Tüp bebekle ilgili sorular

Tüp bebekle ilgili sorular
1.Tüp bebek tedavisinde başarısızlıkla karşılaşıldığında neler yapılmalıdır? Bu durumda hastalara tavsiyeleriniz nelerdir?
Çabalarına rağmen sağlıklı bir bebek elde edemeyen çiftler  yüksek teknolojinin kendilerine son şansları olarak yardım edebileceği ümidiyle tüp bebek ve mikroinjeksiyon tedavilerine umutla sarılmaktadırlar. İlk tüp bebek tedavilerinden sonuç alamayan çiftler büyük bir hayal kırıklığına uğramaktadır. Gebelik şansları yüksek olan çiftlerin tedavilerine devam etmesi sağlanmalıdır. Çünkü maddi sorunlardan veya yaşadıkları ağır psikolojik stresten dolayı ilk tedavide başarısız olunduğunda çiftlerden yaklaşık % 40ı tüp bebek tedavisine devam etmemektedir.  Böylece tedaviden sonuç alabilecek birçok çift maalesef çocuksuzluğa mahkum olmaktadır.
2.İlk tüp bebek uygulaması bize kadın ve erkek problemleri hakkında önemli bilgiler verir.
Kullanılan ilaçları dozları, yumurtalıkların bunlara cevapları, spermin yumurtayı dölleme oranları, yumurtaların döllenebilme kapasitesi, embryo kalitesi ve sayısı, embryo transfer kolaylığı veya zorluğu ve çiftin tedaviye konsantrasyonu hakkında ilk uygulamalarda özel bilgiler elde edilir ve sonraki tedavilerin başarılı olabilmesi için kullanılabilir. İlk uygulamalardan elde edilen özel bilgiler daha sonraki uygulamalarda yol gösterici olabilir. Bu veriler ışığında yapılan strateji değişmeleri sonraki tedavilerin başarı şanslarını arttırabilir.
İki veya daha fazla uygulamada yeterli embryo transferine rağmen gebeliğin oluşmadığı durumlarda özellikle embryo kalitesi bozuksa  yeni teknikler fayda sağlayabililer.
3.Yumurtalıkların üç boyutlu ultrasonla değerlendirilmesi ne fayda sağlayabilir?
Kadının tarihsel yaşından ziyade biyolojik yaşını ne olduğu önemlidir. Kadınların yumurtalık fonksiyonlarının kan hormon düzeylerine ilave olarak 3 ve 4 boyutlu ultrasonlarla yumurtalıkların   kesitler alınarak  değerlendirilmesinin  ve kan akımlarının ölçülmesinin tedavi ayında ilaçlara cevap verebilecek yumurta sayısını daha kolaylıkla saptamamızı sağlamaktadır. Böylece hastanın ihtiyacı olan ilaç dozları daha kesin olarak saptanabilmekte ve hasta dostu olarak ta adlandırılan en uygun ilaç kombinasyonu ve dozu uygulanabilmektedır. Ayrıca bu teknik gelişme elde edilmişolan embryoların rahim içine daha uygun bölgelere yerleştirilebilmesini de olanaklı hale getirerek tedavi başarı şansında önemli artmalar yapmamızı sağlamıştır.
3.Mikroinjeksiyon işleminde laser kullanılması (Lazer ICSI)  ne gibi avantajlar getirir?
Özel Lazer sistemlerinin 35 yaşve üzerindeki  kadınlar ile daha önceki  ICSI uygulamalarında  kötü embriyo oluşmasına bağlı olarak gebe kalamamış çiftlerde faydalı olduğu tespit edilmiştir. Mikroinjeksiyon uygulaması ile  yumurtaların döllenmeleri esnasında laser kullanılmasının embriyo kalitesi arttırarak gebelik oranlarında önemli artmalar yarattığını gösterdik ve uygun hastalarda rutin kullanıma geçtik.
4.Ko-Kültür tekniklerinde yenilikler var mı ? 
