Araştırmacılar, babanın çocukla doğrudan birlikteliğinden kaynaklanan sosyal ve psikolojik faydaların etkisinin hayli geniş bir çapta olduğunu buldular. Babaları kendileriyle oyun oynayan, kitap okuyan, dışarı çıkaran ve bakımıyla ilgilenilen çocukların, okul yıllarının başında çok daha az davranışsal soruna sahip olduğunu ve ergenlik döneminde de uygunsuz veya suç teşkil edebilecek hareketlerden uzak durma olasılıkları daha yüksekti.
Babalar sadece çocuğun dil gelişimi üzerinde değil, düşünsel gelişimi, okula uyum sağlaması, ve mizacını da etkiliyor.Babalar genellikle nesneleri tabiatına uygun olmayan bir şekilde kullanırlar diye belirtiyor Montreal Üniversitesi'nden Daniel Paquette. Babalar çocuklarıyla boğuşurken şakayla karışık sataşmak için çocuğun hem duygusal hem de zihinsel olarak dengesini bozar ve denge bozma kelimesinin insanı açıkça kaygılandıran anlamına rağmen çocuklar bundan hoşlanırlar. Bu dengenin bozulması hayati bir işleve sahip olabilir. Bu çocuklarımıza karşılaştıkları başlıca zorluklaran biri karşısında yardımcı oluyor olabilir. Beklenmedik olaylarla nasıl mücadele edileceğini öğretiyor olabilir. Çocukların'' risk almak için güdülenmesi, teşvik edilmesi ve cesaretlendirilmesi en az istikrar ve güvenlik kadar önemli bir ihtiyaç'' diyor Paquette.
Araştırmacıların babaların etkisini aradığı yerlerden birisi de çocuktaki dilin gelişimi.Dil çocuğun ilk yıllarında belirleyici bir etkiye sahip.Babalar bu süreçte önemli bir rol oynuyor.
Bir baba oğluyla sıcak ilişki kurduğunda, o çocuğun babası gibi olma ihtimali babasıyla yakın ilişkisi olmayan erkek çocuklarına göre daha fazla oluyordu. Babanın kendi erkeksiliğinin bir önemi yok önemli olan oğluyla olan samimiyeti ve yakınlığı.Baba çocuğun sosoyal gelişimi üzerine güçlü bir etkiye sahip.Babanın çocuklarıyla olan sevgi dolu etkileşimleri çocuğun akranlarının duygularını öğrenmesine, okuldaki popülerliğine etki ediyor.
2011 yılında Yeni Zelanda'da da babaların çocuklarının doğum kilolarını nasıl etkileyebileceği üzerine eğilen bir araştırma yapıldı.2002 çifti takibe alan ekip, kadınları hamilelikleri boyunca ve de doğum sonrasında gözlemledi. Babadaki obezite ve tansiyon ile bebeklerinin kiloları arasında bir bağlantı olup olmadığını merak etmşlerdi.Tansiyon ile doğum kilosu arasında bir bağ bulamadılar, ancak babanın kilosuna baktıkları zaman hayli rahatsız edici bir durum ortaya çıktı; babalarda obezite, özellikle santral obezite ya da midede yağ toplanması gibi sorunların her biri ile bebeğin düşük ağırlıkta doğması arasında yüzde 60'a varan bir bağlantı tespit edildi. Annenin obez olması ise bir fark yaratmıyordu.