Doktorsitesi.com

Savunma Mekanizmaları Bölme (Splitting)

Aile Danışmanı Nurgül Arslan
Aile Danışmanı Nurgül Arslan
17 Temmuz 202511 görüntülenme
Randevu Al
İnsanları iyiler ve kötüler diye ayırmayı bırakalı çok oldu... İlkel yanlarını törpülemeye gayret eden veya etmeyen, edemeyen insanlar diyebiliriz ancak.
Savunma Mekanizmaları Bölme (Splitting)

Pek çoğumuz bazen haksızlığa uğramış olabiliriz. Ama aynı zamanda bunu bir şekilde biz de başka birine yapmış olabiliriz. İnsan hep kötüyü dışarda aramayı kolay bulur. Aslında dış dünyada gördüğümüz olumsuz özelliklerin hepsinden irili ufaklı bizlerde de vardır. İyi ve kötü bir aradadır insanoğlunda, peygamberde de, evliyada da…

Tüm parçalarımızla bir bütünüz hepimiz ancak iyi ve kötüyü bir potada eritip dengeli bir karşım yapamıyoruz maalesef. B u kimyayı atalarımızdan öğrenmeliydik ama onlarda yapmayı bilmiyorlarmış demek ki.

Bütünleştiremiyoruz kendimizi de ötekini de… En büyük toplumsal sorunlarımızdan biri bu bölme. Toplumunda bir kişilik özelliği var değil mi? Ve tam da bu ilkel savunmayı yoğun olarak kullanan hastalıklı bir yapılanma. Türkiye bir borderline yani sınırda kişilik. Bunu daha sonra anlatacağım.

Etrafınıza bakmadan önce kendinize bakmayı bir deneyin önce. Çoğumuz bunu kullanıyoruz aslında. Bana iyi hissettirdiğin kadar iyisin, sana iyi hissettirdiğim kadar ben de sana iyiyim. En ufak bir hata da çiziveririz bir birimizin üstünü. Bazı insanlarda daha yoğundur değil mi? Görünmeyen bir çizgi var gibi saniyeler önce dünya iyisi iken, o kadar hızlı dönüşür ki, şaşıp kalırız. Az önceki kişi ile arasında uçurum vardır adeta. Bu kadar öfkelenecek ne vardı dersiniz?

Dediğim gibi kişilik yapılanmalarımızdaki bozukluklar, takılmalar bazen daha ilkel savunma mekanizmaları kullanmamıza neden olur. Bunlardan biri de bölme mekanizması.

Nedir bu bölme ???

İlkel “bölme” (splitting) savunma mekanizması :

İlkel diyorum çünkü insan yavrusu, doğduğunda bilişsel süreci henüz gelişmediği için bu mekanizmayı kullanmak zorundadır. Fakat yeterince sevgi ve güvende hissettiği bir ortamda büyürse yaklaşık 5 yaşlarında iyi ve kötüyü bir potada eritip bütün olarak algılamaya başlayacaktır.

Bu savunma yöntemini biraz açacak olursak; bir bebek düşünün annesinin memesi ağzında karnı doyuyor ve güvende, işte o an cennette... Bu meme “ iyi meme” aynı meme bir nedenden dolayı ağzından çıksın, avazı çıktığı gibi ağlar, çünkü o an cehennemde... Bunu da kötü meme olarak algılayacaktır. Yani bebeğin ihtiyaçları giderildiğinde mutlu, huzurlu, güvende sakin. Giderilmediğinde ise huzursuz, mutsuz ve kaygılı. Yani burada meme sadece meme değil, çocuğun tüm ihtiyaçları.

İhtiyaçlarını karşılayan anne iyi anne, ağladığında hemen gelemeyen veya bebeğin tam neye ihtiyacı var anlayamayan anne, kötü annedir. İlk 5 yaşa kadar da normaldir. Daha sonra yeterince sağlıklı bir aile ortamı varsa bu iki duyguyu bütünleştirebilir. Değilse bebeklikten kalan bu savunmayı yetişkin olduğunda da kullanmaya devam eder.

