Bazen bizi bunaltan ama çoğu zaman enerjimizi en üst seviyeye çıkaran güneş ışığı sonbaharla birlikte maalesef azalmaya başladı. Buna bağlı olarak bağışıklık sisteminin zayıflamasıyla soğuk algınlıkları, depresyon gibi rahatsızlıklarla karşı karşıya kalma olasılığımız bir hayli yüksek.

Bu dönemde vücudumuza zarar veren serbest radikal dediğimiz moleküllerle savaşan antioksidanları beslenme programımıza eklemek bağışıklık sistemini güçlendirmek için önemli bir anahtar.

Bunu sağlamak için genel anlamda günde en az 3-4 porsiyon sebze ve 4-5 porsiyon meyve tüketimi çok önemli. Antioksidan kaynağı olarak A, C, E vitaminlerinden zengin ürünleri tüketebilirsiniz. Bunlara örnek olarak havuç, brokoli, kabak, lahana, karnabahar gibi sebzeler, kış boyunca bulunan portakal, mandalina, kivi, greyfurt gibi meyveleri tercih etmelisiniz.

Bağışıklık sistemi açısından yeşil yapraklı sebzeler, fındık, ceviz ve kuru baklagil gibi E vitamininden zengin yiyecekler mutlaka beslenme programı içinde olmalıdır. Yumurta özelikle vücut proteinlerine dönüştürülebilen en önemli protein kaynağı olması sebebiyle ve vitamin zenginliğiyle hastalıklara karşı her gün 1 adet tüketilmesi fayda sağlayacaktır.

Sonbaharla birlikte en büyük zenginliğimiz olan balığın da mevsimi gelmiş oldu. Omega-3 kalsiyum, fosfor ve selenyum zenginliğiyle bağışıklık sistemi açısından bu dönemde haftada 2 gün taze balık tüketilmesi olmazsa olmazlarımızdan olmalı.

Özellikle bağışıklık sisteminin çöktüğü ve hastalığın geliştiği akut dönemde sıvı ihtiyacı çok önemlidir. Bu dönemde bol su içmek ve meyve suyu tüketmek uygundur.

Bütün bunların yanında sadece sonbaharda değil her mevsim uygulanması gereken bedeninize uygun kaloride ve öğünde bütün besin gruplarını içeren, sıvı düzeni yeterli ve fiziksel aktivite destekli dengeli ve düzenli bir program her mevsim bağışıklığınız için çok faydalı olacaktır.