Günümüzde gittikçe artan miktarda tüketilen fruktoz, insan sağlığı için önemli bir tehdit oluşturmaktadır. Fruktoz, meyve şekeri olarak da bilinmektedir. Fruktoz ve fruktozdan zengin besin ve içeceklerin tüketilmesi çeşitli kronik hastalıkların oluşumuna sebep olmaktadır. Yüksek miktarlarda fruktoz tüketiminin metabolizmada olumsuz etkiler gösterdiği ve buna bağlı olarak obezite ve diyabet başta olmak üzere bu hastalıkla ilişkili karaciğer yağlanması, insülin direnci, hipertrigliseridemi gibi sağlık sorunlarına neden olabileceği bilinmektedir.
Fruktoz, yüksek fruktozlu mısır şurubu yada sükroz şeklinde besinlerin ve içeceklerin içerisinde yer almaktadır. Özellikle besin sanayisinde yüksek fruktozlu mısır şurubunun kullanımı yaygındır. Bunun sebepleri arasında da tatlı tadı vermesi, tokluk hissi yaratmaması (o besini daha çok tüketin ve doymak bilmeyin istiyorlar :) ) ve fruktozlu mısır şurubunun maliyetinin düşük olması gibi sebepler vardır.
Fruktoz Ve Gut Hastalığı
Gut hastalığı, pürinlerin yıkımı sonucu ortaya çıkan ürik asidin fazlalığına bağlı olarak oluşmaktadır. Gut hastalığı et ve et ürünleri gibi fazla protein tüketimi ile ilişkilidir. Gut hastalığını sadece fazla protein değil aynı zamanda aşırı alkol ve fruktoz tüketimi de hastalığı olumsuz etkilemektedir.
Yapılan son araştırmalara baktığımızda da özellikle yüksek fruktozlu mısır şurubunun ürik asit seviyesini yükselttiğini görüyoruz.
Fruktoz Ve Kanser
Kanser tüm hastalıklar içinde en korkutucusu olabilir ama diğer hastalıklar gibi beslenmede yapılan hatalar hastalıklara yakalanma riskini artırmaktadır.
Fruktozun kansere etki mekanizması çoklu bir sisteme dayanmaktadır. Fruktozun metabolik etkilerinden hiperinsülinemi ve insülin direnci bazı kanser türlerini olumsuz etkilemektedir. Kanser hücreleri ortamda fruktoz olduğunda büyümeye devam eder.
Fruktoz, tümör anjiyogenezini uyarır ve kötü huylu hücrelerle savaşan immün ajanları inhibe ederek kanserojen etki gösterir.
Kısaca fruktoz, inflamatuar salınımı indükleyerek kanser oluşumunu tetikliyor diyebiliriz.
Fruktoz ve Diyabet
Diabetes mellitus hastalığı, insülin hormonunun yokluğu veya salgılanmasındaki bir eksikliğinden kaynaklanan bir hastalıktır ve klinik olarak tip 1 diyabet ve tip 2 diyabet olmak üzere ikiye ayrılır. İnsülin bağımlı tip 1’in aksine tip 2 diyabet, beslenmeyle doğrudan ilişkilidir ve fruktozun tip 2 diyabetle olan ilişkisi olduğu bilinmektedir.
Yapılan bir araştırmada yüksek früktoz mısır şurubunun tip 2 diyabet üzerine etkisi incelenmiştir. Yüksek früktoz mısır şurubunun tip 2 diyabet gelişimine yol açtığı görülmüştür.
Fruktoz Ve İnsülin Direnci
İnsülin direnci, dünyada yaygın olarak görülen metabolik bir bozukluktur ve tip 2 diyabet, hipertansiyon, obezite, dislipidemi ve koroner kalp hastalıkları gibi hastalıkların gelişmesinde de rol oynamaktadır.
İnsülin direnci hedef bir hücrenin ya da organizmanın, maruz kaldığı insülin konsantrasyonuna, beklenenden daha az yanıt vermesi olarak tanımlanabilir ve hiperinsülinemiyle ilişkilidir.
İnsülin direncinin, insülinin fazla salgılanması ile normal konsantrasyonlarının üstünde bulunması sonucu oluştuğu bilinmektedir ve yükselen insülin seviyeleri de bireylerde genelde obezite ve tip 2 diyabet ile bağlantılı olduğu bilinmektedir.
Yapılan araştırmalarda yüksek früktozdan zengin beslenmenin hiperinsülinemi, hipertrigliseridemi ve bozulmuş glukoz toleransıyla birlikte insülin direncine yol açtığı görülmüştür.
Fruktoz Ve Metabolik Sendrom
Metabolik sendrom, dünyada ve ülkemizde giderek daha fazla sayıda insanı etkileyen önemli bir morbidite nedenidir.
Metabolik sendrom insülin direnci, bozulmuş glukoz toleransı, diabetes mellitus, obezite, abdominal yağ birikimi, dislipidemi, hipertansiyon ve koroner arter hastalığı gibi çeşitli risk faktörlerinin birleştiği bir bozukluktur.
Bu metabolik bozukluklar hem hayvan hem de insanlarla yapılan güncel çalışmalarda yüksek fruktozlu beslenmenin bir sonucu olarak ortaya çıktığı gözlenmektedir.
Fruktoz Ve Non-Alkolik Karaciğer Yağlanması
Non alkolik karaciğer yağlanması, alkol tüketimi fazla miktarlarda olmayan bireylerde lipitlerin birikimi olarak tanımlanmaktadır. Genellikle artan kardiyovasküler hastalık riskiyle ilişkilendirilen ve metabolik sendrom hastalığının belirteçlerinden biri olarak görülen bir hastalıktır.
Fruktozun karaciğerde yağ birikimiyle olan ilişkisinin araştırıldığı çalışmalarda früktozun aşırı tüketimi durumunda intrahepatik lipitlerin birikiminde rol oynayabileceği belirtilmiştir.
Sonuç olarak kronik hastalıkların oluşumundan korunmak için fruktoz tüketimi özellikle de risk gruplarında kontrol edilmelidir. Hastalık ne olursa olsun beslenme programının hastalığa göre düzenlenmesi tedavide en önemli basamaktır. Hastalıkların sebepsiz yere gelmediğini unutmayın. Biz hastalanmıyoruz, yanlış tercihler yaparak kendimizi hasta ediyoruz. İyi tercihler yapmanız dileğiyle :)