Çocuklarda sorumluluk duygusu

Çocuklarda sorumluluk duygusu

Her anne – baba, sorumluluklarını bilen çocuklarının olmasını ister. Ama bu duygunun kazanılması ve gelişimi; anne – babanın, erken çocukluk döneminden başlayarak çocuğun yaşına, cinsiyetine ve gelişim düzeyine uygun görevler vermeleriyle gerçekleşebilir. İki buçuk yaşından başlayarak döke saça da olsa çocuğun çorbasını kendi başına içmesine fırsat vermek, oyuncaklarını toplaması için onu yönlendirmek, sorumluluk konusunda çocuğu cesaretlendirici ve destekleyici bir ortam sağlar. Bunun gibi yaşına uygun ve net yönlendirmeler sonucunda çocuk; kendisinden beklenenleri anlayarak hareket eder ve kendine olan güveni artar.

Tam tersine uygulanan aşırı koruyucu yaklaşımlar; çocuğun kendi kendine yeten, bağımsız bir birey olmasını engeller. Çocuk veya genci aşırı derecede korumak, onu adeta kanatları altında büyütmek, yarar yerine zarar verir. Benlik saygısının tohumları, sorumluluk verilirse gelişir.

Diğer bir hatalı tutum ise; çocuktan beklenenleri, yaşına uygun olmayan, anlaşılmaz cümlelerle ifade edip, çocuğun yapmasını beklemek; yapmadığında da haksız bir öfkeye kapılmaktır. “Çabuk git ve odanı topla” ifadesi, ilkokul çağındaki çocuklar için belirsiz ve tanımlanmamış bir ifadedir. Bunun yerine “Önce yatağındaki giysileri katlayıp dolaba koy” demek ve bitirdiği zaman da bir diğer adımın ne olduğunu net olarak söylemek daha açıklayıcı ve doğru bir davranış olacaktır. Böylelikle çocuğun da ruh sağlığını bozmadan, gereksiz öfkeler yaşamadan sorumluluk duygusunu kazandırmak adına atılacak adımlardan biri atılmış olur.

Çocuğun sorumluluk duygusunun gelişimi için, yaşına uygun bir takım basit kararları alma hakkına sahip olması gereklidir. Bu ortamın oluşturulması için de çocuğa uygulama olanağı vermek gerekir. Giysisini kendi seçen, dilediği resimleri yapan, yemeğini baskısız şekilde yiyen, kişiliğine saygı gösterildiğini gören ve kendini özgürce ifade edebilen çocuk “ben değerliyim” diye düşünür. Çocuğun önemli ve değerli hissetmesi, onu yeni atılımlara ve başarılara götürür.

Erken çocukluk döneminden başlayarak, çocuğun problemler başa çıkma becerisinin gelişimi için gerekli tutumlar sergilenirse, sorumluluk duygusunun gelişimi de desteklenmiş olur. Çocuğun içinde bulunduğu gelişimsel dönem göz önünde bulundurularak, çocuk kendi sorunları ile baş başa bırakılabilmelidir. Örneğin, kardeşi - arkadaşı ile yaşadığı bir çatışma, ödevini - defterini unutma yada kaybetme gibi. Bu yaklaşım çocukların sorunlarla mücadele ederek uğraşmasına olanak vermek, kendisine güvenli, sorun çözme becerileri gelişmiş bireyler olarak yetişmeleri için gereklidir. Karşılaştığı her zorluğa aşırı yardım eden ana babaların çocukları sürekli başkalarına muhtaç, kendilerine güvensiz olur. Böyle kişiler yeteneklerini keşfedemez ve asla yaşına uygun sorumluluk becerisini kazanamazlar.

 

Bu makale 11 Mart 2019 tarihinde güncellendi. 0 kez okundu.

Yazar
Uzm. Dr. Figen Karaceylan Çakmakçı

Uzm.Dr Figen KARACEYLAN ÇAKMAKÇI, 1972 yılında Isparta'da doğmuştur. Lisans öncesi öğrenimini Antalya'da tamamladıktan sonra Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi'nde başladığı tıp eğitimini 1997 yılında tamamlayarak tıp doktoru unvanı almıştır. İhtisasını ise 2004 yılında Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi'nden almış ve Çocuk Psikiyatrisi Uzmanı olmuştur.

Uzmanlık eğitimi sonrasında, 2004-2010 yılları arası Kocaeli'nde birçok kurumda görev yapmış olan Uzm.Dr Figen KARACEYLAN ÇAKMAKÇI, mesleki çalışmalarına 2007 yılından biri kurucusu olduğu Dünya Çocuk Psikiyatri & Psikoloji merkezi'nde devam etmektedir.

Yazarı sosyal medya'da takip edin
instagram
Etiketler
Çocuklarda sorumluluk bilinci
Uzm. Dr. Figen Karaceylan Çakmakçı
Uzm. Dr. Figen Karaceylan Çakmakçı
Kocaeli - Çocuk ve Ergen Psikiyatristi
Facebook Twitter Instagram Youtube