Doktorsitesi.com

Yanık Sonrası Oluşan Estetik ve Fonksiyonel Sorunlar

Prof. Dr. Hüseyin Borman
Prof. Dr. Hüseyin Borman
6 Şubat 20161680 görüntülenme
Randevu Al
Yanık Sonrası Oluşan Estetik ve Fonksiyonel Sorunlar

Ülkemizde çok çeşitli nedenlerle, her yaştan insan yanık yaralanmasına maruz kalmaktadır. Şanslı olan gruptaysanız yüzeysel yanık pansumanları ile iz kalmadan bu durumdan kurtulabilirsiniz. Eğer derin yanık meydana geldiyse, kötü izlerin kalması kaçınılmazdır. Daha da önemlisi fonksiyon gören organlarımızda (eller, ayaklar, ağız, burun, gözkapağı) işlev kayıpları meydana gelmektedir. Bu kişiler oluşan bu durum neticesinde toplum içerisinde dikkat çekmemek ve moral bozukluğu yaşamamak için insanlardan uzaklaşırlar. Yanık mağdurları genellikle sosyalleşme sorunları yaşarlar.

Toplumsal olarak bazı önlemler almamız gerekiyor. Yanık sebepleri ile ilgili duyarlı olmalı ve yanık olmadan gerekli tedbirleri almalıyız. Çay içmeyi çok seviyoruz! Bunda bir sorun yok ama çaydanlığı çocuklarımızın erişebileceği yerlerden uzak tutmalıyız. Etrafımızda çocuk varsa çay bardağımıza sahip çıkmalıyız. Çocuklar hareketli varlıklardır ve bir kazaya yol açmaları her zaman muhtemeldir. Ocak, tandır, soba, elektrik prizi/kablosu, çakmak, kibrit, kimyasal ajanlar ve yanıcı maddelerin her an yanığa neden olabileceği akılda tutulmalıdır. Bunlara göre tedbirler almalıyız.

Yanık, tedavisi oldukça zor olan bir tahribata yol açar. Bu nedenle en temel yapılacak iş, yanığa karşı tedbir alarak yanığı önlemektir. Diyelim ki, önleyemedik ve yanık oluştu! Ne yapmalıyız? Öncelikle acil durum oluşturan yanık yarasını ve hayati fonksiyonları en ideal şekilde kontrol altına almalıyız. Yanık hastasının kaderi işte tam burada başlar! Bir yandan hayat kurtarıcı tedavi, diğer yandan de gelecekte oluşması öngörülecek estetik ve fonksiyonel kayıpların telafisinin planlanması başlanmalıdır.

Hasta hayati tehlikeyi atlattı! İnanın bundan sonrası en az hayatta kalmak kadar önemli. Bazı durumdaki hastalara göre daha da önemli!

Evet! Yanık tedavisi zor ve uzun soluklu olabilir. Bu gözümüzü korkutabilir ama korkutmamalıdır. Yapılacak çok şey var! Bir an önce tedaviye başlamalıyız. Uygun tedavi edilen tüm hastaları topluma kazandırabiliriz. Bunu hep aklımızda tutmalıyız.

Öncelikle bilmeliyiz ki yanık sonucu ortaya çıkan kötü görünümlü izler yok edilebilir. Yerine kişinin yanmamış dokuları nakledilebilir. Yanmamış dokular genişletilerek, yanık alanının tamamı veya bir kısmı tekrar kapatılabilir. Bu bölgeler hiç yanmamış alanlara dönüştürülebilir. Vücudun başka yerinden alınan deri dokusu nakilleriyle yanmış alanlar yok edilebilir. Yüz, el, ayak ve eklem gibi yapıların fonksiyon kayıpları düzeltilebilir. Bunlar mümkün! Bir aile sahibi olabilirsiniz. Toplumdaki yerinizi alabilirsiniz. Plastik Cerrahi çok gelişti. Yapabileceklerimizi hayal bile edemeyeceğiniz durumlar olabilir. Burnu, kulağı, ağzı veya gözkapağı olmayan birisine kendi dokularını kullanarak benzerlerini yapabiliyoruz. Donmuş ve hareket edemeyen uzuvları hareketlendirebiliyoruz.

Yanık, mümkünse engellenmesi gereken ancak olduktan sonra da derecesine göre değişen oranlarda estetik ve fonksiyonel anlamda ciddi başarılar elde ettiğimiz bir alandır. Sabırlı olmalı ve duruma odaklanmalıyız. Sağlıklı bir yaşam yanı başınızda sizi bekliyor.                    

 

Etiketler

Yanık izi kalmaması için yapılması gerekenlerYanık ameliyatıYanık dokuYara keloidiYanık tedaviYanıkta iz kalırmı

Yazar Hakkında

Prof. Dr. Hüseyin Borman

Prof. Dr. Hüseyin Borman

Prof. Dr. Hüseyin BORMAN, 1983 yılında Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde başlamış olduğu tıp eğitimini 1989 yılında tamamlayarak tıp doktoru unvanı almıştır. 1991-1997 yılları arasında Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Plastik, Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi Anabilim Dalı’nda ihtisasını tamamlayarak uzmanlığını almıştır. Başkent Üniversitesi Tıp Fakültesi Plastik, Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi    Anabilim Dalı’nda 2004 yılında Doçent, 2010 yılında ise Profesör unvanı almıştır.

Önemli Bilgilendirme

Site içerisinde bulunan bilgiler bilgilendirme amaçlıdır. Bu bilgilendirme kesinlikle hekimin hastasını tıbbi amaçla muayene etmesi veya tanı koyması yerine geçmez.