Bizim hikayemiz tam bir yıl önce sadece halsizlik ve hafif karın ağrısı ile başladı. Bir gün doktorumuza Kartal arastirma hastanesine gittik
Muayenede birkaç şüphe oluştuğunu görebiliyordum doktorda. Bizi jinekolojik onkoloji doktoruna yönlendirdi. Onkoloji kelimesini duyunca kıpırdamadan, öylece dikildim ve duvardaki bebek fotoğraflarına bakakaldım. Aslında pek de bir şey görmüyordum.
Önerdiği onkoloji doktoruna aynı gün ulaşamadık. O sırada internetten bulduğumuz en yakın jinekoloji onkoloji profesörüne gittik. Bizden tahliller istedi. Biyopsi alınabileceğinden, belki operasyon gerekebileceğinden bahsetti. Ertesi gün, ilk önerilen doktora, İlker Kahramanoğlu hocaya gittik. Yumurtalıklardan kaynaklanan ve bağırsaklara ve karın zarına yayılmış bir tümör olduğunu öğrendik. Ameliyat gerekiyordu. Bir şekilde tanı konulmuştu ve neler yapılacağını artık biliyorduk.
Sadece üç gün sonra, sabah 6’da eşimin ailesi, benim ailem, yakın arkadaşlarımız hastanedeydik. Hasta odasının dışında, kapıda.1 saat sonra eşim ameliyata alındı.
Girdikten neredeyse 10 saat sonra yoğun bakıma çıktı eşim. Çıkarken çok kısa eline dokunabildim. Gözünü bir kez kırptı bana yoğun bakım kapısında. Ne yapmalıydım? tam bir hiçlik. Doktor bizi çağırdı odasına. Bir odaya sekiz kişi girdik. Doktorumuzun ağzından iyi bir şeyler duyabilmek için her şeyi feda edebilirdim. Bir şekiller çizmeye başladı. Tümörün nerelerde olduğunu anlatıyordu.
Sağ yumurtalıktan çıkan kitle nasıl yayılmıştı, hangi organlar tutulmuştu… Tuttuğum nefesi, ‘tümörleri tamamen temizledim’ dediği anda verebildim. Çocuklar gibi sarıldım doktora. Sıcak kemoterapi de yapılmıştı.
Ertesi gün eşim servisteki odasına geldi ve artık yanımızdaydı. Beraber yürümeye başladık. Çocuğumuzu kucağına alabiliyordu. Sonrasında taburcu olduk.
Sıra kemoterapideydi. Bunun için aynı hastanede Dr. Hakan Karagöl’e gittik. Kemoterapi başlamadan tomografi çekildi. Ameliyattan önce çekilen tomografideki hiçbir tümör, bu tomografide yoktu. Bunu duymak, hem de iki üç farklı doktordan duymak nasıl bir his. Bir insanı daha çok ne mutlu edebilir?
Bir de şu çok önemli. Artık over kanserine dair çok şey biliyorduk. Bilincinde olunca, sanırım doktorların da işini kolaylaştırıyoruz hastalar olarak. 6 kür kemoterapi aldık. Karboplatinum ve paklitaksel. En çok ellerinde uyuşma sorunu ve ishal ile uğraştık kemoterapi sürecinde. Son olarak mayıs 2021’de tüm tedavi sürecimiz bitti.
Bu arada, genç yaşta yumurtalık kanseri tanısı alınca doktorumuz, bizi genetik teste yönlendirdi. Aslında halk arasında sık olan ama bilinmeyen brca geni eşimde pozitif bulundu. yakın zamanda doktorumuzun önerdiği, yurt dışından getireceğimiz bir ilaca başlayacağız. ne yazık ki bu ilacı devlet karşılamıyor. ilaç için harcayacağımız para, ameliyat ve kemoterapi sürecinde harcadığımızdan daha fazla. Tek umudumuz bunu sigortadan geriye yönelik olarak alacak olmak.
Hikayemiz başlayalı bir yıl oldu. Eşim bebeğini en son ameliyata girmeden bir saat önce emzirdi. Her kontrolde iyi haber aldıkça havalara uçuyoruz.
Hiç tanışmamış ve yüksek ihtimalle hiçbir zaman tanımayacak olsanız da, bu süreci geçirmiş kişilere bir yakınlık hissediyorsunuz. Yalnız değilsiniz, biliyorsunuz. Elbette sayılar, yüzdeler başından beri aklımızdan çıkmıyor ama şunu iyi biliyorum, bu hastalığın atlatılma ihtimali sıfır değil.