Kafa travması ve anksiyete
AC
ALİ*** C***
3 Kasım 2019
İyi günler hocam.30 yaşındayım ve yaklaşık 3 ay önce başımı sol parietal bölgeden sertçe dolaba çarpmıştım.Çarpma sırasında herhangi bir bilinç kaybı,kusma,koma tarzı ağır belirtiler yaşamadım.Sadece çarpma bölgesinde ağrı,şişlik ve hassasiyet vardı.Geçen 3 ay süre içinde son zamanlarda ruhsal değişiklikler fark ediyorum kendimde.Normal zamanlarda beni rahatsız etmeyecek konuları kafama takar oldum.Daha içe kapanık hale geldim.Vücudumda en ufak birşeyde acaba tümör veya kanser mi var acaba diye yersiz kaygılar yaşıyorum.Örneğin; bu kafa travmasının(Subdural Hematom) 3 ay sonra bazı komplikasyonlara yol açtığı ile ilgili makaleler okudum ve bunu da kafama takmaya başladım.Ayrıca son dönemlerde derealizasyon problemleri de yaşamaya başladım.Bulunduğum ortam,yaşadığım muhite yabancılık gibi bir hisle boğuşuyorum.Sanki orada değilmişim gibi bir his.Anlık kopmalar yaşıyorum.Bu düşüncenin saçma ve aptalca olduğunu bile bile bu düşünceyi kafamdan atamıyorum ve bununla uğraşmak beni iyice yormaya başladı.Hayat kalitemi çok etkiliyor.Bu konu hakkında araştırma yaparken kafa travmalarının insanarın ruhsal kişilik bozuklklarına yol açtığını okudum.Bu ne kadar doğrudur acaba ve bu konu hakkında hangi tetkikleri yaptırmalıyım önce? Yardımlarınız için şimdiden teşekkürler...
1 cevap
151 görüntülenme
Cevaplar (1)

Uzm. Dr. Emel Koyuncu Kütük
Psikiyatri
Öncelikle geçmiş olsun. Genel tıbbi durumlara bağlı kaygı ( anksiyete) problemleri ve-veya depresif duygu durum sıkça karşılaştığımız konulardan bir kaç tanesi. Beyin de bir organ ve diğer organlar nasıl hastalanabiliyorsa, beyin de hastalanabiliyor. Bazen stres faktörü genel tıbbi durumla ilgili bir durum ( kafa travması, kalp yetmezliği, boyun fıtığı, kanser...) olabiliyor ve belirtiler bu durumu takip eden dönemde gelişebiliyor. Kaygı bozukluğunda beyin gerçek bir tehlike/tehdit yokken, gerçek bir tehlike varmışcasına bedeni alarma geçirebiliyor ve çarpıntı, terleme, uykusuzluk, iç sıkıntısı...gibi belirtiler beyin kimyasındaki değişimler sonucunda oluşabiliyor. Aynı şekilde tahammülsüzlük, hayattan keyif alamama, isteksizlik, tekrarlayıcı olumsuz düşünceler yaşama gibi depresif belirtiler gelişebiliyor. Yapılması gereken öncelikle detaylı bir ruhsal değerlendirme yapılması, ayırıcı tanıda yer alabilecek tüm organik nedenlerin dışlanması ( Beyin MRI, vitamin b12, tirodi testleri...)dır. Mevcut ruhsal durumu tetikleyen organik nedenler saptanırsa ayrıca tedavi edilmelidir. Ruhsal sürecinizle ilgili tedavide serotonerjik ajanlar ve bilişsel psikoterapiden kişi fayda görebiliyor. Detaylı bir ruhsal değerlendirmeden geçmeniz yararınıza olacaktır. Tekrar geçmiş olsun.
3 Kasım 2019
Toplam Cevap
470