Obezite tüm dünyada sıklığı gittikçe artan ve beraberinde getirdiği sağlık sorunları ile insanların yaşamlarını kısaltan ve yaşam kalitelerini bozan bir hastalıktır.
Yanlış ve düzensiz beslenme alışkanlıkları, çeşitli ilaçların kullanımı, yoğun stres, hareketsiz yaşam tarzı, metabolizmanın yavaş veya düzensiz çalışması ve çeşitli hormonel hastalıklar fazla kilo sorunun yaşanmasına neden olur.
Kişilerin kilo aldığını hissetmesine rağmen hala mevcut beslenme düzenine devam etmesi ile birlikte obezite sorunu ağırlaşır. Bundan bir süre öncesine dek obezite sadece kardiyovasküler hastalıklar için bir risk faktörü olarak kabul edilirken günümüzde başlı başına öldürücü bir sağlık sorunu haline gelmiştir.
Kişinin obezite olması ile birlikte şeker, yüksek tansiyon, damar tıkanıklığı ve nefes darlığı gibi birçok hastalık adına risk oluşturur. Bunun dışında şişmanlık solunum problemleri, uyku bozuklukları, osteoartroz, kolelithiasis, karaciğer yağlanması gibi sağlık sorunlarını beraberinde getirir. Endometrium, kolon, meme kanseri de obez insanlarda daha sık görülür.
Tüm bu sağlık risklerinden dolayı obez insanlarda diğer insanlara oranla mortalite ve morbidite artışı söz konusudur. Şişmanlığın birinci basamak tedavisi farmakolojik olmayan tedavidir. Her yaş grubunda meydana gelebilecek olan obezite ile karşı karşıya gelmemek için mutlaka sağlıklı bir şekilde beslenilmesi ve egzersiz yapılması gerekir. İkinci tedavi yöntemi farmakolojik tedavi 20.yüzyılın başlarında troid ekstrelerinin kullanılması ile başlamış o dönemden beri kimi etkili, kimi etkisiz, kimi zararlı pek çok ajan kullanılmıştır. ADA (Amerikan Diyet Derneği ) bunu başarabilen insan sayısının % 15’ler, kaybettiği kiloları 2 yıldan uzun koruyabilen insan sayısının %3-5 civarında olduğunu bildirmiştir. Diyet, egzersiz, ilaç tedavisinin başarıya ulaşamadığı durumlarda kesin ve en etkili yöntem cerrahi uygulamadır.