Uzm. Psk. Esra AkpınarlıPsikoloji
Sevgili Aslı Hanım, "Evlenmeye Mecburum" diyerek evlenen çoğu kadın, evlenince mutlu olamayıp bu sefer ayrılmak için mücadele vermeye başlıyor. Evliliğin bir mecburiyet olarak gerçekleştiği; Güven, Saygı ve Sevginin birlikte bulunmadığı evliliklerin maalesef mutluluk şansı da pek bulunmuyor. Muhtemelen sezgilerinin ve mantığınız size bu evlilik kararınız konusunda yanlış birşeyler yapıyor olabileceğinizi sorgulatıyor, siz de bu yüzden kendinizi sıkışmış ve çaresiz hissediyor olabilirsiniz. Size önereceğim yol şudur; Bu akşam geç engeç 11 civarı yatın. Sabah 8-9 civarı kalkın. Bir duş alın ve doyurucu, zengin bir kahvaltı yapın. Sonra sevdiğiniz bir yerde (deniz kenarı veyabir park olabilir) yarm saat bir yürüyüş yapın. Sevdiğiniz sakin bir çay bahçesinde oturun, sakince düşünmeye başlayın. İlişkinizin en başından, sizi bugünlere getiren süreci sukunetle ve yargılamadan aklınızdan bir geçirin. (eger calısıyorsanız bunu tatşl gununuzde veya sakin bir öğle tatli arasında yapın). Ve sonra da bu kişiyle evlenirseniz, yaşamınızın nasıl olacağını düşünmeye başlayın. Evlenmezseniz ne olur bunu da düşünün. Sonra küçük yeni bir deftere notlar almaya başlayın. İki hayat biçimi arasındaki farkları yazmaya başlayın. Göreceksiniz ki, dağınık olan zihniniz canlanmaya ve daha önce aklınıza gelmeyen detayları yazmaya başlamışsınız. Bu yöntem, sizin organize olmanıza ve sağlıklı bir karar almanıza yardımcı olacaktır. Bu yöntemi desteklemek icin yapabileceğiniz diğer bir uygulama da su olsun; eğer size baska biri (bir arkadasınız) bu karar sürecinde, nasıl bir karar alabilirdi diye sorsaydı, danıssaydı, ona nasıl bir cevap verirdiniz bunu da kendi adınıza hitap ederek yazın. Bundan sonraki yaşamınızın sorunluluğu sadece ve sadece size ait olup, en doğru kararı da yine siz alacaksınızdır. Hepimizin hayatta dönüm noktası sayılabilecek iniş ve cıkıs dönemleri olmuştur ve hep de olmaya devam edecektir. Enerjinizi ve gücünüzü toplayın, yapabileceklerinizi ve yapamayacaklarınızı mantık süzgecinden gecirin ve harekete gecin. Mecburiyet dediğiniz konu, sosyal bir baskı yani cevreye karsı hassasiyet veya kendi değer yargılarımızdaki katılık olabilecegi gibi; karsı tarafın bizde yarattığı baskı veya korku da olabilir. Maddi manevi kaygılar olabilir. Bunları iyice degerlendirin, not alın, ve bu mecburiyet hissinizi bertaraf etmede, neyi ve nasıl değiştirmeniz GEREKTİĞİNİ BULUN. Bunları yapabileceğinize yürekten inanıyor ve size yeni bir baslangıç icin ihtiyacınız olan kuvvetin, sizde zaten var olduğunu hatırlatmak istiyorum. Esenlik ve mutluluk dileklerimle, "Bugun, hala geriye kalan yaşantınızın ilk Günüdür"...
6 Eylül 2010