Antioksidanlar ve damar sağlığımız

Antioksidanlar ve damar sağlığımız

   Hücrelerimizi ve organlarımızı besleyerek yaşamımızı idame ettirmede önemli rolü olan damar sistemimiz yıprandığında yaşama kalitemiz doğal olarak bozulmaktadır. Damarlarımızı yıpratan önemli  düşmanları  başlıkları ile sıralayacak olursak:

    1-     Sıgara

    2-     Tansiyon yüksekliği

    3-     Metabolik sendrom

    4-     Şişmanlık 

     5-     Şeker hastalığı

     6-     Yanlış beslenme

     7-     Kolesterol yüksekliği

      8-     Hareket azlığı

      9-     Stres  

      Damar yaşlanması orta ve büyük damarların bir hastalığı olarak bilinir.  kalp damarları, beyin damarları,  ayak ve bacak damarları, böbrek damarları başlıca  risk altında olan damarlarımız.

 Damarların iç kısmında koruyucu zar yukarda saydığım faktörlerinde etkisi ile  düz ve sağlıklı olan yapısını bozarak pürtüklü  bir hal alıyor.  Zaman içerisinde  yağ kolesterol  gibi maddeler  hassaslaşmış damar içindeki bu bölgelerde yerleşerek sağlıklı damar yapımızda ilk olumsuzlukları başlatıyor.

  Yaş ve cinsiyetle ilgisi var mı  sorusunun cevabı : Elbette ilgisi var ama bazı tedbirlerle bunu geciktirmek elimizde.

Son yıllarda damar setliği veya damar yaşlılığı  ile  sıgara, stres, alkol gibi zararlılar birlikte sık anılır oldu.   Buna şişmanlığı, tembelliği, uyuşukluğu  hatta beslenmede yaptığımız affedilmez hataları ilave edebiliriz.

            beyaz şekeri, beyaz unu, hamurlu gıdaları, kızartmaları ve doğal olarak katı yağları Yine kırmızı etin tüketilmesi, etteki yağ oranının fazla olması, taze olmayan bayatlamış patetes , rafine gıdalarla beslenmeye çalışmak, bir de hazır gıdalarla, fast-foot tarzı, beslenme tarzı gibi nedenleri de  damarlarımızı yıpratan   unsurların başlıcaları olarak sayabiliriz.

 Ailede kalp hastalığı, damar hastalığı, şeker hastalığı, beyin felci, tansiyon yüksekliği gibi bir problem varsa damarları koruma noktasında daha dikkatli olmakla gerekiyor.

 Seker hastalığı  toplumda çok yaygın görülen damarlarımızın başka bir düşmanı   damar sistemi üzerinde  ciddi tahribatlar yapıyor.

  Damarlarımızı yıpranma ve yaşlanmaya karşı korumada üzerimize düşen vazifeler nelerdir?   Neler yaparsak damar sertliğine karşı kendimizi koruruz?

 Dengeli beslenmeliyiz. Hem şişmanlamamaya hem de kan yağlarını yükseltmemeye çalışmalıyız. Kolesterol ve trigliseridlerin  yükselmesine sebep olan özellikle kızartmalı, yağlı, hamurlu ve iç yağlı kıyma türü beslenmelerden vazgeçmeliyiz.

Günümüzde sık karşılaştığımız hastalıklardan olan ve tüm hastalıkların da sebebi olarak kabul ettiğimiz stres ve gerilim ve buna bağlı uyku düzensizliği önlenmeli etkenlerdendir.

Gıdalarla almak zorunda olduğumuz yağların miktarını azaltmaya çalışmalı, yağlı gıdalar almak zorunda kalıyorsak zeytinyağı, balık yağı, omega üç ve altı yağlarını kullanmaya gayret etmeliyiz.

Kan basıncının düzenli ve dengeli olmasını  muhakkak temin etmeli ve kan basıncının yükselmesinde önemli etken olan tuzlu gıdalardan ve stresten uzaklaşarak  kendimizi korumalıyız.

Antioksidan olarak bilinen gıdalar var. Bunlar sebzeler, meyveler ve kurutulmuş meyveler, bunları sofralardan eksik etmemeye çalışmalıyız.

Alkol, sigara,  demli, koyu çay  hatta fazla tüketilen kahve  gibi zararlı maddelerden uzak durmaya çalışmalıyız.

Hayvansal protein yerine mercimek, nohut, fındık, fıstık, ceviz ve soya fasulyesi gibi gıdaların tüketilmesine özen göstermeliyiz. Hem protein ihtiyacını gideriyoruz, hem de yanlış beslenmemiş oluyoruz .

 Soğan, sarımsak ve yeşil sebzelerden istifade etmeye çalışmalıyız. Biliyorsunuz sarımsak hem tansiyonun dengelenmesine vesile oluyor hem de soğan ve sarımsak ikisinde bulunan  lifler ve flovunovid   dediğimiz antioksidan maddeler nedeniyle damarlarımızın korunmasında olumlu katkılar sağlayabiliyoruz.

Su ve mineral alımına dikkat ederek magnezyum, çinko, demir, krom, kalsiyum, sodyum, potasyum gibi maddeleri  dengeli almaya çalışmalıyız ki; damar yapımızın sağlıklı işlemesi için bu maddelere kaçınılmaz yararı olan elementlerdir.

 Kendimiz ve çevremizle barışık yaşamak. Bunun damar sertliğiyle ne ilgisi olur mu? demeyin lütfen. İlgisi var. İnsan, kendisiyle barışık yaşadığı zaman her türlü olumsuzluğa  karşı daha dayanıklı oluyor .

 Kendine saygı duymada  insanı zinde ve dinamik tutuyor. Kendine saygı duyan kendini seven insan doğal olarak kendine daha az zarar verir. Böyle bir etkisi de söz konusu. Onun için kendimizle barışık yaşamalıyız.Kendisi ile barışık yaşayan insanın savunma sistemi daha sağlıklı çalıştığı için sadece damar hastalığı değil kanserden ülsere bir çok hastalığa karşıda daha mukavim hale gelebiliyoruz.

Bu makale 17 Mart 2019 tarihinde güncellendi. 0 kez okundu.

Yazar
Doç. Dr. Ali Akben

Doç Dr. Ali AKBEN, 1957 yılında Kahramanmaraş'ta doğmuştur. Lisans öncesi öğrenimini Kahramanmaraş'ta bitirmiştir. 1976 yılında İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi'nde başladığı tıp eğitimini başarıyla tamamlayarak tıp doktoru unvanı almıştır. 1982-1984 yılları arasında mecburi hizmetini Iğdır'da yerine getirmiş ve 1984 yılında Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi'nde ihtisasına başlamıştır. İhtisasını tamalayarak Nöroloji Uzmanı olmuş olan Dr. AKBAN, Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Nöroloji Anabilim Dalı Nörofizyoloji bölümünde Elektromyografi eğitimimi tamamlayarak EMG uzmanı olmuştur. Tıp eğitiminin yanısıra 1988 yılında Akapunktur ve Tamamlayıcı Tıp uygulamaları alanında teorik ve pratik çalışmalar yapmaya başlayan Doç Dr. Ali AKBEN, Kanada, Amerika Birleşik Devletleri ve Çin'de ilgi ve tecrübelerini artırmak amacıy ...

Etiketler
Antioksidan
Doç. Dr. Ali Akben
Doç. Dr. Ali Akben
İstanbul - Nöroloji (Beyin ve Sinir Hastalıkları)
Facebook Twitter Instagram Youtube