Seanslar bilgi

İki seansımda iyileşir, OKB'de ilaç tedavisi zorunludur, çünkü rahatsızlığın biyolojik temeli çok kuvvetlidir, ilacı reçetelemem seansımın beş dakikasını alır geriye kalan 45 dakikada rahatsızlık konusunda hastamı bilgilendirmek (psikoedükasyon), tedavide yol haritamı anlatmak, psikoterapi (bilişsel ve davranışçı yönelimli psikoterapi) üzerinde yoğunlaşırım. Sadece psikoterapi ile tedaviye niyetlenmek günümüz şartlarında 3 nedenle imkansız gibidir: 1) En az 10 seans gerektirir ki maliyeti 6000 lirayı bulur. 2) Etkinlik ilaç tedavisine kıyasla düşüktür, hasta hiç iyileşmeyebilir. 3) Hastanın 10 seansa ayıracak para ve zamanı yoktur. İşte bu nedenle 2 seansta ilaç+psikoterapi+eğitim ile en geç 6-8 haftada tam şifayı sağlar, biz doktorların kendi aralarındaki deyimle hastayı "çiçek" gibi yaparım, en ağır ve inatçı OKB vakalarında bile...Bu rahatsızlık grubunda çalışmaktan da büyük keyif alırım. Umarım yeterince anlaşılır anlatabilmişimdir tarzımı. Bu tarzımı şizofreni, depresyon, panik bozukluk, yaygın anksiyete bozukluğunda da aynı şekilde sürdürürüm. En kısa sürede, en düşük maliyetle "tam iyileştirme".

En geç iki ayda tam iyileşmeyi yakalarız; sonraki dönem idame yani sürdürüm tedavisidir ki rahatsızlığın tekrar ortaya çıkmasını engelleme amacını taşır; sürdürüm tedavisi 1,5-2 yıldan az olmamalıdır. Hastanın daha önceden tekrarlamış atakları varsa, ataklar zor kontrol altına alınıyorsa, zorlu depresyon atakları eşlik ediyorsa, psikotik belirtili obsesif-kompulsif bozukluk söz konusu ise, uzmanda rahatsızlığın tekrarlayacağı konusunda hissiyat oluşuyorsa (bu hissedebilme bizim alanda çok önemlidir, kitaptan falan öğrenilmez, uzmanın doğal yeteneği-yirmi, otuz yıla dayanan tecrübesi, gördüğü onbinlerce hastanın edindirdiği ustalık karışımı bir şeydir (motor ustasının arabanın sesini dinleyip arızayı belirlemesi gibi akıl, sır ermeyen bir durumdur) sürdürüm tedavisi uzayabilir. Uzun sözün kısası hastaya konfeksiyon elbise *** *** ** beden verilmez, hastaya özel-tek, yegane, özel, unique tedavi verilir, ilaçların seçimi-dozlarının belirlenmesi-birbirlerine eklenmesi-tedavinin süresi ile birlikte...yanısıra psikoedükasyon ve psikoterapi sürdürülür...herhangi birinde en ufak hata başarısızlık, fiyasko, hayal kırıklığı ile sonuçlanır...Ben işin alfabesi olan tanı koyma aşamasında % 80'lere varan hata görüyorum ki kombine tedaviler falan hayal oluyor, acı ama gerçek bu, çoğu tıp fakültelerindeki eğitim eski sağlık meslek liseleri düzeyinde seyrediyor.