Bu bebeği düşünelim, ihtiyaçları yeterince giderilememiş, yani ihmal edilmiş, yeterince güvende hissedememiş, yetersiz ve değersizlik algıları ile büyümüş olsun. Böyle bir ortamda büyüyen bebek bu değersizlik ve yetersizlik duyguları ile başa çıkabilmek için, yani benlik bütünlüğünü koruyabilmek için bu ilkel bölme mekanizmasını kullanmak zorundadır… Ve kendi üzerine düşünüp bir yardım almadığı sürece de sonraki nesillere bu mirası taşıyacaktır.

Yani kendimize biraz yakından bakarsak, bu bölme belasını görebiliriz! Bazılarımızda daha az bazılarımızda çok...

Bu ilkel savunmayı yoğun yaşayan insanlarla çoğunuz karşılaşmış olabilirsiniz. İyi kendilikte iken, mutlu neşe dolu, özverili, insan canlısı, adeta iyilik meleği. Ama abartılı bir iyi olma hali. Size kendinizi çok değerli hissettirir. Aynı kişi saniyeler sonra sizin anlayamadığınız bir sebepten öfke kusan, hakaret eden, aşağılayan, birine dönüşebilir. Trafikte yaşanan kavgalar, yaralamalar, cinayetler buna örnek olabilir.

Toplumsal olarak da baktığımızda, siyah ve beyaz yaşayan, algılayan, grileri pek kullanmayan bireyler olduğumuzu görebilirsiniz.

Bu savunma mekanizmasını, bir spektrum olarak algılayabilirsiniz. Şiddet düzeyine göre kişilik problemlerine yol açabilir. Kişinin hayat işlevini bozacak düzeyse ise yardım alması gerekir. Ancak önce kişinin bu farkındalığı olması gerekir. Ama ne yazık ki, bazı eksiklerimizi gözden geçirmek yerine başkalarını suçlamak en kolayıdır. Bu da bir savunma mekanizmasıdır. ‘Yansıtma’ Sen de olan kötü özelliği başkasında görme hali. Bunu ayrıca yazacağım. İnsanı asıl değiştiren dönüştüren, kendine bakabilme halidir. Kendisiyle yüzleşmeleridir. Kendimizle ilgili düşünebilme kapasitemizin arttığı günlere…

Yazar Hakkında

Aile Danışmanı Nurgül Arslan

Aile Danışmanı Nurgül Arslan

02.03.1981'de Kütahya'da doğan Nurgül Arslan, karmaşık aile sistemleri içinde büyüdü. Anne tarafı Yunanistan ve Bulgaristan sınırından Türkiye'ye göç etmiş, dedesi ise evlatlık verilmiş. Baba tarafı feodal ve ataerkil bir yapıya sahip olan Arslan, bu iki sistemin harmonisi ile ailesinin erkek olarak beklediği ikinci kız olarak dünyaya geldi.

Lisede kitap okuma alışkanlığı geliştiren Arslan, felsefe ve psikolojiye ilgi duydu. Davranış Bilimleri ve Sosyoloji lisanslarını tamamladıktan sonra, 16 yıldır bireysel ve aile danışmanı olarak çalışmaktadır. CİSED'den Cinsel Terapi, Psikoterapi Enstitüsü'nden Bütüncül Psikoterapi ve Davranış Bilimleri Enstitüsü'nden EMDR eğitimi alan Arslan, şu anda Mudanya Üniversitesi'nde Psikoloji yüksek lisansına devam etmektedir. Ayrıca, sanat terapisi ve aile sistemleri üzerine de çalışmalar yapmaktadır.

Bireysel ve cinsel danışmanlığın yanı sıra, grup danışmanlığı ve aile dizimi çalışmaları da yürüten Arslan, grup terapilerinin bireysel terapilere kıyasla maliyet açısından avantajlı ve etkileşim açısından güçlü olduğunu vurgulamaktadır. Kendini anlayan ve geliştiren bir bireyin, başkalarını da doğru şekilde anlayabileceğine inanmaktadır.

Önemli Bilgilendirme

Site içerisinde bulunan bilgiler bilgilendirme amaçlıdır. Bu bilgilendirme kesinlikle hekimin hastasını tıbbi amaçla muayene etmesi veya tanı koyması yerine geçmez.