Yeni Bir Şey Öğrenirken Ortaya Çıkan Rahatsızlık Hissini Avantaja Çevirme

Yeni bir şey öğrenilmeye çalışılırken genellikle bunalma ve rahatsızlık hissedilir. Daha sonrasında ratahsızlıktan kaçınmak için öğrenilmeye çalışılan şey yarıda bırakılır ve uzaklaşılır.
Hissedilen bu rahatsızlığı, öğrenmenin bir işareti olarak algılamak mümkündür. Buna çerçeveleme diyebiliriz. Araştırmalar, bu çerçevelemenin insanları yeni şeyler öğrenmeye ve zor görevlerde ısrar etmeye motive ettiğini gösteriyor.
Yeni şeyler öğrenmek genellikle bir miktar rahatsızlık gerektirir. Bir beceriyi ilk defa edinirken bir şeyde gerçekten kötü olmak sinir bozucu olabilir. Bilmediğiniz konularla karşılaştığınızda kendinizi kaybolmuş hissedebilirsiniz. Üstelik, derinden sahip olunan inançlarla çelişen bilgilerle yüzleşmek de kendinizi kötü hissetmenize neden olabilir.
Bir şeyin rahatsız edici olması, onun sizin için kötü olduğu anlamına gelmez. Sık sık kötü hissettiren şeyleri yapmaktan çekinirken, bazen rahatsızlığı gelişimin bir işareti olarak algılarız. Örneğin, sporcular güçlerini veya dayanıklılıklarını geliştirmek için rutin şekilde fiziksel olarak rahatsız edici faaliyetlerde bulunurlar. Peki bizde yeni şeyler öğrenmek için aynı sistemi kullanabilir miyiz?
Birkaç çalışmada, araştırmacılar insanlara rahatsızlığa yol açabilecek çeşitli görevler yaptırdı. Bazı insanlara rahatsızlığın, öğrenmenin önemli bir işareti olduğuna dair talimatlar verilirken, diğerlerine rahatsızlığın değerinden hiç bahsedilmedi ve basit talimatlar verildi. Ardından, hangi tarafın daha efektif bir şekilde göreve devam ettiği incelendi.
Örneğin, bir çalışmada katılımcılar, duygusal olarak zor bir durumla başa çıkmalarına yardımcı olmak için tasarlanmış etkileyici bir yazma görevi gerçekleştirdiler. Jamie Pennebaker tarafından yapılan bir araştırma, bu tür yazmanın insanların travmatik olayların stresiyle başa çıkmalarına yardım etmede çok etkili olduğunu, ancak yazma sürecinin kendisinin rahatsız edici olduğunu öne sürüyor.
Bazı katılımcılara yazmanın rahatsız edici olacağı, ancak bu rahatsızlığın yazının işe yaradığının bir işareti olduğu yönünde talimat verildi. Diğer katılımcılara sadece yazmaya odaklanmaları söylendi. Her gruptaki katılımcılar benzer bir süre boyunca yazdılar, ancak rahatsızlığın işe yaradığına dair bir işaret olduğu söylenen kişiler, diğer kişilere kıyasla, yazma görevinin daha efektif olduğunu hissettiler. Ek olarak, bu grup kendilerini gelecekte yazma görevini tekrar yapmak için diğerlerine göre daha motive olarak değerlendirdi.
Bu bulgular, insanların tipik olarak rahatsızlıktan kaçındıklarını göstermektedir, ancak rahatsızlık, değerli öğrenmenin gerçekleştiğinin bir işareti olarak çerçevelendiğinde, insanlar bazı durumlarda rahatsızlık arayabilir veya en azından bundan kaçınma olasılığı daha düşük olabilir. Bu çalışmalardaki etkilerin güvenilir, ancak küçük olduğuna dikkat etmek önemlidir. Bu nedenle, insanlara sadece kısa talimatlar vererek, öğrenme sırasında rahatsız olacakları fırsatlar aramalarını daha olası hale getiremezsiniz. Bununla birlikte, bu etki, insanların rahatsızlığı takdir etmeyi öğrenebileceklerini ve hatta zamanla yarattıkları rahatsızlığa rağmen öğrenme için yüksek motivasyona sahip olabileceklerini göstermektedir.
