Sosyal fobi ve tedavi yöntemleri

Sosyal fobi ve tedavi yöntemleri

O gün çok iyi bildiğiniz bir alanda sunum yapmanız gerekiyor, sunum yapacağınız odaya giriyorsunuz ve arkadaşlarınız ile meslektaşlarınızın orada olduğunuzu görüyorsunuz, gözlerinizi kapatıyor ve yüzünüzün adeta kıpkırmızı olduğunu düşünüyorsunuz, elleriniz titremeye başlıyor ve sanki konuşmayı bilmeyen bir çocuk gibi olduğunuzu hissediyorsunuz, üzerinizde kıyafetleriniz olmadığını, çırılçıplak kaldığınızı duyumsuyorsunuz ve yer yarılsa da içine girsem diye dilemeye başlıyorsunuz.

       Başka bir gün yemek odasına giriyor ve sevdiğiniz aile bireyleriniz, yakın akrabalarınızın size misafirliğe geldiğini görüyorsunuz, masaya oturuyor ve sohbete dahil oluyorsunuz ancak size evlilik planlarınız ile ilgili bir soru yöneltiliyor, o anda bedeniniz adeta buz kesiyor, elinizdeki çatalı düşürüyor ve kıpkırmızı olduğunuzu, ellerinizin uyuştuğunu, çenenizin kilitlendiğini duyumsuyorsunuz, konunun bir an önce değişmesi için içinizden kendinizi dua ederken buluyorsunuz.

       Yine bir gün yurt dışındaki kuzeniniz bir misafiri ile birlikte ülkenize geleceğini, sizi de tanıştırmak istediğini söylüyor. Yabancı diliniz çok iyi bir seviyede, ancak birden zihninizde o kişi ile mükemmel bir yabancı dil ile konuşamadığınızı, size bir soru sorarsa asla cevaplayamadığınızı, yüzünüzün kızardığını ve sizinle alay edildiğini içeren bir hayal beliriyor. O gün geldiğinde bir gece önceden gayet sağlıklı iken birden ateşinizin çıktığını, karnınızın ağrıdığını, kendinizi çok halsiz hissettiğinizi fark ediyor ve buluşmaya gelemeyeceğinizi kuzeninize bildiriyorsunuz.

       İşte sosyal fobi yaşayan bireylerin hayatlarından sadece birkaç kesit okudunuz. Sosyal fobi bireyin başkaları tarafından yargılanabileceği korkusunu taşıdığı, toplumsal ortamlarda rezil ya da mahcup olacağı belirgin ve sürekli korkusunun olduğu bir bozukluktur.

       Sosyal fobi terimi ilk kez diğer insanların yanında yeme, içe, titreme, kızarma, konuşma, yazma ya da kusma korkusu olarak tanımlanmış ve temel özelliğinin başkalarının gözünde gülünç duruma düşme korkusu olduğu vurgulanmıştır.

       Son yıllarda sosyal fobi yerine daha sıklıkla sosyal anksiyete bozukluğu terimi kullanılmaktadır. SF, günümüzde, kişinin küçük duruma düşeceği ya da utanç duyacağı bir biçimde davranacağı gerekçesi ile, başkalarının dikkatli bakışlarıyla karşılaştığı, sosyal ya da belli bir eylemin gerçekleştirildiği durumlardan belirgin ve sürekli bir korku duyması olarak tanımlanmaktadır.

       SF’li hastaların olumsuz inançları, başka insanların yanıtlarını gözlemlemekten değil, nasıl göründüklerine ilişkin başkalarına verdikleri izlenimlerden kaynaklanmaktadır.

SF hastaları, gerçekte ne olup bittiğine bakmamakta, korkulan durumun ortaya çıkardığı kendi duygularına odaklanmaktadırlar. Bu durumun, SAB ile utangaçlık arasındaki temel farklılık olduğu varsayılmıştır.

       Bilişsel modele göre, sosyal fobiklerin sosyal durumları tehdit edici olarak yorumlama eğilimleri, kendileri ve sosyal durumlardaki davranma biçimleriyle ilgili bir dizi işlevi bozuk inançtan kaynaklanmaktadır.

       Sosyal fobiklerde görülen işlevi bozuk inançlar üç kategoride ele alınabilir:

1. Sosyal performans için aşırı yüksek standartlar (herkesin onayını almalıyım, kimsenin anksiyeteli olduğumu anlamasına izin vermemeliyim vb.)

2. Sosyal değerlendirmeyle ilgili koşula bağlı inançlar ( hata yaparsam reddedilirim, farklı bir düşünce ortaya koyarsam, aptal olduğumu düşünürler vb.)

3. Kendine ilişkin koşula bağlı olmayan inançlar (çekici değilim, yetersizim, farklıyım, sıkıcıyım, hoşlanılmayan bir insanım vb.)

       Sosyal Fobi Ne Sıklıkla Görülür?

       SF’nin yaşam boyu yaygınlığı %2,4-13 arasında değişen oranlarda bulunmuştur.

ABD’de yapılan Ulusal Eş tanı Taramasında, sosyal fobinin, %13’lük yaygınlık oranı ile, majör depresif epizod ve alkol bağımlılığından sonra en sık rastlanan üçüncü psikiyatrik bozukluk olduğu bildirilmiştir.

