Sağlıksız bağlanmalar, kişinin sağlıklı ve mutlu bir evlilik yaşamasına engel olabilir


Sağlıksız bağlanmalar, kişinin sağlıklı ve mutlu bir evlilik yaşamasına engel olabilir.
Cinsel kimliğin temeli, kişinin başta anne olmak üzere ilk bakım sağlayıcılarıyla ilişkisi ve onlara bağlanmasıyla oluşan ilk gelişmelerde yatar. İlk yıllardaki bağlanma kalitesi; sevme, dokunma, verme, alma ve bağlanma becerimizi şekillendirir. Bağlanma kalitesi ve duygulanım ilerideki mahrem cinsel ilişkileri kurar. Örneğin; cinsel terapi ye aldığımız Bay K; güçlü, eğlenceli ve yakışıklı bir genç adamdı; ancak kadınlarla yakınlaşmakta zorlanıyordu. İlişkileri başlatmayı başarabiliyor, ancak ilişki daha mahrem bir boyuta ulaşınca bilinçdışı olarak onu sabote ediyordu. İki farklı eşle sertleşme sorunu yaşadıktan sonra terapi ye gelmeye karar verdi. Kızgın, utanmış ve aklı karışmıştı. Ne olduğunu anlamıyordu. Doğumundan kısa bir süre sonra ebeveynleri boşanmış, annesi ciddi depresyondan sonra ilaçlara bağlı yaşamaya başlamış, babası parasız kalmış ve çocuklar akrabalar arasında dağılmıştı. Bay K; annesine kavuşmadan önce hayatının yaklaşık ilk 2 yılını bazıları iyi bazıları kötü akrabalarının yanında geçirmişti. İlk yıllarındaki zayıf bağlanma temelinden dolayı mahrem bir cinsel ilişki geliştirmek Bay K için bir sorun haline gelmişti. Terapiye devam ettikçe Bay K; şiddetli terk edilme korkusunun farkına vardı. Sertleşme kayıpları ise anlayışlı yaklaşan ve sorun çıkarmayan iki eşinden kendisini korumaya yönelik bilinçdışı bir savunma yöntemiydi. Evliliklerinde Bay K; daha çok yıkılan ve eşinden uzaklaşan taraftı. Terapide genellikle öfkesini, utancını ve akıl karışıklığını temsil eden küçük korkmuş ve incinmiş bir oğlan çocuğu gibiydi. Bu örnek vakada olduğu gibi ilk yıllardaki sağlıksız bağlanmalar, kişinin sağlıklı ve mutlu bir evlilik yaşamasına engel olabilir.