Kadının kendi rahim içi zarı hücrelerinin kültür edilmesiyle oluşturulan ortamların ( yanlışolarak yapay rahim olarakta bilinen ko-kültür teknigi) ve geliştrilen özel sıvıların bazı hastalarda embriyo gelişimini destekleyerek daha kaliteli embriyo elde edilmesine olanak sağladığı  ve gebelik oranlarını  arttırdığı gösterilmiştir. Ancak bu teknikte bir ay öncesinde kadının rahim içinden hücrelerin alınması ve hazırlanması gerekmektedir. Hasta tüp bebek tedavisi ücretine ilaveten oldukça yüksek bir ücreti  ödemek zorunda kalmaktadır. Yaptığımız çalışmalarda yumurtaların yumurtalıklarda gelişmesi esnasında onu destekleyen granüloza hücrelerinin aynı amaçla kullanılabileceği gösterilmiştir.  Yeni geliştirilen tekniklerle yumurta toplama işlemi esnasında belirtilen  hücrelerde alınmakta ve yumurtalar döllenene kadar ayrı bir ortamda çogaltılmaktadır. Yumurtaların  döllenme sonrasında bu hücrelerle birlikte olduklarında onların destekleyici etkisi ile daha iyi gelişme göstedikleri  ve gebelik oranlarında artma sağlandığı gösterilmiştir. İşlem ilave bir ücrete gereksinim duyulamadan yapılmakta ve hastaya ilave bir girişimsel müdahaleye gerek duyulmamaktadır.  Teknik KUMULÜS KO-KÜLTÜR YÖNTEMİ olarak adlandırılmaktadır.
KUMULÜS KO-KÜLTÜR NASIL UYGULANIR?
Bu yöntem tüp bebek yapılacak anne adayının (kadının) hormon tedavisinden sonra gelişen yumurtaları etrafındaki kumulus hücreleriyle birlikte toplanır.Kumulus hücreleri yumurtalardan dikkatlice laboratuvar ortamında ayrıştırılır. İki gün boyunca bu hücrelerin gelişimi takip edilir ve iki gün sonra embriyo aşamasına gelen hücreler kumulus hücreleri ihtiva eden kültür ortamına aktarılır. Embiryo transfer işlemine kadar embriyo gelişimi ve kalitesi değerlendirilerek anne rahmi uygun olduğunda embriyolar bu hücreler ile birlikte transfer edilir.  
KUMULÜS KO-KÜLTÜR KİMLERE UYGULANIR?
Bu yöntem tekrarlayan tüp bebek başarısızlığında ve/ve ya embriyo gelişimi kötü kalitede olanlara önerilir. Bu hücreler embriyoların gelişimini destekleyen hormonlar salgılayarak iyi kalitede embriyo elde edilmesine yardımcı olur. Hiçbir riski yoktur. Bu yöntemde her hastanın kendi yumurtalarından alınan kumulus hücreler ile kendi embiryoları kültür edilmektedir.   
5.Tekrarlayan Tüp Bebek tedavisi başarısızlıklarında spermlere ait sorunlar nasıl çözülebilir?
Başarısızlığın önemli bir nedeni de erkek faktörünün yeterli değerlendirilmeden  uygulamalara geçilmesidir. Androloji laboratuarlarında  spermlerin detaylı değerlendirilmesi ile en iyi döllendirme metodunun çifte özel olarak seçilmesi olanaklı hale gelmektedir. İki ve üzerinde tüp bebek tedavi başarısızlığında spermlerde yumurta döllenmesini ileri derecede bozan bir problemin bulunması olasılığı yüksektir. Bunun en önemli nedeni ise spermlerde erkekğe ait genetik materyalin yumurtaya aktarılmasının bozulması olduğu gösterilmiştir. Sperm genetik materyaline (DNA) ait problemler sıklıkla suçlanmaktadır. Erkeğin sperm örneğinden olgun ve normal olanlarını seçilebilmesine olanak sağlayacak tekniklerin sonuçları yüzgüldürücüdür. Spermlerin canlığını bozmadan seçim sağlayan Yüksek Büyütmeli ICSI Tekniği’nin  sorunu büyük oranda çözebileceği gösterilmiştir. Sperm başları özel mikroskoplarla 5000-6000 kez büyütülerek mikroinjeksiyonda kullanılanılacak spermleri seçiyoruz. Bu spermlerin kullanılması ile daha fazla  kaliteli embryo geliştirilebilmekte ve gebelik oranları belirgin şekilde arttırılabilmektedir. Bu teknik ayrıca spermlerin sebep olabileceği gebelik kayıplarını ve anomali risklerini de azaltmaktadır.
Son zamanlarda spermlerin olgunluk ve dölleme potansiyellerine göre polarize ışığı yansıtmalarındaki farklılık olduğunun saptanması bizlere teknik yeni olanaklar sağlamıştır. Sperm başı ve kuyruk yapısındaki organel organizasyonu değerlendirilerek polarizasyon mikroskobun ICSI tekniğine aplikasyonu ile  sperm seçiminde önemli bir silah haline geldi. Bu tekniği ülkemizde ilk kez uygulayan klinik olarak özellikle 2 ve üzerinde tüp bebek başarızlığı olan, azopermi veya 
