her aşaması çok önemlidir. Boşanma kararı her şeyden önce çocuğun temel güven duygusunu sarsabilecek bir durumdur. “Temel güven” dediğimiz duygu ise aslında tam olarak dış dünyaya duyulan güven duygusudur. Yani buradaki “güven” kavramı günlük hayatta kullandığımız şeklinden biraz farklılık arz eder. Çocuk, dünyaya güvenmek ister. Yani çocuk, ayaklarının altındaki dünyanın, hep dünya olarak böyle kalacağını, masanın masa, koltuğun koltuk olarak kalacağını deneyimleyerek bilmek ve böylece temel güven duygusunu kazanmak üzerine programlanmış bir yapıdır. Çocuk bilmek ister ki; önümüzdeki hafta, önümüzdeki ay ve önümüzdeki yıl yine anne onu uyandıracak, beslenme çantasını hazırlayacak, baba onu okul servisine bırakacak, akşam anne servisten alacak, baba ödevlerine yardım edecek vs… 

Hal böyleyken bir sabah kalkıyorsunuz ki, artık dünya sizin bildiğiniz dünya değil. Bu, biz yetişkinlerin kolay kolay tasavvur edebileceği bir durum değildir. Bir sabah yatağından kalktığında akşam bıraktığı dünyayı bulamayan çocuğun temel güven duygusu zedelenir. Yetişkinlikte kuracağı tüm ilişkiler artık bu zedelenmiş duygunun izlerini taşıyacaktır. 

Buradan şöyle bir sonuç çıkarılmasın. Boşanmak kötüdür. Ne pahasına olursa olsun evlilik sürdürülmelidir. Elbette ki doğrusu bu değildir. Bazen de çocuk, huzursuz ve gergin bir ortamda büyümenin bedellerini ağır bir şekilde öder. Öyleyse buradan şöyle bir sonuç çıkmaktadır. Boşanma eğer kaçınılmaz olmuşsa, çocuğun bundan minimum etkilenmesi için ebeveynler sürecin her aşamasını doğru planlamalı ve doğru adımlar atmalıdır. Ancak, yukarıda da değindiğimiz gibi, bu süreçte, tarafların kendileri yeterince gergin ve öfkeli oldukları için, bunları gözden kaçırabilmektedirler. Bu durumda ideal olan bir uzman yardımı almaktır. Bu da her zaman mümkün olmayabilir. O halde boşanmaya karar vermiş çiftlerin bu süreçte dikkat etmeleri gereken hususları ana hatlarıyla ifade etmeye çalışalım.

Öncelikle boşanma kararını anne ve baba çocuğa birlikte anlatmalıdırlar. Bu kararı çocuğa deklare ederken taraflardan birinin bulunmaması çocuğun aklına farklı şeyler getirebilir. Anne ve baba bu kararı açıklarken çocukla göz teması kurmalı; sakin, dingin ve nötr bir ses tonu kullanmalıdırlar. Her iki taraf karşı tarafa ne kadar öfkeli olursa olsunlar, bunu ses tonuna yansıtmamalıdırlar. 

Bu durumda kimi anne babalar, geçici bir süre için ayrıldıkları, evi terk edecek olanın işinden dolayı başka bir yere gitmesi gerektiği vs. gibi doğru olmayan bazı ifadelere baş vurmaktadırlar. Bu son derece sakıncalı bir durumdur. Her zaman vurguladığımız gibi; bir bireyden realiteyi kaçırmak ona yapılabilecek en büyük haksızlıktır. Gerçek, bütün çıplaklığı ve yalınlığıyla çocuğa anlatılmalıdır. 

Ayrıca anne ve baba, birbirlerine düşman olmadıklarını, sadece evliliklerinin ahengi kaybolduğu için birbirlerine zarar vermeye başladıklarını, tanışıp evlenmeye karar verdiklerinde bunu ömür boyu sürdüreceklerine inandıklarını , gelinen noktada bunu sürdürmenin pek mümkün olmadığını vurgulamalıdırlar. Çocuğu ötekine karşı kışkırtacak herhangi bir söz ya da davranıştan kaçınılmalıdır. Tersine karşı tarafa ne kadar öfkeli olunursa olunsun onun iyi bir insan olduğu vurgulanmalıdır. 

