Teknolojinin çocuklar üzerindeki olumsuz etkileri!

Teknolojinin çocuklar üzerindeki olumsuz etkileri!

Çağımızın teknoloji çağı olduğu muhakkak. Televizyon, tablet, bilgisayar, cep telefonu gibi elektronik aletlerin kullanımı da buna bağlı olarak oldukça artmış durumda. Birçok anlamda hayatımızı kolaylaştırdığı, özellikle bilgi edinme amaçlı kullanıldığında öğrenmeyi daha eğlenceli kıldığı, görsellerle desteklendiği için öğrenilenlerin daha kalıcı olduğu elbette göz ardı edilemez.

Olumlu etkilerinin yanı sıra elektronik aletlerin aşırı kullanımında çocukların bilişsel, sosyal-duygusal, dil gelişimi hatta fiziksel gelişimlerine olumsuz etkileri de bulunmaktadır.

Sevgili anne babalar, tüm elektronik aletleri doğru şekilde ve kontrollü kullanmak mümkün.

Anne-baba olarak çocuğun kullanımını denetlemek, izlediği programların, çizgi filmlerin, oynadığı oyunların içeriğini bilmek ve daha çok eğitsel programlara yönlendirmek sizin sorumluğunuzdadır. Nasıl ki çocuğunuzu yabancı birisiyle bir odada baş başa bırakmıyorsanız, elektronik bir aletle de baş başa bırakmamalısınız.

Zaman zaman çocuğu televizyonun başında bırakıp işlerini halletmeyi, dinlenmeyi tercih eden ya da “Ben tableti elinden alamıyorum ne yapayım?” diyerek çocukların kendi otokontrolünü sağlamalarını bekleyen ebeveynlere de sıklıkla rastlanmaktadır. Ancak unutulmamalıdır ki okul öncesi dönemdeki çocuklar kendi kendilerini denetleyebilme, sınırlama getirme yeterliliğine sahip değillerdir.

Teknolojinin Çocuklar Üzerindeki Olumsuz Etkileri

Ebeveynleri ile interaktif olarak daha çok vakit geçirmesi gerekirken pasif bir etkinlik olan çizgi film izlemeyi tercih eden çocuklar dış dünya ile fazla etkileşime geçmemektedir. Bu durum aile içi iletişimi de olumsuz yönde etkilemektedir.

Yaratıcı etkinliklerden uzaklaşmasına, hayal gücünün sınırlandırılmasına neden olabilmektedir.

Şiddeti normalize etme görülmekte ve şiddete eğilimi arttırmaktadır. Çocuklar özdeşim kurdukları karakterlerin davranışlarını günlük yaşamlarına ve doğal olarak oyunlarına yansıtırlar. Bunun sonucunda oyunlarında arkadaşlarına zarar verici veya rahatsız edici davranışları olan çocuklara sıklıkla rastlanmaktadır. Unutulmamalıdır ki, hiçbir çocuk kendisine zarar veren başka bir çocukla oyun oynamak istemeyecektir.

Bilişsel fonksiyonlarına bağlı olarak dikkat ve konsantrasyon sorunları yaşamasına neden olabilmektedir. Ekrandaki görseller çok hızlı olduğu için yaptığı etkinliklerde, çalışmalarda sınırlı televizyon ve tablet kullanımı olan çocuklara göre daha çabuk sıkılmakta ve ilgisizleşebilmektedir çünkü gündelik hayat hızlı hareket eden bir görselliğe sahip değildir.

Yorumlama ve düşünme yetisini kullanmayı da olumsuz yönde etkilemektedir.

Var olan gelişimsel korkularına ek olarak izlediklerinden, oynadığı oyunlardan etkilenen çocukların korkulu rüyalar, kâbuslar görmesine, uyumakta zorlanmasına neden olabilmektedir.

Okul öncesi dönemdeki çocuk hayal ve gerçeği henüz ayırt edemediği için çizgi filmlerde veya oyunlardaki karakterlerden, şiddet ve saldırganlık içeren sahnelerden daha çok etkilenmektedir. Ayrıca bazı karakterlerin gerçek dışı özelliklerini de kendi yaşamında deneyimlemek istemesi, kendisini o karakter zannetmesi de çocuk için ciddi riskler içermektedir.

Özellikle küçük çocukların dil gelişimini olumsuz yönde etkilemektedir. Televizyon, tablet başında uzun süre geçiren çocukların konuşmasında gecikme görülebilmekte veya kelime dağarcığının zenginleşmesi engellenmektedir.

Ailelere Öneriler

Evde televizyon sürekli açık olmamalıdır. Hem aile içi iletişimin güçlenmesi, hem de yenilen yemeğin farkında olunması için özelikle yemek esnasında televizyon kapatılmalıdır.

