Ameliyatsız yüz germe işlemleri

Ameliyatsız yüz germe işlemleri

Son zamanlarda ‘ameliyatsız yüz germe’ kavramından sıklıkla bahsedildiğine rastlıyoruz. Bu tanımlama, yüz germe işleminin ameliyat olmadan nasıl mümkün olduğu ile ilgili pek çok kişide merak uyandırmaktadır. Ameliyatsız denince, öncelikle bu işlemlerin cerrahi olarak herhangi bir kesi yapılmadan sonuca ulaşmamıza yardımcı olan birtakım yöntemler olduğunu belirtmek gerekir.  

Bilindiği gibi yüz birçok farklı anatomik ünitelerden oluşmaktadır. Kişinin yüzünü değerlendirirken alın ve kaşları göz çevresiyle, göz çevresini yüzün orta kesimiyle, yüzün orta kısmını alt çene bölgesiyle ve yüzün alt kısmını da boyun bölgesi ile birlikte değerlendirmeliyiz. Aksi durumda uygulanan işlemler sonucunda arzu edilen hedefe tam olarak ulaşamayız ve bir bütün olan yüz bölgesinde algıda kopukluklar oluşması kaçınılmazdır.

Ameliyatsız gözkapağı estetiği, ameliyatsız yüz germe, ameliyatsız doku sıklaştırma ve yüz kırışıklıklarını giderme gibi birçok terminolojiler kullanılmaktadır. Soğuk plazma, radyofrekans, lazer ve odaklanan ultrason teknolojisi kullanılarak bu bahsedilen işlemleri yapıyoruz.

Ameliyatsız gözkapağı germe, göz çevresindeki kaz-ayağı benzeri çizgilerinin giderilmesi, yüz sarkması ve deri gevşemesine yönelik işlemleri ağrı, şişlik ve kızarıklık oluşturmadan 15-30 dakika gibi bir sürede yapmak mümkündür. Böylelikle kişiler, iş - güç kaybı olmadan gündelik yaşamlarına hemen geri dönebilmektedirler. Yüzdeki sarkıklıklar ve lekeler hemen fark edilebilecek düzeyde giderilmektedir. Bu yöntemlerin etkileri ve sonuçlar kişiden kişiye değişiklik göstermektedir. Deformasyonun düzeyine göre bu işlemler farklı düzeyde iyi sonuçlar verebilmektedir.

Kaşlar, alın, yüz ve boyun bölgelerinde odaklanmış ultrason teknolojisi kullanarak dokularda sıkılaşma ve gerilme sağlıyoruz. HIFU (High Intensity Focused Ultrasound) olarak adlandırılan bu yöntem ile yüksek yoğunluktaki ultrason dalgaları deriye hiçbir hasar vermeden derin dokulara inmekte ve belirli seviyelere odaklanarak dokuların sıkılaşmasını sağlamaktadır. Bunu yaparken kollajen dediğimiz çok özel bir molekülün dokular arasında artmasını sağlamaktadır. Uygulanan bölgelerde dokuların kalitesi ve elastikiyetinin arttığını, sarkıklıkların giderildiğini görebilmekteyiz. Kişinin yüz yapısına göre senede 1 veya 2 kez uygulanan bu yöntemle doğru kişilerde ve uygun endikasyonla uygulandığı takdirde çok iyi sonuçlar almak mümkündür. Etkisi hemen ortaya çıkmakta ve işlem sonrasında aylar içerisinde olumlu etki artarak devam etmektedir. İşlem sonrasında 1-2 senede bir kez idame tedavi yapmak sonuçların kalıcılığını uzatmaktadır.