Çocukların bu boşanma kararının kendileri yüzünden alındığına dair bir inanışa kapılmaları çok yüksek ihtimaldir. Çünkü farklı birer aileden gelen anne ve baba vaktiyle hayatlarını birlikte geçirmeye karar vermişlerdi. Bugün bir şeyler değişti ve aldıkları bu karardan vazgeçtiler. Burada değişen en önemli şey ise kendisinin varlığıdır. Kendisi yokken bir araya gelip şahitler huzurunda birlikte yaşamaya karar veren iki insan, şimdi kendisi var diye yollarını ayırmaktadırlar. Biz yetişkinler için bunun mantıksızlığını görmek kolaydır. Ama çocuklar aynen böyle düşünürler. Çünkü zihinsel kapasiteleri sınırlıdır. Bu mantıksal kurguya inanmaları da hayatları boyunca yaşayacakları bir suçluluk duygusunun tohumlarını ekebilir. Dolayısıyla anne ve baba bu kararın alınmasının onunla ilgili olmadığını sadece sözleriyle değil, tutarlılıkları, tavırları ve duruşlarıyla da göstermelidirler. 

Aynı şekilde annesi ve babası boşanma kararı alan bir çocuğu en çok ürküten durum, kendisini bekleyen olası bir belirsizlik halidir. Acaba onu yarın sabah bir kaos mu beklemektedir? Şimdi ne olacaktır? Hayatına kiminle devam edecek, nerde yaşayacak, okulu değişecek mi, öğretmeni değişecek mi, arkadaşları değişecek mi? vs. gibi onlarca soru birbirini kovalar. Anne ve baba onu herhangi bir belirsizliğin beklemediğini çok net bir şekilde ifade etmelidirler. Bunun için anneyle babanın bu durumu daha önceden etraflıca konuşmuş olmaları işi kolaylaştıracaktır. Çocuğun herhangi bir belirsizliğe düşmemesi için kendilerinin düşündüğü ve konuştuğu şeyler açıkça ifade edilmeli, mutlaka ve mutlaka kendisinin fikirleri de alınmalıdır. 

Çocuğun kimde kalacağı, bir kavga konusu yapılmamalı, taraflar bu konudaki ısrarlarını karşı tarafa kabul ettirmek amacıyla manipülatif eylemlerden kaçınmalı, kaçınamıyorsa da çocuğu buna alet etmemelidir. 

Çocuk sözgelimi; anneyle kalacaksa, babayla görüşmelerinin nasıl olacağı konusunda ayrıntılı bir şekilde bilgilendirilmelidir. Çocukla kalacak olan taraf, diğeriyle görüşmelerine herhangi bir sınır koymayacağını ifade etmelidir. 

Boşanma gerçekleştikten sonra, günün birinde annenin ya da babanın hayatına yeni birisi girerse, çocuğun bu durumdan etkilenmemesi sağlanmalıdır. Bunun için ilişkiler yeterince şeffaf olmalı ve yeni gelen kişinin sisteme kolayca entegrasyonu sağlanmalıdır. Çünkü çocuk, o kişiyle sağlıklı bir ilişki kuramazsa, öfkesini kendi ebeveynine yöneltebilir. Bu da süreç o ana kadar ne kadar sağlıklı işlemiş olursa olsun, bir kaosu beraberinde getirecektir.

Görüldüğü gibi, ana hatlarıyla anlatmaya çalıştığımız sürecin her anı çok önemlidir. Anne ve baba bu süreci iyi yönetmek zorundadırlar. Aksi halde, yazının başında da belirttiğimiz gibi, her yıl binlerce yeni, mutsuz çocuk aramıza katılacaktır.

Bu makale 12 Mart 2019 tarihinde güncellendi. 0 kez okundu.

Yazar
Psk. Ali Rıza Tunur

Psk. Ali Rıza TUNUR, 1977 yılında Adıyaman’da doğmuştur. Lisans öncesi öğrenimlerinin ardından 1997 yılında Uludağ Üniversitesi Fen Fakültesi Kimya bölümünde başladığı lisans eğitimini 4. yılında bırakarak aynı üniversitenin Psikolojik Danışmanlık ve Rehberlik bölümünü kazanmıştır. Ve eğitimini bu alanda tamamlayarak Psikolog unvanı almıştır. Psikoterapi Enstitüsü başta olmak üzere birçok hipnoz eğitimine katılmış olan Psk. Ali Rıza TUNUR, Bütüncül Psikoterapi ve süpervizyon eğitimlerine halen devam etmekte olup Bütüncül Psikoterapi eğitimi kapsamında “Halk Türkülerindeki Ödipal ve Preödipal Örüntülerin Terapötik Analizi” konulu tez çalışmasını sürdürmektedir. Ayrıca Mobbing Derneği Girişimi ve Psikoterapi Derneği üyesidir ve Hipnoz Derneği’nde yönetim kurulu üyesi görevini sürdürmektedir. Psk. Ali Rıza TUNUR, mesleki çalışmalarına ...

Etiketler
Bosanan ailelerin cocuklari
Psk. Ali Rıza Tunur
Psk. Ali Rıza Tunur
İstanbul - Psikoloji
Facebook Twitter Instagram Youtube