Büyük oğluma hamile kalmadan önce ve onun doğumundan sonra yaşadığım düşükler ve ardından gelen parsiyel mol gebelik üzerine Dr. İbrahim Bildirici ile yollarımız kesişti. Doktorumuz genetik testler, rahim ultrasonu gibi tetkiklerden sonra her şeyin normal olduğunu söyledi.
Önceki tecrübelerim dolayısıyla hamileliğimin ilk ayları benim için biraz stresli geçiyordu, ancak İbrahim Bey tecrübesi, kendinden emin mütevazı tavrı ve güler yüzü ile her şeyi takip ediyor ve işlerin yolunda olduğunu söyleyip içimi rahatlatıyordu. Her kontrolden sonra İbrahim Bey’e olan inancım artıyordu.
İlerleyen haftalarda doğum şeklini konuşmaya başladık. İlk oğlum 33. haftada konan Oligohidramniyos (bebeğin kesesinin suyunun azalması) teşhisinden sonra 38 hafta 1 günlükken sezaryen ile dünyaya gözlerini açmıştı. Bu sefer koşullarım elverirse normal doğum istiyordum. İlk doğumumun üzerinden 5,5 yıl geçtiğinden SSVD için uygun bir adaydım.
İbrahim Bey, benim normal doğum konusundaki isteğim ve kararlığımı anladıktan sonra zaten doğumların normal olması gerektiğini düşündüğü için tüm süreç boyunca beni sonuna kadar destekledi. Açıkçası, bu kadar deneyimli bir doktorun da desteğini aldıktan sonra risk durumunda sezaryen önerisini de gönül rahatlığı ile kabul edebilirdim.
38 hafta bittikten sonra haftalık kontroller ve NST takiplerine başlamıştık. Doktorumun önerdiği şekilde “squat” hareketleri ve gün geçtikçe artan şekilde uzun mesafeli yürüyüşler yapıyordum, öyle ki 40. hafta dolduğunda artık günde 15-20 km yürüyüşler yapar hale gelmiştim. Ancak bebeğim hala doğum kanalına girmemişti.
Her kontrolümden sonra İbrahim Bey’in artık daha fazla beklemeyip sezaryen önereceğini düşünüyordum ancak bebeğin durumu iyi, yürüyüşlere devam diyerek beni yolcu ediyordu.
En sonunda, İbrahim Bey, 40 hafta 3 gün NST kontrolünde bebeğimin hareketlerini az bulup ertesi gün suni sancı ile normal doğumu denemeyi, gerekirse de sezaryen yapmayı önerdi. Açıkçası doktorumun bu önerisi üzerine ertesi gün normal doğum imkanımın kalmadığını düşündüm.
19 Ekim 2018 günü saat 9’da tedirgin, normal doğum konusunda umutsuz bir şekilde hastaneye adım atmıştım, ancak normal doğum konusunda çok istekli, bilgili ve destek olan bir ekip ile karşılaştım. Saat 10’da suni sancı verilmeye başlamıştı. Düzenli aralıklarla NST’ye bağlanıp kasılmalarım ve daha da önemlisi bebeğimin kalp atışları takip ediliyordu.
Doktorum, saat 2 olduğunda, sancılarımın doğumu gerçekleştirmek için yeterince güçlü olmadığına karar verdi ve 2.30 civarı keseyi açtı. Doktorumuz, keseyi açtığında bebeğimin strese girip kaka yapmış olduğunu gördü ve önceki günkü NST üzerine daha fazla beklemeden suni sancı verilmesi kararının ne kadar isabetli olduğunu fark ettik.
Saat iki buçuktan doğumhaneye alındığım 8e kadar, hastanenin tecrübeli ebe hemşireleri, doulam ve eşim doğum sancılarını karşılamam konusunda bana müthiş destek oldular. İbrahim Bey’in sık sık bilgi alması, hemşireleri yönlendirmesi, tecrübesi kısacası varlığı bu süreçte her şeyin kontrol altında olduğu duygusuyla rahatlamamı sağlıyordu.
Ve beklenen an gelmişti, doğumhanede doğum koltuğuna geçtim, İbrahim Bey telefonundan güzel bir müzik ayarladı ve 8-10 dakikada da İbrahim Bey ve ekibi sayesinde oğlumuz sağlıklı bir şekilde dünyaya gözlerini açmıştı.
İbrahim Bey yerine bir başka doktor olsaydı sürecim çok büyük ihtimalle sezaryen ile sonuçlanırdı. Önceki doğumumun sezaryen olması, 40 hafta dolmasına rağmen doğumun kendiliğinden başlamaması, bebeğimizin 3,5 kiloyu geçmesi, suni sancı verilmesi, kesenin açıldığında mekonyum görülmesi… İbrahim Bey’in engin tecrübesine olan güvenim dolayısıyla aldığı her karara inancım tamdı ve hiç sorgulamadım. Eğer bir aşamada sezaryen önerseydi bunun benim ve bebeğimin sağlığı için doğru olduğundan bir an bile şüphe duymazdım. Bu sürecin sonucunda, öncelikle sağlıklı bir şekilde oğluma kavuşmam ardından istediğim gibi normal doğum yapabilmem İbrahim Bey sayesinde oldu, ona tekrar tekrar teşekkür ederim.
Görüşü Şikayet Et