Özdenetim ve özşefkat

Özdenetim ve özşefkat

Birçok insanın kendine şefkatli yaklaştığında yapması gereken işleri yapamayacağına dair kaygı taşıdığını görüyorum. Benzer şekilde bazen özdisiplini çok güçlü olmayan ve rutin, sıkıcı işleri yapmakta zorlanan insanlar kendilerine karşı ‘fazla şefkatli’ olduğunu düşünebiliyorlar. Bu da özşefkati iyi hissettiren fakat uzun vadede kişinin hedeflerine ulaşması için gereken motivasyonu engelleyen bir şey olarak görmekten kaynaklanıyor. Kendimize bir şeyler yaptırmak, bir şeyler başarmak için korkutarak motive etmemiz, eleştirmemiz, katı olmamız gerektiğini sanıyoruz. Gelişememekten, tembel olmaktan korkuyoruz. Ama aslında özşefkat ve özdenetim farklı saflarda yer almıyor. Aksine, ikisi de bizim uzun vadedeki iyilik halimiz için gerekli olan şeyler. Kendimize karşı nazik olurken bir yandan kararlı olabiliriz. Sert ve eleştirel olmak yerine yumuşak bir sesle de kendimize belli konularda sınır çizebiliriz (Germer & Neff, 2017). Örnek olarak diyet yapma konusunu verebiliriz. Pek çok insan kendine kilosuyla ilgili suçlayıcı ve acımasız yorumlar yapmadan beslenmesinde değişiklik yapamayağını düşünüyor veya deneyimliyor. Spor konusunda da benzer bir durum olabilir. Acı çekmeden kazanç olmayacağı, çok katı bir şekilde plana sadık kalmadan sonuç alamayacağınızı kendinize söylüyor olabilirsiniz. Ancak aşırı yapılan hiçbir şey aslında bedenimize gerçekten fayda sağlayamıyor. Sporu aksattığınız zamanlarda, görüntünüzü beğenmediğinizde bu durum kendinizi aşağılamaya kadar gidebilir. Burada aslında iyi veya sağlıklı, ‘olması gereken’ gibi görünen pek çok şeyi gerçekten iyiliğimiz için değil eleştirel yanımızı susturmak için, kendimizle ilgili kötü hissetmemek için kendimizi korkutarak yapıyoruz. Bir insana çalışmazsa aç kalıp sokaklara düşeceğini söylemek ne kadar karamsar ve uç bir ifadeyse çalışmak yerine her an canı ne istiyorsa onu yapmasını ve bunu hakettiğini söylemek de bir o kadar uç. Her ikisi de yarar sağlamayan yaklaşımlar.

Özşefkat ihtiyaçlarınızı görmemek, kendinizi motive etmemek, sınır bilmemek değil. Kendinizi sevdiğiniz için her şeyi tamamen serbest bırakmak demek değil. Tam aksine kendinizi sevdiğiniz için, ihtiyaçlarınızı görüp, o sıkıntı içinde yalnız hissetmeden, kendinizi izole etmeden zaman zaman belli düzeyde sıkıntılarla kalabilmek.

Olumsuzluğu yaşarken bir yandan küçük bir çocuğun elini tutup destek olurmuş gibi kendinize destek vermek. Gözünüzün önüne iyi bir ebeveyn getirdiğinizde çocuğun her istediğini kabul eden, onu şekerle besleyen, yüksek riskli aktiviteler yapmasına izin veren biri mi geliyor? İyi bir ebeveyn çocuğunu korkutmadan ve suçlu hissettirmeden, onu anlayarak, destek olarak ona iyi gelecek şeyleri yapması için belli bir miktar sıkıntıya katlanmasını destekler (Neff, 2011). Peki kendine dönük şefkati yüksek olan biri kendine neler söylerdi? Sanılanın aksine “Tamam hiçbir şeyi yapmak zorunda değilsin, hiçbirinin önemi yok.” demezdi diye düşünüyorum. Eğer ortada kişinin uzun vadeli iyiliği için atılması gereken adımlar varsa özşefkatli biri bunu da kabul eder. Kişinin ihtiyacını, acısını görmezden gelmez. Ama bu durumu kendini aşağılamadan da dile getirebilir. Bunu yapabilmek için Kristin Neff’in modeline göre üç bileşenini hatırlayabiliriz: Birincisi Öz Nezakat yani kendimize nazik, kibar, empatik davranmak. İkincisi, Ortak İnsanlık Hissiyatı yani acı, öfke, üzüntü, keder, yas duygularını şu ya da bu sebepten tüm insanlar hissediyor, bunu hisseden tek kişi değiliz.

