Doktorsitesi.com

sayin doktorum benim sikayetim 51 yasindayim emekli oldm cok buyuk boslug

AE

Ahm*** E***

23 Ekim 2009
sayin doktorum benim sikayetim 51 yasindayim emekli oldm cok buyuk bosluga dustum hic biseyden zevk almiyorum biyere cikmak istemiyorum cevremde yok zaten bunalima girecem uyku duzenim bozuldu esimle bile sikintilarimi paylasamiyorum 30 yildir calisiyordum tekstilde simdi alisamiyorum oturmaya sanki ise yaramayan biri gibiyim maddi sorunumda yok geciniyorum tek derdim bosluktayim sanki tesekurler ahmet ercan
1 cevap
136 görüntülenme

Cevaplar (1)

Uzm. Psk. Esra Akpınarlı
Uzm. Psk. Esra Akpınarlı
Psikoloji
Sayın Ahmet Ercan, Yaklaşık yedi yaşlarında okula gitme ve bir meslek edinme amacıyla başlayan yaşam mücadelesi; çalışmak, üretmek ve yaşamını kazanmak üzere iş hayatına atılma süreciyle devam eder. Cinsel Kimlik Rolleri'ne uygun olarak bir erkeğin, iş hayatındaki üretkenliği daha fazla önemli sayılmaktadır ve erkek de bu doğrultuda yaşamını çoğunlukla iş hayatıyla temellendirir. Batıda, bireylerin iş hayatı dışındaki hobilerine de vakit ayırmaları sıkça görülen bir durum olmasına rağmen, ülkemizde ne yazık ki bu insanca bilinç henüz yeni yeni oluşmakta gibi gözükmektedir. Gerçekten de; yaşam süreci boyunca edindiğimiz sosyal ilişkiler ve dostluklar, spor, sanatsal veya düşünsel faaliyetler, sosyal sorumluluk projelerinde yürütülen gönüllü faaliyetler, doğayla kurulan yakın ilişkiler gibi kişiye has ilgi ve beceriler, o kişinin yaşamını daha anlamlı hale getirdiği gibi, ileriki yaşlar için de bir nevi yatırım ve fon oluşturabilmektedir. Ülkemizde tekstil sektöründe geçirilen bir yaşam, neredeyse özel yaşantıya zaman bırakmaz bir yoğunlukta olabilmektedir. Bunu tahmin etmek çok zor olmasa gerek. Ancak, 51 yaş, çok genç bir yaş ve belki de en üretken ve olgun çağınız. Şu anda son derece doğal olarak bir boşluğa düşmüş gibi hissediyorsunuz ve 30 senedir alışmış olduğunuz bir yaşamdan kendinizi adeta koparılmış gibi hissediyorsunuz. Psikiyatride Uyum Bozuklukları altında işlenen bu durumunuza günlük hayatta çok sık rastlanabilmekte olup bu bozukluklar, boşanma ve ayrılık, liseden üniversiteye geçmek, göç veya emeklilik gibi iş ve mekan değişiklikleri, askere alınma gibi yeni durumlara uyum sağlamaya ilişkin ortaya çıkan ruhsal tepkiler dir. Bir bozukluğa uyum bozukluğu tanısı konabilmesi için; * bozukluğun stres faktörü oluşturan sebepten (örn. emeklilik) 3 ay içinde ortaya çıkması ve o stres etkenine bir tepki olarak duygusal (boşlukta hissetmek,vb) ya da davranışsal (uyku düzeninin bozulması,vs) semptomların gelişmesi şartları aranmaktadır. * bu bozukluk, stres etkeniyle 6 ay içinde başa çıkılabilir yani 6 ay içinde sonlanırsa, buna akut; * 6 ay ya da daha uzun sürerse, kronik teşhisi konur. Bozukluğun kronikleşmemesi için, stres etkeniyle başa çıkma becerilerinin edinilmesi önemlidir. İlk zamanlar depresif duygu durumu, uykusuzluk ve sosyal geri çekilme ile birlikte gidebilen uyum bozuklukları, dikkatle izlenmeli ve uzamaması için önlemler alınmalıdır. Kişiyi ruhsal ve bedensel açıdan sağlıklı ve kuvvetli tutan faktörlerden birisi de; dünyaya, yaşama ve varlığına verdiği anlamdır. Belki de bu zamana kadar varoluşunuzu daha çok işinizle özdeşleştirdiniz ve şu anda bu boşluğu nasıl telafi edeceğinizi bilemiyor ve kendinizi işe yaramaz