Tüp bebek tedavisinde başarısızlıkla karşılaşıldığında neler yapılmalıdır? Bu durumda hastalara tavsiyeleriniz nelerdir?

Prof. Dr. Timur Gürgan
Prof. Dr. Timur Gürgan
30 Kasım 20121377 görüntülenme
Randevu Al
Tüp bebek tedavisinde başarısızlıkla karşılaşıldığında neler yapılmalıdır? Bu durumda hastalara tavsiyeleriniz nelerdir?

 

Hacettepe Üniversitesi Kadın Doğum Anabilim Dalı Üreme Endokrinolojisi ve İnfertilite Ünitesi başkanı ve Gürgan Clinic Kadın Sağlığı ve Tüp Bebek Merkezi Bilimsel Direktörü Prof. Dr. Timur Gürgan anlattı.

 

Tüp bebek tedavisinde başarısızlıkla karşılaşıldığında neler yapılmalıdır? Bu durumda hastalara tavsiyeleriniz nelerdir?

 

Çabalarına rağmen sağlıklı bir bebek elde edemeyen çiftler  yüksek teknolojinin kendilerine son şansları olarak yardım edebileceği ümidiyle tüp bebek ve mikroinjeksiyon tedavilerine umutla sarılmaktadırlar. İlk tüp bebek tedavilerinden sonuç alamayan çiftler büyük bir hayal kırıklığına uğramaktadır. Gebelik şansları yüksek olan çiftlerin tedavilerine devam etmesi sağlanmalıdır. Çünkü maddi sorunlardan veya yaşadıkları ağır psikolojik stresten dolayı ilk tedavide başarısız olunduğunda çiftlerden yaklaşık % 40ı tüp bebek tedavisine devam etmemektedir.  Böylece tedaviden sonuç alabilecek birçok çift maalesef çocuksuzluğa mahkum olmaktadır.

 

 

Tüp bebek tedavisinde, ilk uygulama bize kadın ve erkek problemleri hakkında önemli bilgiler verir. Kullanılan ilaçları dozları, yumurtalıkların bunlara cevapları, spermin yumurtayı dölleme oranları, yumurtaların döllenebilme kapasitesi, embryo kalitesi ve sayısı, embriyo transfer kolaylığı veya zorluğu ve çiftin tedaviye konsantrasyonu hakkında ilk uygulamalarda özel bilgiler elde edilir ve sonraki tedavilerin başarılı olabilmesi için kullanılabilir. İlk uygulamalardan elde edilen özel bilgiler daha sonraki uygulamalarda yol gösterici olabilir. Bu veriler ışığında yapılan strateji değişmeleri sonraki tedavilerin başarı şanslarını arttırabilir.

      

 

İki veya daha fazla uygulamada yeterli embryo transferine rağmen gebeliğin oluşmadığı durumlarda özellikle embriyo kalitesi bozuksa  yeni teknikler fayda sağlayabililer.

 

Yumurtalıkların üç boyutlu ultrasonla değerlendirilmesi ne fayda sağlayabilir?

 

Kadının tarihsel yaşından ziyade biyolojik yaşını ne olduğu önemlidir.Kadınların yumurtalık fonksiyonlarının kan hormon düzeylerine ilave olarak 3 ve 4 boyutlu ultrasonlarla yumurtalıkların   kesitler alınarak  değerlendirilmesinin  ve kan akımlarının ölçülmesinin tedavi ayında ilaçlara cevap verebilecek yumurta sayısını daha kolaylıkla saptamamızı sağlamaktadır. Böylece hastanın ihtiyacı olan ilaç dozları daha kesin olarak saptanabilmekte ve hasta dostu olarak ta adlandırılan en uygun ilaç kombinasyonu ve dozu uygulanabilmektedır. Ayrıca bu teknik, gelişme elde edilmiş olan embriyoların rahim içine daha uygun bölgelere yerleştirilebilmesini de olanaklı hale getirerek tedavi başarı şansında önemli artmalar yapmamızı sağlamıştır.

 

 

 

 

Mikroinjeksiyon işleminde laser kullanılması (Lazer ICSI)  ne gibi avantajlar getirir?

 

Özel Lazer sistemlerinin 35 yaş ve üzerindeki  kadınlar ile daha önceki  ICSI uygulamalarında  kötü embriyo oluşmasına bağlı olarak gebe kalamamış çiftlerde faydalı olduğu tespit edilmiştir. Mikroinjeksiyon uygulaması ile yumurtaların döllenmeleri esnasında laser kullanılmasının embriyo kalitesi arttırarak gebelik oranlarında önemli artmalar yarattığını gösterdik ve uygun hastalarda rutin kullanıma geçtik.

