Olumsuz Düşüncelerle Barışmak: Kabul ve Kararlılık Terapisi


Depresyon, dünya çapında milyonlarca kişinin yaşam kalitesini önemli ölçüde etkileyen, toplumumuzda da yaygın ve zayıflatıcı bir durumdur. Kalıcı üzüntü, keyifli aktivitelere ilgi kaybı, uykusuzluk ya da çok uyuma hali gibi çeşitli fiziksel ve bilişsel semptomlarla karakterize edilen depresyon, yalnızca doğrudan etkilenenler için değil aynı zamanda aileler, topluluklar ve sağlık sistemleri için de önemli bir problem oluşturmaktadır. Depresyonun tedavisine yönelik yaklaşımlar öncelikle bilişsel-davranışçı terapilere ve farmakolojik müdahalelere odaklanmıştır; bunlar çoğu birey için etkili olsa da bu karmaşık bozukluktan tedavi gören tüm bireylerin ihtiyaçlarını karşılamamaktadır (Akgüç, 2021). Bu noktada, özellikle erişim güçlüğü yaşayan veya zaman kısıtlaması olan kişiler için online terapi, profesyonel desteğin mekândan bağımsız şekilde sunulmasını sağlayarak tedaviye ulaşımı kolaylaştırmaktadır.
Depresyonun temelinde zamanla devam eden derin bir üzüntü, boşluk ya da umutsuzluk duygusu yatar. Normal duygudurum dalgalanmalarının aksine, bu duygular yoğun, bunaltıcı ve kalıcıdır. Bireyler aynı zamanda değersizlik veya aşırı suçluluk duyguları da yaşayabilmekte ve bu da sert ve affetmez bir özeleştiriye yol açabilmektedir (Aslan, 2023). Depresyon bilişsel süreçleri önemli ölçüde etkiler; konsantrasyon güçlüğü, hafıza sorunları ve karar vermede zorluk görülebilir. Ölüm veya intihar düşünceleri, ciddi vakalarda aktif planlama boyutuna ulaşabilir. Fiziksel belirtiler arasında iştah veya kilo değişiklikleri, uyku bozuklukları, ajitasyon veya yavaşlama, açıklanamayan ağrılar ve enerji düşüklüğü yer alır (Karaaziz, vd., 2023).
Depresyon, bireyin iş, okul ve sosyal yaşam performansını düşürür. Anhedonia (zevk kaybı) sosyal çekilme ve üretkenlikte azalmaya yol açarak izolasyonu ve semptomların şiddetlenmesini tetikler. Her yaşta görülebilse de genellikle ergenliğin sonu ile 20’li yaşların ortasında başlar ve kadınlarda daha yaygındır. Nedeni tam olarak bilinmemekle birlikte genetik, biyolojik, çevresel ve psikolojik faktörlerin kombinasyonundan kaynaklandığı düşünülmektedir. Risk faktörleri arasında ailede depresyon öyküsü, travma, fiziksel hastalıklar, bazı ilaçlar ve madde kullanımı vardır (Can, 2009). Depresyon tedavi edilebilir; ilaç tedavisi, psikoterapi, yaşam tarzı değişiklikleri ve sosyal destek kombinasyonu yaygın olarak kullanılır. Online terapi, bu tedavi seçeneklerinden biri olarak, bireylerin ev konforunda uzman desteği almasına imkân tanıyarak hem sürekliliği hem de erişilebilirliği artırmaktadır.
Kabul ve Kararlılık Terapisi (ACT), depresyonun çok yönlü doğasına uygun bir yaklaşımdır. Psikolojik esnekliği artırmayı hedefleyen ACT, olumsuz düşünce kalıpları, ruminasyon ve bilişsel çarpıtmalarla başa çıkma becerilerini güçlendirir (Dursun, vd., 2022). Bilişsel ayrışma teknikleri sayesinde birey, düşüncelerini yalnızca geçici zihinsel olaylar olarak gözlemlemeyi öğrenir. Böylece olumsuz düşüncelerin etkisi azalır ve kişi, bu düşünceler varlığını sürdürse bile hayata anlamlı bir şekilde katılabilir (Ergüler, vd., 2019). ACT, duyguları bastırmak yerine onları insan deneyiminin bir parçası olarak kabul etmeyi öğretir. Bu, teslimiyet değil, yargısız farkındalıktır. Online terapi formatında ACT uygulamaları, coğrafi sınırlamaları ortadan kaldırarak daha geniş bir kitleye ulaşmakta ve depresyon tedavisini zamandan ve mekândan bağımsız bir şekilde sürdürebilmeye olanak tanımaktadır.
Kaynakça: https://pearsonjournal.com/index.php/pub/article/view/562/491
Yazarlar: Fatma Ece ATEŞ, Meryem KARAAZİZ