beni bir akrabam yönlendirdi. kısaca anlatmak gerekirse kafam boynumun üzerinde duramıyormuş. bunu söyleyen ilk doktor değildi erek bey. daha önce şikayetlerimi anlata anlata 4 doktor gezdim. 5. doktor söyledi bunu. dedi kendine bu ameliyatları yapan bir doktor bul. 2 doktora daha gittim kimse yapmadı ameliyatımı. çok riskliymiş. beyin cerrahisinde özel bir alanmış bu. erek beye giderken de çok umudum yoktu ne yalan söyleyeyim. yurtdışında doktor araştırmaya başlamıştım bir yandan. uzaktan akrabamız olurmuş kendisi. tüm filmlerime baktı, muayene etti. evet dedi tanı doğru, ameliyat olman lazım. proogramına bakttı, salı günü yapabilirim ameliyatı dedi. dedim çok riskliymiş. o da doğru dedi. bir beyin cerrahının yaptığı sinir sıkışması ameliyatı bile ciddi riskler içerir dedi. sonra başladı anlatmaya, riskler nedir, beklentiler nedir, işler yolunda gitmezse ne olur, giderse ne olur, ameliyat olursam ne olur, olmazsam ne olur.. o anlattı ben soordum, ben sordum o anlattı. yahu ben ameliyat oldum, çıktım, ilk gelişlerini hayal meyal hatırlıyorum. narkozu iyice atınca geldi hadi dedi kalk yürü. dedim erken değil mi? bir boyunluk taktılar dedi hadi yeter bu kadar yattığın. ben kalktım yürüdüm. oturdu refakatçi koltuğuna muhabbet ettik, sanki ben ameliyat olmamışım kafamın ve boynumun arkasını 8-10 saat önce kesmemiş de denk gelmişiz sohbet ediyoruz. çay vardı annem çay koydu hepimize. 2 gün sonra taburcu etti beni. 1hafta sonra kontrole gittiğimde dikkat etmem gereknleri anlattı. birkaç kontrole daha gittim tamam dedi. bende geldim yazıyorum şimdi. tüm bunları yazarken hem bir titreme hissettim içimde hem şükran. ne denir.. varolsun.. iletişimi hiç koparmayız elbet ama o içten gülümsemesiyle hep minnettar olacağım..
Görüşü Şikayet Et