 

Ko-Kültür tekniklerinde yenilikler var mı ? 

 

Kadının kendi rahim içi zarı hücrelerinin kültür edilmesiyle oluşturulan ortamların ( yanlış olarak yapay rahim olarakta bilinen ko-kültür teknigi) ve geliştrilen özel sıvıların  bazı hastalarda embriyo gelişimini destekleyerek daha kaliteli embriyo elde edilmesine olanak sağladığı  ve gebelik oranlarını arttırdığı gösterilmiştir. Ancak bu teknikte bir ay öncesinde kadının rahim içinden hücrelerin alınması ve hazırlanması gerekmektedir. Hasta tüp bebek tedavisi ücretine ilaveten oldukça yüksek bir ücreti  ödemek zorunda kalmaktadır. Yaptığımız çalışmalarda yumurtaların yumurtalıklarda gelişmesi esnasında onu destekleyen granüloza hücrelerinin aynı amaçla kullanılabileceği gösterilmiştir.  Yeni geliştirilen tekniklerle yumurta toplama işlemi esnasında belirtilen  hücreler de alınmakta ve yumurtalar döllenene kadar ayrı bir ortamda çoğaltılmaktadır. Yumurtaların  döllenme sonrasında bu hücrelerle birlikte olduklarında onların destekleyici etkisi ile daha iyi gelişme göstedikleri  ve gebelik oranlarında artma sağlandığı gösterilmiştir. İşlem ilave bir ücrete gereksinim duyulamadan yapılmakta ve hastaya ilave bir girişimsel müdahaleye gerek duyulmamaktadır.  Teknik KUMULÜS KO-KÜLTÜR YÖNTEMİ olarak adlandırılmaktadır.

 

 

KUMULÜS KO-KÜLTÜR NASIL UYGULANIR?

 

Bu yöntem tüp bebek yapılacak anne adayının (kadının) hormon tedavisinden sonra gelişen yumurtaları etrafındaki kumulus hücreleriyle birlikte toplanır. Kumulus hücreleri yumurtalardan dikkatlice laboratuvar ortamında ayrıştırılır. İki gün boyunca bu hücrelerin gelişimi takip edilir ve iki gün sonra embriyo aşamasına gelen hücreler kumulus hücreleri ihtiva eden kültür ortamına aktarılır. Embriyo transfer işlemine kadar embriyo gelişimi ve kalitesi değerlendirilerek anne rahmi uygun olduğunda embriyolar bu hücreler ile birlikte transfer edilir. Merkezimizde uygun hastalara etkili bir alternative olarak sunulmaktadır.

 

 

KUMULÜS KO-KÜLTÜR KİMLERE UYGULANIR?

 

Bu yöntem tekrarlayan tüp bebek başarısızlığında ve/ve ya embriyo gelişimi kötü kalitede olanlara önerilir. Bu hücreler embriyoların gelişimini destekleyen hormonlar salgılayarak iyi kalitede embriyo elde edilmesine yardımcı olur. Hiçbir riski yoktur. Bu yöntemde her hastanın kendi yumurtalarından alınan kumulus hücreler ile kendi embiryoları kültür edilmektedir.       

 

 

Tüp Bebek tedavisinin tekrarlayan başarısızlıklarında spermlere ait sorunlar nasıl çözülebilir?

 

Başarısızlığın önemli bir nedeni de erkek faktörünün yeterli değerlendirilmeden uygulamalara geçilmesidir. Androloji laboratuarlarında  spermlerin detaylı değerlendirilmesi ile en iyi döllendirme metodunun çifte özel olarak seçilmesi olanaklı hale gelmektedir. İki ve üzerinde tüp bebek tedavi başarısızlığında spermlerde yumurta döllenmesini ileri derecede bozan bir problemin bulunması olasılığı yüksektir. Bunun en önemli nedeni ise spermlerde erkeğe ait genetik materyalin yumurtaya aktarılmasının bozulması olduğu gösterilmiştir. Sperm genetik materyaline (DNA) ait problemler sıklıkla suçlanmaktadır. Erkeğin sperm örneğinden olgun ve normal olanlarını seçilebilmesine olanak sağlayacak tekniklerin sonuçları yüzgüldürücüdür. Spermlerin canlığını bozmadan seçim sağlayan Yüksek Büyütmeli ICSI Tekniği'nin  sorunu büyük oranda çözebileceği gösterilmiştir. Sperm başları özel mikroskoplarla 5000-6000 kez büyütülerek mikroinjeksiyonda kullanılanılacak spermler seçilmektedir. Bu spermlerin kullanılması ile daha fazla  kaliteli embriyo geliştirilebilmekte ve gebelik oranları belirgin şekilde arttırılabilmektedir. Bu teknik ayrıca spermlerin sebep olabileceği gebelik kayıplarını ve anomali risklerini de azaltmaktadır.