3 yaşından önce çocuklara sınırlı süreyle bile olsa televizyon izletilmemelidir.

Çocuğun yemek yemesi, sakince oturması için televizyon veya tablet araç olarak kullanılmamalıdır.

Özellikle küçük yaştaki çocukların kaslarını geliştirmeleri, enerjilerini atabilmeleri için ekran başında hareketsiz oturmaya değil, bol bol fiziksel aktiviteye ihtiyaç duydukları unutulmamalıdır.

Çocuğun televizyon izleyeceği zamanlarda eğitsel televizyon programları tercih edilmelidir. Eğitsel olsa dahi süre kısıtlaması olmalıdır.

Çocukların odalarına televizyon ve bilgisayar koyulmamalıdır. Bu elektronik aletlerin kullanımı ortak alanda sağlanmalıdır.

Mutlaka ama mutlaka süre sınırı getirilmelidir ve bu süre sınırı okul öncesi dönemde tablet, bilgisayar kullanımı için 15 dakika, televizyon için 30 dakika veya maksimum 1 saati geçmemelidir. Çocuk saatlerce televizyon önünde bırakılmamalıdır.

Çocuğun izlediği çizgi filmlerde, tablette/bilgisayarda oynadığı oyunlarda mümkünse yanında bir yetişkin olmalıdır. Böylece olumsuz sahneler olsa dahi çocukla o andaki olumsuz sahne ile ilgili konuşulabilir ve çocuk televizyondan aldığı bilgiyi direkt doğru olarak kabul etmez, iyi-kötü, doğru-yanlış kavramlarını doğru şekilde kurgulayabilir. Ancak çocuğu bir yetişkin olmadan ekranın başında bıraktığınızda tam olarak neye maruz kaldığını asla bilemezsiniz.

Çocuğa boş vakitlerinde ilgileneceği başka bir uğraş bulması konusunda yardımcı, yol gösterici olunmalıdır. Fiziksel oyunlar, yap-boz oynamak, yapı-inşa oyunları, çeşitli masa başı etkinlikleri (resim yapmak, oyun hamuru ile oynamak vb.), mutfakta ebeveynlerine yardımcı olması, yaşına göre verilecek küçük sorumluluklar, aile içinde herkesin gününün nasıl geçtiğiyle ilgili sohbet ortamı oluşturmak, kitap okumak boş vakitleri değerlendirmek için ideal uğraşlardır.

Çocuğun neleri seyredebileceği ve neleri seyredemeyeceği, hangi oyunları oynayabileceği önceden konuşulmalı ve bu konuda kararlı olunmalıdır. İzlediği çizgi filmlerin, oynadığı oyunların içeriği ile ilgili anne- babanın bilgi sahibi olması büyük önem taşımaktadır.

Uyumadan en az bir saat önce televizyon kapatılmalıdır.

Ebeveynlerin de doğru model olması adına her daim televizyon seyretmemeleri, sürekli tabletle, bilgisayarla ilgilenmemeleri de kuşkusuz çocuk için yararlı olacaktır.

Mutlaka Çocuk ve Genç Psikiyatrisi Uzmanı doktoruna başvurmak bu önemli sorunu ortadan kaldırmak için atılabilecek en büyük adımın başlangıcı olacaktır.

Bu makale 23 Mayıs 2019 tarihinde güncellendi. 0 kez okundu.

Yazar
Uzm. Dr. Çağatay UĞUR

Uzm.Dr. Çağatay UĞUR, 1985 yılında Ankara'da doğmuştur. Lisans öncesi öğreniminin aradından Cumhuriyet Üniversitesi Tıp Fakültesi'nde başladığı tıp eğitimini 2009 yılında başarıyla tamamlayarak Tıp doktoru unvanı almıştır. İhtisasını ise, Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Ve Ergen Ruh Sağlığı Ve Hastalıkları Anabilim dalında tamamlayarak Çocuk  Ve Ergen Psikiyatristi Uzmanı Olmuştur.

Uzm.Dr. Çağatay UĞUR, 2014 yılında Sağlık Bilimleri Üniversitesi Ankara Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Hematoloji-Onkoloji Eğitim Araştırma Hastanesinde çocuk ve ergen psikiyatrisi uzmanı olarak göreve başlamıştır.

Uzm.Dr. Çağatay UĞUR, tedavilerine Çankaya Ankara'da bulunan özel muayenehanesin'de devam etmektedir.

Etiketler
Teknoloji
Uzm. Dr. Çağatay UĞUR
Uzm. Dr. Çağatay UĞUR
Ankara - Çocuk ve Ergen Psikiyatristi
Facebook Twitter Instagram Youtube