İnsan ilişkileri içinde en uzun ömürlü ve en önemli etkileri olanı hiç kuşkusuz ana-baba ile çocuklar arasında olan ilişkilerdir. Aslında bir çocuğun yetişmesinden, başarı ya da başarısızlıklarından yalnızca veya yüzde yüz ana-babayı sorumlu tutmak doğru değildir. Çünkü çocuk, yalnızca ana-babasının, aile eğitiminin etkisi altında kalmış olsaydı, bir ailedeki tüm çocukların, birçok özellikleri yönünden birbirlerinin aynı olmaları gerekirdi. Her çocuk ailenin bir parçasıdır, fakat onun yetişmesi ve gelişmesinde okulun ve en geniş anlamda toplumunda sorumlulukları, katkıları vardır. Aile de, çocukların yetişmesi sırasında onlara rehberlik ve yardımda bulunan kurumlardan birisidir. Fakat en önemlisidir. Bununla birlikte ana-babaları tarafından gerçekten seçilip sayıldıklarına inanan çocuklar, davranışlarında daha bağımsız ve kendilerine daha çok güvenen insanlar durumuna gelmektedirler
Orta öğretim döneminde ergenlerde görülen başarısızlık ve okuldan ayrılmalar çok önemli sorun olmakla beraber konuya bir noktada yaklaşmak çok geç olabilir. Başarısızlık çoğunlukla okulun ilk yıllarında ortaya çıkar ve öğrenci ergenlik dönemine geldiğinde yerleşmiş olur. Başarısızlık duygusu, ana-babaların, çocuklarının, güçlüklerine doğrudan katılmalarına sebep olur. Çocukların her ödevi ile ilgilenerek, kontrol ederek, düzelterek, adım adım izleyerek yardım ettiklerini sanırlar.
Ana-babalar, kendilerini suçlu hissettikçe başarısızlık karşısında hatalı hareket ederler. Problemi çözmek için öncelikle bu duygudan kurtulmaları gerekir ve şunu bilmelidirler ki kendileri tek sebep değillerdir. (Yavuzer, 1999)
Dengeli duygusal ve toplumsal etkileşmenin güçlü olduğu aile ortamında, yeterli güven, sevgi ve sevecenlik içinde büyüyen çocuklar, gelişmeleri için gerekli deneyimleri elde edebilirler. Bu tür aile ortamında, aile üyelerinin kendilerine düşen sorumluluklarının bilincinde olması ve çocuğa bağımsızlık yolunda yeterli olanakların hazırlanması, onun sağlam bir kişilik yapısına sahip olmasını sağlar. Ana-babaların çocuklarına karşı tavırları birbirlerinden farklılıklar gösterebilir. Ana-babaların çocuklarına karşı tavırlarının farklı olması, çocuklar üzerinde farklı etkilerle kendini gösterir.
Ana-baba tutumları çocuğun kişiliğine, toplumsallaşmasına ve benlik kavramına önemli etkilerde bulunduğu bilinmektedir.
Bu bilgilerden hareketle geleceğimizi oluşturan çocuklar üzerinde ana-baba tutumlarına ilgi çekmek sağlıklı, başarılı çocuklar yetiştirmeye yönelik ipuçları verecek belirlemeler yapmak gerekliliğinden yola çıkarak ana-baba tutumları ile, ilköğretim ikinci kademe öğrencilerinin okul başarısı arasındaki ilişkiyi belirlemek bu araştırmanın problemini oluşturmaktadır.