Bu işlemlerden sonra ince kırışıklıklarda azalma veya tamamen kaybolma gibi etkiler de ortaya çıkmaktadır. Yüzün kas hareketleri ile tekrar ortaya çıkmamaları için de Botulinum toksin uygulaması ile bu etkilerin süresini uzatmak mümkündür. Yüzdeki doku hacim kayıplarında yine enjeksiyon yöntemlerinden yararlanıyoruz. Hyaluronik asit içeren dolgu malzemeleri ile hacim eksiklikleri giderilmekte ve yüzün dolgunluğu sağlanmaktadır. Özel iplikler kullanılarak dokuların gerdirilmesi ve asılması da yine cerrahi aşamasına gelmeden uygulanabilecek bir yöntemdir. Bu ipliklerin germe kuvveti veya emilim sırasında oluşan kollajen sayesinde cilt gerginliği sağlanmaktadır.

Gerdirme işlemleri yaparken amacımız asla doğal olamayan ve gergin bir yüz elde etmek değildir. Hedefimiz her zaman dokuların gençlikte olması gereken yerlerine iade etmek ve kişinin yüz özelliklerini bozmadan sorunu çözmektir. Ameliyatsız yöntemler bu anlamda çok ileri yaşlanma olmayan olgularda çok doğal sonuçlara ulaşmamızı sağlamaktadır.

Mezoterapi uygulamaları, değişik moleküler yapılar içeren ve farklı etkiler yaratan solüsyonlar sayesinde dokularda gerginlik ve gençleşme oluşturan yardımcı yöntemlerdir. Roller uygulamaları ile ciltte gözle görülemeyen yüzlerce minik delik açarak moleküler çözeltilerin deri içine nüfuz etmesini sağlıyoruz. Yüzün ölü tabaklarını soyucu solusyon uygulamalarıyla cildi yeniliyoruz. Peeling dediğimiz bu işlemlerle de yeni doku oluşumu sağlıyoruz. Gözaltlarına morlukları giderici ve yanakla olan ilişkiyi düzenleyici ileri düzey ışık dolguları uyguluyoruz.

Gözkapaklarındaki deri fazlalığı ve göz çevresindeki çizgiler ise yine yeni bir teknoloji olan soğuk plazma radyofrekans cihazlarıyla herhangi bir kesi yapmadan deriyi büzüştürücü ve sıkılaştırıcı etki ile giderilmektedir. Ameliyatsız gözkapağı germe ve göz çevresi estetiği de bu anlamda cerrahi düşünmeyen kişilerde oldukça etkili sonuçlar vermektedir. Her işlemde olduğu gibi burada da doğru kişiye doğru işlemi yapma prensibi ile hareket edilmeli ve hangi işlemin hangi durumda uygulanması gerektiği konusunda titiz davranılmalıdır. 

Bu makale 14 Mart 2019 tarihinde güncellendi. 0 kez okundu.

Yazar
Prof. Dr. Hüseyin Borman

Prof. Dr. Hüseyin BORMAN, 1983 yılında Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde başlamış olduğu tıp eğitimini 1989 yılında tamamlayarak tıp doktoru unvanı almıştır. 1991-1997 yılları arasında Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Plastik, Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi Anabilim Dalı’nda ihtisasını tamamlayarak uzmanlığını almıştır. Başkent Üniversitesi Tıp Fakültesi Plastik, Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi    Anabilim Dalı’nda 2004 yılında Doçent, 2010 yılında ise Profesör unvanı almıştır. Prof. Dr. Hüseyin BORMAN, Başkent Üniversitesi, Plastik, Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi Anabilim Dalı’nda 1997-1999 yılları arasında Uzman Hekim olarak, 1999-2006 yılları arasında Yrd. Doç. Dr. olarak, 2006-2010 yılları arasında Doç. Dr. olarak, 2007-2015 yılları arasında Anabilim Dalı Başkanı olarak ve 2010 yılında Prof. Dr. olarak hastalarına hizmet ...

Yazarı sosyal medya'da takip edin
Etiketler
Ultrason
Prof. Dr. Hüseyin Borman
Prof. Dr. Hüseyin Borman
Ankara - Plastik Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi
Facebook Twitter Instagram Youtube