 

Geçtiğimiz günlerde ESHRE (European Society of Human Reproduction and Embryology) yönetim kuruluna seçildiniz. Bu dernekten ve faaliyetlerinden biraz bahsedebilirmisiniz?

 

ESHRE, yardımcı üreme teknikleri, jinekolojik ameliyatlar, menopoz, genetik ve kök hücre çalışmaları gibi üreme tıbbında ve bilimde çığır açan araştırmaları ve bu alanlarda sürekli gelişmeyi desteklemek amacıyla 1985 kurulmuş olup, yıllar içinde üreme tıbbı alanında dünyanın en saygın ve prestijli kurumlarından biri haline gelmiştir. Derneğin yıllık organize ettiği kongre ve toplantı dünyanın her tarafından saygın bilim adamlarının üreme tıbbı alanındaki en son gelişmeleri paylaşıp, tartıştığı saygın bir platforma dönüşmüştür. Yaklaşık 10 yıl sürdürdüğüm ESHRE danışma kurulu üyeliğinden sonra, 4 yıl boyunca yönetim kurulu üyeliği yapacak ve üreme tıbbı alanında dünyanın en önde gelen bilim adamlarıyla birlikte çalışma imkanı bulacağım. Derneğe üye olan çok sayıda Türk doktorumuz var ancak yönetim kuruluna şimdiye kadar ilk kez bir Türk doktor seçildi ve bunun Türkiye'de üreme tıbbı alanında yapılan
çalışmaların ve doktorlarımızın dünya standardlarında olduğunun bir göstergesi olduğuna inanıyorum.

 

Prof. Dr. Timur Gürgan kimdir? 

1952 Malatya doğumludur. Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi mezunu olup, aynı üniversitede 1988 yılında doçent, 1995 yılında profesör unvanı almıştır. İngiltere, İsrail, Almanya ve Kanada'da Üreme Endokrinolojisi, Kısırlık ve Endoskopik ameliyatlar konularında çalıştıktan sonra 1991 yılında Hacettepe Üniversitesi Tüp Bebek Merkezinin kuruluşunu gerçekleştirmiştir. 1998–2001 yılları arasında Hacettepe Üniversitesi Kadın Doğum Anabilim Dalı'nın başkanlığını yapmıştır ve halen aynı üniversitede Üreme Endokrinolojisi ve İnfertilite Ünitesi başkanlığını yapmaktadır. Ülkemizde kadın ve erkek kısırlığı, tüp bebek, endoskopik cerrahi konularının güncel anlamda ilk uygulayıcılarından olup, bu uygulamaların ülkemizde tanınıp yaygınlaşmasında öncülük etmiştir. Ulusal ve uluslararası birçok kuruluşun yönetim kurullarında bulunmuş ve bazılarında halen aktif görevine devam etmektedir. Uluslararası ve yurtiçi birçok kongre organizasyonunda yer alan Timur Gürgan, 2005 yılında İstanbul'da yapılmış olan Dünya Tüp Bebek ve Üreme Genetiği Kongresi ve 2007 Nisan ayında Akdeniz Ülkeleri Üreme Sağlığı Uluslararası kongresinin de başkanlığını yapmıştır. Prof. Dr. Timur Gürgan aynı zamanda üreme tıbbı alanında dünyanın en prestijli dernekleri arasında gösterilen ESHRE (European Society of Human Reproduction and Embryology) yönetim kurulu üyesi olup, derneğin yönetim kuruluna şimdiye kadar seçilen ilk Türk doktor olma ünvanına sahip olmuştur.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Yazar Hakkında

Prof. Dr. Timur Gürgan

Prof. Dr. Timur Gürgan

Prof. Dr. Timur GÜRGAN, lisans öncesi eğitimlerini bitirmesinin ardından Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi'nde başladığı tıp eğitimini 1976 yılında tamamlayarak tıp doktoru unvanı almıştır. İhtisasını ise 1980 yılında yine aynı üniversitenin Kadın Hastalıkları ve Doğum Anabilim Dalı'nda tamamlamış ve Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı olmuştur.

Önemli Bilgilendirme

Site içerisinde bulunan bilgiler bilgilendirme amaçlıdır. Bu bilgilendirme kesinlikle hekimin hastasını tıbbi amaçla muayene etmesi veya tanı koyması yerine geçmez.