çeşitli nedenlerle sperm problemi gösteren hastalarda gebelik oranlarında 3 kez daha başarılı sonuçlar elde ettik.
6.Lazer uygulamaları tüp bebek tedavisinde başarıyı  arttırabiliyor mu ?
Lazer teknikleri  tüp bebek hastalarının tanı ve tedavilerine olumlu katkıda bulunabilmek için  kullanılmaktadır. Bunlardan birisi embriyonun zarının inceltilmesi yani tıraşlanması işleminde kullanımıdır. Tıraşlama işlemi tekrarlayan tüp bebek başarısızlığı olan ve ileri yaş hastalarda kullanılmakta ve bazı hastalarda gebelik şansını arttırabilmektedir.. Diğeri embriyo genetik tanısında hücre alıp inceleyebilmek için yani hücre biyopsisi yapabilmek için lazer ile embriyoda delik açmak için kullanımıdır. Embriyoların genetik incelenmesi de tekrarlayan tüp bebek başarısızlığı, ileri yaşfaktörü, ailede genetik sorun öyküsü olan çiftlere uygulanabilmektedir.
Lazer son olarak geliştirilen teknoloji ile mikroenjeksiyon işleminin yani döllemenin daha başarılı şekilde gerçekleşebilmesi için uygulanmaktadır. Yapılan vakaların sonuçları yurtdışında bilimsel toplantılarda sunulmuşve büyük ilgi görmüştür. Lazer tekniğinin mikroenjeksiyon işleminde kullanımı üst düzey deneyim ve özel lazer sistemi gerektirmektedir. Mikroenjeksiyon işleminde  mikroskop altında yumurtanın içerisine özel bir mikroenjeksiyon iğnesi ile spermin enjekte edilmektedir. Bu işlemin kalitesi doğrudan döllenme oranını ve gebelik yüzdesini etkilemektedir. Zaman zaman işlem sırasındaki zorluk ya da yumurta özellikleri nedeni ile döllenmede sorunlar olabilmektedir. Lazer tekniği ile yapılan mikroenjeksiyonda zor vakalardaki döllenme oranları, embriyo gelişimi daha iyi şekilde olmakta ve gebelik oranları daha yüksek olmaktadır. Fakat önemle vurgulanması gereken husus diğer tekniklerin uygulanımı gibi lazer ile mikroenjeksiyonda da bu tekniğin kişiye özel olarak yapılması gerektiği ve hangi hasta grubuna uygulanacağına karar vermektir. Standart mikroenjeksiyon işlemi rutinde yaygın şekilde uygulanmaktadır.
Lazer yardımı ile uygulanan mikroenjeksiyonun tercih edildiği başlıca hasta grupları şu şekilde sıralanabilir. Standart mikroenjeksiyon tedavisinde gebe kalamayan hastalar, az sayıda yumurtası çıkan ileri yaşgrubundaki hastalar, yumurta yapısı hassas olan hastalar gibi. 
7.Sayın Gürgan ilaçsız tüp bebek uygulaması ile ülkemizde elde edilen ilk gebelik ile gündeme geldiniz. Bu konu hakkıda bilgi verir misiniz?
Bu teknik ilaç kullanmaksızın uygulanan tüp bebek  ( İn Vitro Maturasyon) tekniği olarak adlandırılıyor ve kısır çiftlerin tedavisi  için yeni ufuklar açıyor. Şimdiye kadar polikistik over hastalığı olan 125 hastada tedavi başına % 28 oranında gebelik elde edilmiştir.
IVM tekni
ği yaygın olarak kullanılan tüp bebek tedavilerine göre uygun olarak seçilmişhastalara birçok kolaylık ve fayda sağlamakta ve uygulama yapılan kadınları tüp bebek tedavisinin bazı olumsuz etkilerinden koruyabilmektedir.
Bu hastalarda  ilaçların uygulaması ile yumurtalıkların lüzumundan fazla yumurta yapması,yumurtalık hormonlarının kanda istenen de
ğerlerden fazla yükselmesi rahim iç zarını olumsuz etkileyerek tüp bebek tedavisinden elde
edilebiecek ba
şarı oranlarını düşürebilmektedir.
IVM tedavisini avantajları önemsenecek kadar fazladır:
a. Daha ucuzdur. Çünki pahalı ilaçların kullanılmasını gerektirmez. Hastalar daha az tetkik yaptırırlar. Daha az doktor ziyareti yaparlar ve daha az zaman harcarlar.
b. Tedavi süresi daha kısadır. 

