Sınanan Çocuklarımız


Sağlıklı ve mutlu çocuklar yetiştirelim.
Çocuk mutluysa başarı er geç gelir zaten. Onun ihtiyacı olan en büyük, en önemli şey biziz, anne babası… Bunalmadan yaşasın çocukluğunu, anne babasının desteğiyle, sınanma kaygısı yaşamadan, başarısız olma korkusu hissetmeden… Sınav her şey demek değil, yanınızda olsun, sağlıklı olsun, bir de kendine güveniyorsa ilgi duyduğu konularda mutlaka başarılı olur, olabileceğinin en iyisi olur…
Hem kendiniz, hem de çocuklarınız üzülmesin istiyorsanız bunları yapmaya çalışın:
Çocuğun içinde bulunduğu okul, dersler, sınavlar, özel dersler, kurslar, sonsuz test çözmeler yarışı ve döngüsünün gerçekten hiç de kolay olmadığını bilip, anlayıp çocuğa bunu ifade edin. Bu onu hem rahatlatacak, hem de onu anladığınızı düşüneceğinden ilişkinizi kuvvetlendirecek.
“Çok bunaldığını biliyorum, gel 20 dakika şöyle bir yürüyüp gelelim” ya da,
“Sürekli yeni şeyler öğrenip bir de bunları sınavda hatırlamaya çalışmak hiç kolay değil. Aferin benim güzel kızıma” ya da,
“Bravo benim oğluma, okulda bütün gün yoruldun ama yine de oturdun test çözüyorsun, çabaladığın için seninle gurur duyuyorum.”
Yapamadıklarına değil, yapabildiklerine ve çabasına odaklanın. Elinden gelenin en iyisini yapmaya çalıştığına güvenin ve bunu ona söyleyin. Sınav sonuçları ne olursa olsun, aylardır çalıştığı için, emek sarf ettiği için çocuğunuzu takdir edin, emeklerini ve çabalarını gördüğünüzü ona ifade edin. Sınavda 75 alan bir çocuğa, “25 puanı nasıl kaybettin? Niye100 alamadın?” değil,
“Çok çalıştın, elinden gelenin en iyisini yaptığını biliyorum, seninle gurur duyuyorum” diyebilirsiniz.
Eğer notu düşükse veya çocuk üzgünse yine
“Elinden geleni yaptığını biliyorum, üzülmene değmez, senden önemli değil, canın sağ olsun canım benim. Bir sonrakine daha iyi olacağına inanıyorum” diyebilmeniz çok önemli.
Sınava gereğinden fazla anlam yüklemeyin. Sınav sadece çocuğun bilgi derecesini anlamak için yapılan imtihan veya testtir, çocuğun kişiliği değil bilgi birikimi değerlendirilmeye çalışılır. Sonu ölüm kalım meselesi gibi olan, çocuğun ruhsal hayatını alt üst eden bir durum haline gelmemelidir. Sınav aileye bir borç ödeme, ne kadar iyi evlat olduğunu gösterme, nasıl iyi bir çocuk olduğunu kanıtlama gibi anlamlar yüklenilen bir şey olmamalıdır.
Çocuğun bilgi birikiminin değerlendirilmesi birçok etkenlere bağlı olabilir. Sınav günü çocuğun gösterdiği performans bilgi birikimini tam olarak yansıtmayabilir. Sınavdan düşük puan almak, o çocuğun istenen bilgiyi tam olarak biriktiremediğini ya da bildiği halde kaygı ve stresten dolayı hatırlamakta zorlandığı anlamına gelebilir. Asla kötü bir çocuk olduğu anlamına gelmez.
Çocuğunuza etkili ve verimli çalışma yöntemlerini bulma konusunda yardımcı olun. Çok uzun süre çalışmak verimli çalışmak demek değildir. Çocuğunuz kendi öğrenme ve hafıza yatkınlığına göre stratejiler geliştirebilir. Bunun dışında etkili ve verimli çalışmayı etkileyen en önemli etmenler kaygı, stres ve paniktir. Çocuğunuzun kaygı hissetmeden, stres olmadan ve paniğe kapılmadan okul hayatını ve girmek zorunda olduğu sınavları tamamlaması için ona destek olan bir aile ortamı oluşturabilirsiniz.
Gerçekten bu sınavlar her şey demek değil, bu okul olmazsa başka bir okul olabileceğini unutmayın. Çocuğunuzun sağlığı her şeyden önemli. En gamsız olmaları gereken, en güzel dönemlerini sınav kaygıları ve başarısızlık korkularıyla, elleri buz gibi, yürekleri ağızlarında, terlemelerle, titremelerle geçirmeleri gerekmiyor. Gelecekte her zaman yeni bir seçenek, bir umut olabilir. Sınavda başarısızlık hayatta da başarısızlık anlamına gelmiyor. İstediğiniz notları alıp istediğiniz okullara gidemese bile çocuğunuz sağlıkla büyüsün, mutlu, kendine güvenen biri olarak yanınızda olsun, olabileceğinin en iyisi olsun, anlamlı bir hayatı olsun.
Her yıl sınav sonuçları açıklandıktan sonra bunalıma giren, taptaze hayatlarına kıyan çocukları, onların anne babalarını düşünün…
Unutmayın, çocuğunuzun küçücük hayatı bu sınavlar silsilesiyle hiç de kolay değil. Siz anne babası olarak ona destek olacak en önemli kaynaksınız, onu rahatlatacak sıcacık kucaksınız.
O sizin çocuğunuz, gözbebeğiniz. Ne yaparsa yapsın, sınavda kaç alırsa alsın, nereyi kazanırsa kazansın sizin için değerli olduğunu ona mutlaka söyleyin.
Uzman Psikolog Filiz Evans