Diyabet olarak adlandırdığımız Şeker hastalığı , maalesef bir halk sağlığı sorunu olarak devam etmektedir. Halk sağlığı diyoruz çünkü sadece diyabet olan bireyi değil, her yönüyle toplumu da etkilemektedir.
2017 yılında tüm dünyada 451 milyon kişide (18-99 yaş arası) diyabet varken , 2045 yılında bu sayının 693 milyon kişi olacağı hesap ediliyor ki bu arada hastaların yaklaşık yarısı da diabet olduklarının farkında değiller…Kısaca şöyle diyebiliriz. Her 100 kişiden yaklaşık 9’unda diabet vardır ve her 100 kişiden 7’si de Bozulmuş Glikoz Toleransı dediğimiz Diabet adayıdır!!!
DİYABET NE ZAMAN AKLIMIZA GELMELİ?
*Aşırı susama
* Aşırı idrara çıkma
*Kilo kaybı ya da kilo alımı
*İştah artışı
*Halsizlik, yorgunluk
*Ayaklarda uyuşma, karıncalanma
*Bulanık görme…
gibi semptomlar var ise bu durumda kan şekeri ölçülmelidir.
DİYABETİN ÇEŞİTLERİ NELERDİR?
Tip 1 DM
Tip 2 DM
Gestasyonel DM (gebelik DM )
Prediyabet (henüz diabet olmamış, ancak kan şekeri yükselmeye başlayan kişiler)
DİABETTEN NEDEN KORKUYORUZ ?
Diabet komplikasyonlarla seyreden bir hastalıktır. Yani kan şekerinin yükselmesi diğer organlara zarar verdiği için korkuyoruz. Maalesef baştan ayağa kadar her yerimizi etkiler. Hangi tür hasarlar yapar diabet bir bakalım:
DİYABETİN GÖZE ETKİSİ:
Diyabet göz küresinin arkasındaki retina tabakasındaki damarlara zarar verir. Bulanık görmeden , katarakt ve körlüğe kadar giden birçok problem oluşturur.
Gözde diabetin yaptığı hasara yol açan faktörlerin başında yüksek kan şekeri seviyesi, yüksek tansiyon ve böbrek hasarının da başlamış olması gelir.
Göz kontrolü diyabet teşhisi konar konmaz (özellikle tip 2 Diyabette ) hemen yapılmalı ve yılda bir de tekrarlanmalıdır. Zamanında yapılan müdahaleler körlük riskini %60 kadar azaltır.
DİYABETİN BÖBREKLERE ETKİSİ:
Tüm Diyabet hastalarının yaklaşık %30 ‘unda böbrek yetersizliği meydana gelir ki diyalize giren hastaların en önemli nedeni kontrolsüz diyabettir.
Bu durumu anlamak için idrar ve kan tahlilleri yapılıp böbrek fonksiyonları değerlendirilir. 24 saatlik idrar toplanıp idrarda mikroalbümin dediğimiz bir proteine bakarız. Çıkan sonuçlara göre böbrek hasarı olup olmadığı anlaşılır.
DİYABETİN SİNİRLERE ETKİSİ:
Yüksek şekere maruz kalan sinirler hasar görür ve işlevlerini yapamaz hale gelirler. Özellikle bacaklar ve ayaklarda hissizlik, yanmalar, uyuşma ve karıncalanma gibi şikayetler belirir.
Ayaklarda meydana gelen yaralar derin ülserlere bunlar da ayağın kesilmesine kadar giden komplikasyonlara yol açar.
Yine sinir hasarları diyabetli kişilerde terlemede azalma veya artma, İstirahatte kalp hızında artış, cinsel işlev bozukluğu, idrar retansiyonu (mesanede idrar birikmesi), Hipotansiyon(düşük tansiyon), Kardiyak aritmi (kalp ritm bozuklukları), hipoglisemiyi (şeker düşüklüğünü ) algılayamama, bazen ishal, bazen kabızlık, mide boşalmasında bozulma gibi semptomlara yol açar.
Diyabette kan şekeri yükselince sinir harabiyeti olup mideyi de etkiler ve midenin boşalması yavaşlar. Bu durumda midede şişkinlik, bulantı, kusma, geğirti gibi semptomlar başlar.
Ayrıca yine diyabette en sık ölüm nedeni Kalp krizleridir. Buna neden olan da yine yüksek şekerin yaptığı damar hasarlarıdır. Koroner arter dediğimiz kalbi besleyen damarlarda tıkanıklıklar ve damar yapılarında düzensizlikler oluşturur.
Öyleyse Diyabet sadece kan şekeri yüksekliği değil , aynı zamanda oluşturduğu kötü hasarlar açısından da önem arzediyor…..
Tedavisi kadar hastanın uyumu da çok ÖNEMLİ!!!