gibi hissediyorsunuz. Uyum bozukluklarının önemli bir kısmının bir kaç ay içinde sürdüğü ve bu bozukluğun stres etkeni ortadan kalkmadığı halde düzelebildiği belirtildiğinden; ilk aşamada size depresif duygu durumunuzla başa çıkabilmeniz ve bundan sonraki yaşamınız için size gerekli olacak moral seviyesine gelebilmeniz için bazı acil önerilerde bulunmak istiyorum; Bugünden başlayarak, kendinize ayni işe gidecekmiş gibi sabahtan başlayan bir aktivite planı hazırlayın. Bu aktivite planınızda sabah erken bir saatte uyanmak, duş almak ve muhakkak dışarıya çıkmak olsun. Yürüyüş yapma imkanı olan ve keyif alacağınız bir mekanda en az yarım saatle bir saat arasında yürüyüş yapın. Size haz verecek bir yerde bir çay molası verin ve çayınızı içerken düşünmeye başlayın. Geçmişte yapmak isteyip de vakit bulamadığınız şeyleri hatırlamaya çalışın. Bu başka bir işle meşgul olmaktan, düzenli spor yapmaya, sanatsal bazı yaratımlarda (şiir, dans, vs) bulunmaya, sosyal veya yardım faaliyetlerine katılmaya (ilk yardım kursları, sosyal hizmetler ve çocuk esirgeme kurumu projelerine alınacak görevler, vs), okuyamadığınız kitapların bir listesini çıkarıp okumayı hedeflemeye, bir enstrüman çalmaya başlamaya kadar varabilecek düşündürücü, ve zevkli bir süreç olacaktır. Buradaki yaratıcılığınızın sınırlarını belirlemek tamamen size bağlıdır. Depresif duygu durumundan bir an önce çıkabilmeniz için kendi başınıza yapabileceğiniz ikinci olumlu şey de, sosyalleşmenizdir. Çevrenizin olmadığını belirtmiştiniz, umarım ya eski dostları hatırlayıp irtibata geçerek ya da yeni bir kaç arkadaş edinerek bunu gerçekleştirebilirsiniz. Bütün bunları lütfen deneyiniz. Eğer bu konuda profesyonel bir yarım almaya ihtiyaç duyarsanız, lütfen bundan da çekinmeyiniz. Uyum bozukluğu hastalarında bildirilen tedavi oranı olukça yüksektir ve bu tedavi, hastanın uyum bozukluğuna yol açan stresli yaşam olayıyla baş etmesine yönelik olarak hedeflenir. Stresli yaşam olayına ait yadsıma ve kaçınma azaltılarak, uyum doğal sürecine sokulur. Hastanın uyum bozukluğu ortaya çıkaran yetersiz baş etme yöntemleri üzrinde çalışılarak sorun çözme becerisi güçlendirilir. Anksiyete, genellikle hastanın sorunlarının konuşulması ve sıkıntıya yol açan duyguların dışavurulması ile yatıştırılır. Bazı durumlarda kısa müddetli anksiyolitik ilaçlar, vs kullanılabilir. Yine tedavinin amaçlarından biri depresif belirtilerden kurtularak yaygın anksiyete bozukluğu gibi kronik bozuklukların araya girmesini önlemek olduğundan, antidepresanlar da bu amaçla kullanılabilmektedir. Ben sizin kendi başınıza veya sosyal/profesyonel desteklerle bu yeni yaşam biçimine başarıyla adapte olacağınıza yürekten inanıyorum. Ancak, bu durumla baş etmekte ciddi bir biçimde zorlanıyorsanız, baş edemeyeceğinize inanıyorsanız, ölüm düşünce ve/ya planlarınız söz konusu oluyor/duysa, acilen bir uzman bir ruh sağlığı biriminden destek almanızı öneririm. Bugün, hala geriye kalan yaşamınızın ilk günüdür deyişiyle yazımı noktalarken, geleceğinize dair yaratıcı düşünce ve ilhamınızın su yüzüne çıkabilmesi için, şu andaki depresif duygu durumunu atlatmanız gereğini, bunu atlatmak için de, size verdiğim davranışçı tedavi önerilerini (dışarıda yürüyüş, koşma, spor, sosyalleşme) bu gnden itibaren yaşamınıza geçirmenizi ümit ediyorum. Esenlik dileklerimle,
23 Ekim 2009