Sevilen, değer verilen bir kişiyi ya da bir şeyi kaybetmek oldukça acı vericidir. Birçok zor duygu birden yaşanır ve bu acı, üzüntü sanki hiç geçmeyecekmiş gibi hissedilir. Önemli kayıplar için bu şekilde hissetmek doğaldır. Yas tutmanın doğrusu ya da yanlışı yoktur ancak yola devam etmek için sağlıklı yollar mevcuttur.
Yas, kayıplara karşı verilen doğal bir tepkidir. Kayıp ne kadar önemliyse, yas da o kadar derinleşebilir. Genellikle ilk başta aklımıza sevdiğimiz birinin kaybı gelse de, başka birçok durum da yas sürecine sebep olabilir:
Boşanma ya da ilişkinin sonlanması
Sağlığın kaybı
İşini kaybetmek, iş değiştirmek
Maddi kayıplar
Düşük
Emeklilik, mezuniyet
Evcil hayvan kaybı
Değerli bir hayalin kaybı
Sevilen birinin hastalığı
Arkadaşlığın bitmesi
Travma sonrası güvenlik kaybı
Aile evinin satılması, evden taşınma
Yas süreci oldukça bireyseldir, herkes bu süreci farklı yaşayabilir. Nasıl yas tutulduğu kişilik özelliklerine, baş etme becerilerine, hayat tecrübesine, inanca ve kaybın özelliklerine bağlı olarak değişim gösterebilir. İyileşme, yası tutup yola devam etme zaman alabilir. Kimse yas tutması için zorlanamaz ya da acele ettirilemez, yasın süresi de kişiden kişiye farklılık gösterir. Kişinin hem çevresinin hem de kendisinin bu süreçte sabırlı olması ve doğal süreci deneyimlemesi önemlidir.
Yasın iniş çıkışları olabilir, bazen daha sert, bazen daha hafif yaşandığı görülebilir. Zaman geçtikçe yoğun periyodların şiddeti azalır, süresi kısalır. Ancak bazen yıllar geçse bile yas süreci devam ediyor olabilir. Yasın genel belirtilerine şunlar örnek olarak verilebilir:
Şok ve inkar – olanları kabul edememe, hissizleşme, gerçeğin inkar edilmesi, ölen bir kişinin geri geleceğini beklemek
Üzüntü – boşluk, çaresizlik, derin bir yalnızlık ve özlem duygusu. Sıklıkla ağlama ya da duygusal olarak iniş çıkışların çok oluşu
Suçluluk – yapılanlar, yapılmayanlar, hissedilenler, söylenmeyenler hakkında pişmanlık ya da suçluluk duymak
Öfke – kayıp kimsenin suçu olmamasına rağmen kızgın ve dargın hissetmek, kendine, doktorlara, yakınlara, hatta kaybedilen kişiye kızmak, bu haksızlık için suçlayacak birine ihtiyaç duymak
Korku –Kaygılı, çaresiz ve güvensiz hissetmek, panik atak geçirmek, kaybedilen kişi/durum olmadan yaşama nasıl devam edeceğinden korkmak
Fiziksel semptomlar – yorgunluk, mide bulantısı, bağışıklık sisteminin zayıflaması, kilo değişimi, ağrı, uykusuzluk
Tüm bu işaretler doğal bir sürecin parçasıdır ancak yas semptomlarının zamanla azalmadığı ve kişinin yaşam kalitesini uzun süredir olumsuz yönde etkilediği görülüyorsa mutlaka bir uzmana başvurulmalıdır. Bir uzman desteği alma ihtiyacını düşündürebilecek diğer unsurlar şunlar olabilir:
Hayatın yaşamaya değer olmadığı düşüncesi
Sevilen kişiyle beraber ölmüş olma isteği
Kaybı önleyememiş olmaktan ötürü kendini suçlama
Birkaç haftadan fazla yaşanan hissizlik ve sosyal çevreden kopma
Başkalarına güvenmede zorluk
Günlük aktivitelerin yapılamıyor oluşu vb.