Epidemiyolojik çalışmalarda SF’si olanların, SF’si olmayanlara göre, daha fazla sıklıkla kadın, bekar ve düşük gelir ve eğitim düzeyine sahip kişiler oldukları ortaya konmuştur. Klinik örneklemde ise SF’nin kadın ve erkekler arasında eşit bir dağılımının olduğu görülmektedir.

       Sosyal Fobi Hangi Yaşlarda Başlar?

       Sosyal fobi alt tipine göre değişmekle birlikte erken ve geç ergenlik dönemi arasında başlar (10-17 yaş) Yaygın tipin daha erken yaşta başladığına dair bilgiler vardır.

       Sosyal Fobinin Temel Özellikleri

 1. Sosyal bağlamlarda diğer kişiler tarafından incelenme ve yargılanma korkusu

2. Küçük düşme, utanç duyma olasılığı olan koşullarda belirgin sürekli performans korkusu

3. Korku duyulan koşullardan kaçma.

Bu korkulan koşullardan en sık rastlananlar:

Başkalarına tanıştırılma

Yetkili kişilerle tanıştırılma

Telefon kullanma

Misafir kabul etme

Bir işi yaparken izlenme

Şaka yapılma

Tanıdıklarla birlikte yemek yeme

Restoranda yemek yeme

Başkalarının önünde yazı yazma

Umumi tuvaletleri kullanma

Topluluk karşısında konuşma

Alış-veriş yapma

       Sosyal Fobi Tedavisi

       Sosyal fobi tedavisi mümkün bir psikolojik rahatsızlıktır. Tedavi yöntemleri arasında niteliği kanıtlanmış iki yöntem bulunmaktadır.

       1.İlaç Tedavisi

       2. Bilişsel Davranışçı Terapi

       SAB hastalarında, özgül fobilerden ve agorafobiden farklı olarak, korkulan durumun üzerine gidilerek yapılan gerçek yaşamda alıştırma tedavilerinde bazı güçlüklerle karşılaşılır. Karşılaşılan güçlükler arasında sosyal ortamların değişkenliği, bu ortamların tedaviye yönelik olarak önceden ayarlanmasının her zaman mümkün olmaması, üzerine gitme yönteminin hastanın kendisini beceriksiz ve yeteneksiz hissedebileceği olumsuz sonuçlara yol açabilmesi sayılabilir.

       Uygulamadaki bu tür güçlükler nedeni ile sosyal fobililerde bilişsel davranışçı yaklaşımlar, yalnızca davranışçı olan yaklaşımlara tercih edilmelidir.

       Tedavide öncelikle, SAB hastalarına, eleştirilme, olumsuz değerlendirilme, dışlanma, aşağılanma, reddedilme gibi bilişsel düzeydeki endişeleri açığa çıkartılır.

       Sonraki aşamada ise, korkularının temelinde yer alan bu tür olumsuz düşüncelerin, hastayla birlikte ele alınarak, düzeltilmesi amaçlanır.

       Oluşturulan bilişsel değişiklikler, üstüne gitme gibi davranışçı uygulamalarla pekiştirilirken, düşüncenin yanı sıra davranış düzeyinde de değişikliğin olması sağlanır.

       NOT: Sosyal fobi yaşamın birçok alanında işlevselliğin bozulmasına yol açmaktadır. Psikoterapi yöntemleri ile fobilerin ortadan kalkması mümkündür. Öncelikle sosyal fobiniz olduğunu kabul etmeli, terapiste başvurmalı, birlikte yapacağınız çalışmalar konusunda motive olmalısınız. Sonrası toplumsal ortamlarda kaygı, korku yaşamadan, kaçınmanıza gerek kalmadan, öz güveni yüksek bir şekilde hareket edebilen sağlıklı bir siz olarak yolunuza devam etmek olacaktır.

Bu makale 12 Nisan 2021 tarihinde güncellendi. 0 kez okundu.

Yazar
Uzm. Kl. Psk. Ezgi Kılavuzoğlu

Uzman Klinik Psikolog Ezgi Kılavuzoğlu, İstanbul Arel Üniversitesi’nde Psikoloji Lisansını “yüksek onur öğrencisi” olarak tamamlamıştır. Lisan eğitiminden sonra Kanada’da psikoloji eğitimleri almaya devam etmiş; Bilişsel Davranışçı Terapi, Kısa Süreli Çözüm Odaklı Terapi, Akılcı Duygucu Davranışçı Terapi, Bilinçli Farkındalık Temelli Terapiler eğitimlerini başarı ile tamamlamıştır. İstanbul Arel Üniversitesinde başarı bursu ile “Klinik Psikoloji Yüksek Lisans” programını tamamlamış ve Uzman Klinik Psikolog ünvanını almaya hak kazanmıştır. Lisan eğitimi sırasında Erenköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi; kadın psikoz, erkek psikoz, çocuk ve ergen grubu, AMATEM servislerinde staj ve araştırma yapma imkanı bulmuştur. Aynı zamanda birçok özel klinikte hem staj hem eğitim dönemini kapsayan faaliyetlerde bulunmuştur. Yüksek lisans ...

Etiketler
Sosyal fobi belirtileri
Uzm. Kl. Psk. Ezgi Kılavuzoğlu
Uzm. Kl. Psk. Ezgi Kılavuzoğlu
İstanbul - Psikoloji
Facebook Twitter Instagram Youtube