Ortak insanlık hissiyatına sahip olunca bunun çok normal ve olağan olduğunu hatırlarız. Üçüncüsü de Bilinçli Farkındalık, yani içinde buluduğumuz anda içsel ve dışsal uyaranlara maksatlı bir şekilde dikkat etmek ve onları farketmek (Atalay, 2018). Özşefkatli Farkındalık Uygulama Rehberi kitabına gore de, özşefkatin kendimizi rahatlatma, yatıştırma, duyguları onaylama kadar koruma, ihtiyaç karşılama ve motive etme rolü de var. Bu özellikleri barındıran bir tepki nasıl olabilirdi diye bir örneği aşağıda bulabilirsiniz: “Sen her halinde değerlisin ve önemlisin. Ben seni bu halinle seviyorum. Ama bu durumun sağlığını/sosyal yaşamını/iş hayatını olumsuz etkilediğini görüyorum. Daha sağlıklı, daha başarılı, daha mutlu ve kendinden daha memnun bir yaşam sürmeni istiyorum. Sana değer verdiğim için sana iyi gelebilecek davranışları yapmanı istiyorum. Beslenmeyi kısıtlamak, spor yapmak, canın sosyalleşmek istiyorken çalışmak bazen çok zor gelebilir. İnan bana herkes bazı konularda özgürlüğü kısıtlandığında sıkıntı hissediyor.

Mükemmel yapmak zorunda değilsin. Ben bunu senin için elimden geldiğince kolaylaştımak için burada olacağım. Seni uzun vadede daha mutlu edecek adımları birlikte atabiliriz.” Elimizden gelenin en iyisini yapabilmek için kendimizi ölesiye zorlamamız gerektiği doğru değil. Eğer kendimizi zorlarken kendimize durmadan olumsuz yorumlar yapıyor, olumlu şeylerden mahrum bırakıyorsak bu stres seviyemizi arttırır. Stres de uzun vadede verimliliği oldukça olumsuz etkileyen bir faktördür. Ayrıca, durmadan kendimize yapamayacağımızı, başarılı olamayacağımızı, çaba harcamamızın bile gereksiz olduğunu söyleyerek eninde sonunda buna ikna olmamıza da sebep olabiliriz. Kabul etmeliyiz ki hayatta zorluklar var ve bu durum herkes için böyle. Tüm bu zorluklar içerisinde herkes kendi için en iyi olanı yamaya çalışıyor. Bunu yaparken korku ve tehditle motive etmek yerine sevgi ve destek ile motivasyon sağlamalıyız. Eleştirel yanınızın sesini kısmak başlangıçta zor gelebilir. Aynı şekilde kendini disipline etmekte zorlanan ve özgürlük arayan tarafınızda sınır çizilmesini istemeyebilir. Önemli olan ihtiyaçlarınızı görmek ve onu karşılamak için çaba göstermek. Eğer bunu tek başınıza yapmakta zorlanıyorsanız kendine yardım kitapları okuyabilir veya terapi desteği her zaman alabilirsiniz.

Bu makale 22 Ekim 2020 tarihinde güncellendi. 0 kez okundu.

Yazar
Uzm. Kl. Psk. Yağmur Vardar

Uzm. Kl. Psk Yağmur Vardar, FMV Özel Erenköy Işık Lisesi'ni başarıyla bitirdikten sonra Özyeğin Üniversitesi Psikoloji bölümünde başladığı lisans eğitimini tamamlayarak Psikolog unvanı almıştır. İhtisasını ise İngiltere'de Bournemouth Üniversitesi Psikoloji Bölümü'nde tamamlayarak Uzman Psikolog unvanı almıştır.

Bir çok iş tecrübesi bulunan Uzm. Kl. Psk. Yağmur Vardar, aynı şekilde bir çok proje ve araştırmada da yer almıştır. 

 

Etiketler
Disiplin
Uzm. Kl. Psk. Yağmur Vardar
Uzm. Kl. Psk. Yağmur Vardar
İstanbul - Psikoloji
Facebook Twitter Instagram Youtube