c. Tedavi başarılı olmazsa diğer tedaviye başlamak için aylarca beklemek gerekmez.
d. İlaçların  yan etkileri ve tehlikelerine maruz kalmazlar.
e.Yumurtaları elde edilmesi esnasında a
ğrı duymazlar,genel anestezi almaları gerekmez.
f. Tecrübeli ve ba
şarılı merkezlerde uygun hastalarda %30-35 gebelik şansı elde ederler. Hasta yaşı arttıkça gebelik şanslarıda düşebilmektedir.
 

 

Bu makale 17 Mart 2019 tarihinde güncellendi. 0 kez okundu.

Yazar
Prof. Dr. Timur Gürgan

Prof. Dr. Timur GÜRGAN, lisans öncesi eğitimlerini bitirmesinin ardından Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi'nde başladığı tıp eğitimini 1976 yılında tamamlayarak tıp doktoru unvanı almıştır. İhtisasını ise 1980 yılında yine aynı üniversitenin Kadın Hastalıkları ve Doğum Anabilim Dalı'nda tamamlamış ve Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı olmuştur. Prof. Dr. Timur GÜRGAN, akademik kariyerine 1985 yılında Hacettepe Üniversitesi'nde Yardımcı Doçent olarak başlamıştır. 1988 yılında Doçent, 1995 yılında ise Profesör olmuştur. Kendisi halen aynı üniversitede Kadın Doğum Anabilim Dalı, Üreme Endokrinolojisi ve İnfertilite Ünitesi öğretim üyesi olarak görev yapmaktadır. 1986 yılından itibaren yurtdışında İngiltere'de London Hospital Medical College, St Bartholomew's Hospital, Lister Hospital, London Bridge Hospital ve  Guy's Hospital ve İsr ...

Yazarı sosyal medya'da takip edin
Prof. Dr. Timur Gürgan
Prof. Dr. Timur Gürgan
Ankara - Kadın Hastalıkları ve Doğum
Facebook Twitter Instagram Youtube