Pes etme!

Dört tavuk, bir kartal yuvasına gidip bir yumurta çalarlar.Yumurtayı kümese getirdiklerinde, diğer tavuklar gördükleri bu yumurtanın çok büyük bir tavuğa ait olduğunu düşünürler.

Pes etme!

Dört tavuk, bir kartal yuvasına gidip bir yumurta çalarlar.Yumurtayı kümese getirdiklerinde, diğer tavuklar gördükleri bu yumurtanın çok büyük bir tavuğa ait olduğunu düşünürler.
Zaman geçer, yumurtayı getirenler de unuturlar, onlar da bu yumurtanın büyük bir tavuğa ait olduğuna inanırlar.
Günün birinde kuluçkaya yatan bir tavuğun altındaki o yumurta kırılır. İçinden simsiyah kanatlı, ilginç gagalı tuhaf bir tavuk çıkar.
Herkes şaşkın, mutludur; böylesini ilk defa görmüşlerdir.
Anne tavuk, yavrusuna dersler vermeye başlar: “Bak yavrum, yerden bulduğun böceği şöyle ye! Arpayı buğdayı böyle ye!.” Anne tavuk her geçen gün yeni şeyler öğretir yavrusuna; tehlikelere karşı nasıl davranılacağını da..
Büyük yumurtadan çıkan ilginç gagalı yavru tavuk, annesinin her söylediğini yapmakta, büyüdükçe de güzelleşmektedir. Oldukça uzun kanatları vardır. Diğer tavuklar onun kanatlarına kıskançlıkla bakmaktadır.
Bir gün anne tavuk yavrusuna havadan gelen tehlikelere karşı kendini nasıl savunacağını anlatırken yavrunun gözü, gökyüzünde çoook yukarılarda süzülerek ihtişamla uçan başka bir canlıya ilişir. “Anne bu ne?” diye sorar.
Anne tavuk;
“Ha o mu? O kartal yavrum, kuşların padişahı.”
“Ne de güzel uçuyor!..” deyip iç geçirir yavru tavuk.
“Evet yavrum. Ama sen sakın ona özenme! Asla onun gibi olamazsın. Senden önce baban, deden, amcan hepsi ona özendi ama hiç biri onun gibi uçamadı. Sen bir tavuksun ve bir tavuk gibi yaşamalısın.”
O günden sonra küçük tavuk, ömrü boyunca arka bahçede kartalın ihtişamlı geçişini izleyip iç çeker ve her defasında, “Keşke ben de bir kartal olup uçabilseydim.” Diye hayıflanır.

Ve bir gün siyah uzun kanatlı büyük tavuk, ihtişamlı kartalı izlerken ölüp gider. Onu bir tavuk gibi defnederler. Oysa ölen bir kartaldır.

Birileri sürekli size ‘yapamazsın’ diyecek.
Duymayın onları, kafanıza yük yapmayın. Bazı insanlar kendi yapamadıklarını başkası da yapmasın ister. Huzur bozar, neşe kaçırır.

Sürekli kendinizi yenileyin, güncelleyin ;kitaplar okuyun, gezin, filmler izleyin, arkadaşlarınızla görüşün.. İnsanlara inat yapın elinizden geleni, yaşayın hayatınızı…

Eğer Steve Jobs, Jeff Bezos, Jim Carrey, J. K. Rowling, Walt Disney, Jack Ma, Ali Sabancı, Acun Ilıcalı… Bunların ortak özelliği pes etmemeleri. Aslında bırakıp başka yollar çizmek için çok nedenleri vardı ama yeniden denediler ve başarılı oldular.

Ertelemek, yaşamın mayasını kaçırır. Kızdıysan bağır, sevdiysen söyle, özlediysen sarıl.

Bu makale 7 Haziran 2022 tarihinde güncellendi. 0 kez okundu.

Yazar
Uzm. Psk. Dan. Metin Hamurcu

Merhaba, kıymetli danışan;
29.08.1989’da Antakya’da doğdum, ilköğretimimi Serinyol'da, Ortaöğretimimi Antakya'da tamamladım, lisansımı Hacettepe Üniversitesi Psikolojik Danışmanlık ve Rehberlik bölümünde, Yüksek Lisans eğitimimi İstanbul Üniversitesi Eğitimde Psikolojik Hizmetler’de tamamladım.

10 yıldır terapilerimi şevkle ve faydalı olma umuduyla sürdürüyorum. 8 yıl İstanbul'da çeşitli terapi merkezlerinde çalıştım, 2 yıldır Antakya'da psikolojik danışma merkezinde çalışıyorum. Uzmanlık alanlarım çocuk, ergen, yetişkin, çift-evlilik, aile, emdr, kariyer, oyun terapisi, dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu terapileri..

 

Terapi sizin için ne ifade ediyor diye bir soru olsa; sağaltım, paylaşım ve katarsis derim..

Etiketler
Psikoterapi
Uzm. Psk. Dan. Metin Hamurcu
Uzm. Psk. Dan. Metin Hamurcu
Hatay - Psikolojik Danışman
Facebook Twitter Instagram Youtube