Yükseklik korkusu

Yükseklik korkusu

Yükseklik korkusu

Yükseklik Korkusu (Akrofobi): Psikolojik Temelleri, Belirtileri ve Tedavi Yöntemleri

Yükseklik korkusu, psikolojide akrofobi olarak adlandırılır ve bireyin yüksek yerlerde bulunmaktan yoğun korku, kaygı ve kaçınma davranışı göstermesiyle tanımlanır. Akrofobi, özgül fobi türleri arasında yer alır ve kişinin günlük yaşam kalitesini olumsuz etkileyebilecek düzeye ulaşabilir. Yüksek binalar, köprüler, merdivenler veya hatta görsel olarak yüksekliği çağrıştıran manzaralar bile korkunun tetikleyicisi olabilir.

 

Akrofobinin Psikolojik Temelleri

Akrofobinin gelişiminde hem biyolojik hem de psikososyal etkenler rol oynar. Evrimsel bakış açısına göre, yükseklikten kaçınmak hayatta kalmayı destekleyen doğal bir tepkidir. Ancak bu tepkinin aşırı ve işlevselliği bozacak düzeye ulaşması, fobi olarak sınıflandırılır. Akrofobi şu nedenlerle gelişebilir:

   •   Travmatik Deneyimler: Yüksek bir yerden düşme ya da düşmeye tanıklık etme gibi olaylar, akrofobiyi tetikleyebilir.

   •   Model Alma: Çocuklukta ebeveynlerin ya da bakım verenlerin yükseklik korkusu göstermesi, öğrenilmiş bir korkunun gelişmesine neden olabilir.

   •   Bilişsel Çarpıtmalar: Kişinin yüksek yerlerde bulunmayı felaketleştirmesi, düşme olasılığını abartması gibi düşünce hataları fobiyi pekiştirir.

Belirtiler

Akrofobi, hem fiziksel hem de psikolojik belirtilerle kendini gösterebilir:

   •   Yoğun kaygı ya da panik hali

   •   Baş dönmesi, mide bulantısı

   •   Terleme, titreme, kalp çarpıntısı

   •   Kontrolü kaybetme ya da düşme korkusu

   •   Hemen oradan uzaklaşma isteği (kaçınma davranışı)

 

Bu belirtiler, bireyin yüksek bir yerde olmasıyla tetiklenebileceği gibi, bazen yalnızca bu durumu düşünmekle bile ortaya çıkabilir.

 

Tedavi ve Müdahale Yöntemleri

Akrofobi, tedavi edilebilir bir anksiyete bozukluğudur. Uygulanan başlıca terapi yaklaşımları şunlardır:

   •   Bilişsel Davranışçı Terapi (BDT): Bireyin yükseklikle ilgili gerçek dışı inançlarını sorgulamasına ve daha işlevsel düşünce kalıpları geliştirmesine yardımcı olur.

   •   Maruz Bırakma Terapisi (Exposure Therapy): Kademeli olarak yükseklikle karşı karşıya gelme çalışmaları yapılır. Bu süreçte kişinin kaygı düzeyi azaltılır ve kaçınma davranışı ortadan kaldırılmaya çalışılır.

   •   Sanal Gerçeklik Terapisi (VRT): Gerçek yükseklik ortamları yerine, bireyin kontrollü bir şekilde sanal ortamlarda yükseklik deneyimlemesi sağlanır. Etkili ve güvenli bir maruz bırakma yöntemidir.

   •   Gevşeme Teknikleri: Nefes egzersizleri, mindfulness ve progresif kas gevşetme gibi teknikler kaygı yönetiminde yardımcı olabilir.

Akrofobi, bireyin yaşam kalitesini ciddi anlamda sınırlayabilecek bir fobi türüdür. Ancak uygun psikolojik destek ve terapi yöntemleriyle büyük ölçüde aşılabilir. Korkularla yüzleşmek zaman ve sabır gerektirir; fakat bu sürecin sonunda birey daha özgür ve güvenli bir yaşam sürdürebilir.

 

Bu makale 21 Mayıs 2025 tarihinde güncellendi. 0 kez okundu.

Yazar
Psk. Kutay Ürkmen

Psikolog Kutay Ürkmen 1972 Ankara doğumlu olan Kutay Ürkmen, ilk orta ve lise eğitimini İzmir Karşıyaka’da tamamladıktan sonra 1994 yılında Hacettepe Üniversitesi Psikoloji Bölümü’nden mezun olmuştur. Hacettepe Üniversitesi’ndeki psikoloji lisans eğitimiyle eş zamanlı olarak pedagojik formasyon eğitimi almış, depresyon ve kaygı bozuklukları uygulama örneklemi olarak seçilen gruplara yönelik araştırmalar yapmış ve analiz raporları hazırlamıştır. Askerlik hizmetini 1994-1996 yılları arasında Eğirdir Dağ Komando Okulu’nda Psikolog olarak tamamlamış, askerlik görevi boyunca çeşitli ölçme ve değerlendirme çalışmalarının yanı sıra depresyon, travma sonrası stres bozukluğu (PTSD), panik atak, kaygı bozukluğu, alkol/madde bağımlılığı, OKB (takıntı rahatsızlığı), evlilik terapisi alanlarında çalışmalar ve sayısı 3.000’i aşan psikoterapi görüşmele ...

Yazarı sosyal medya'da takip edin
instagram
whatsapp
youtube
instagram
Psk. Kutay Ürkmen
Psk. Kutay Ürkmen
İzmir - Psikoloji
Facebook Twitter Instagram Youtube