Obezite cerrahisi nedir


Tanım
Aşırı kilolu hastaya kilo verdirmek üzere uygulanan cerrahi müdahalelere obezite cerrahisi veya eski Yunancada ağırlık anlamına gelen "baros" sözcüğünden türetilen bariatrik cerrahi adı verilir.
Sindirim işlemi, alınan gıdaların, mide ve bağırsakların üst kısmında parçalanarak vücut tarafından emilebilir maddeler haline gelmesi ve bağırsakların daha alt kısımlarında da bu maddelerin emilerek kana karışmasıdır.
Obezite Cerrahisi;
*Mideyi küçülterek alınan gıda miktarının azaltılması,
**Mide ve bağırsaklar arasındaki yolları değiştirerek ve bağırsakları fonksiyonel olarak kısaltarak alınan gıdanın emiliminin azaltılması veya
***Bu girişimlerin ikisinin birlikte uygulanmasıdır
Yüzeysel olarak bu etki, sadece fiziksel olarak gıda alımının kısıtlanması ve/veya kimyasal olarak sindirim ve emilimin bozulması gibi görünebilir. Ancak obezite için yapılan ameliyatlar sonrasında sindirim sisteminde yapılan değişiklikler, bir çok enzim ve hormon sistemini de etkilemekte, başta beyin olmak üzere açlık ve beslenme ile ilgili bir çok mekanizmanın daha sağlıklı ve düzgün çalışmasını sağlamaktadır.
Bu ameliyatlar, aslında midenin ya da ince bağırsakların bir kısmının çıkarılmasına dayanan kanser ve ülser ameliyatlarından esinlenerek geliştirilmiştir. Bu operasyonları geçiren hastaların ameliyattan sonra hızla kilo kaybetmesi, cerrahların aynı prosedürleri aşırı şişmanlığın (morbid obezitenin) tedavisinde de kullanma fikrini geliştirmesini sağlamıştır.
Obezite cerrahisinin gelişim süreci
Obezite cerrahisinin tarihçesi 1950 lerde başlar. Bu 60-70 yıllık süreçte emilim bozukluğu, hacim küçültme ve bu iki prosedürün kombinasyonları, vagal sinir uyarıları, gastrik balonlar, emilim bozukluğu sağlayan bariyer protezler, endoskopik girişimler ve ekstra-gastrik deneysel prosedürleri kapsayan ellinin üstünde prosedür ve yöntem geliştirilmiştir.
Bilinen ilk obezite ameliyatı 1954 yılında rapor edilmiştir. Kremen, Linner ve Nelson 1954 yılında ilk olarak jejunoileal baypas (JIB) operasyonunu yayınladılar.
Geçmişte en yaygın olarak midenin kısmen kesilmesi ve kalan kısmının sert bantlarla sıkıştırılarak midenin küçültülmesi ve böylece alınan gıda miktarının azaltılması operasyonları uygulanmaktaydı. Açık yöntemlerle aşırı şişman hastalarda zor koşullarda uygulanan bu ameliyatlar, cerrahlar için yarattıkları güçlükler ve yüksek komplikasyon oranları nedeniyle uygulanmaya devam etseler de yaygınlık kazanamadı.
Laparoskopik cerrahi alet ve tekniklerinin gelişmesi, morbid obez hastaların laparoskopik (kapalı) cerrahi teknikler ile tedavi edilmesi fikrini güçlendirdi ve sonunda 1983 yılında ilk defa obezite cerrahisi kapalı olarak gerçekleştirildi.
1993’de Dr. Forsell ve Dr. Mitiku Blachew, Laparoskopik Ayarlanabilir Silikon Band operasyonunu ilk kez uyguladılar
1994’de Dr. Wittgrove ve Clark Laparoskopik Roux en Y Gastrik Bypas serilerini yayınladılar.
1997’de Dr. Robert Rutledge Laparoskopik Mini Gastrik Bypass operasyonunu uyguladı.
Gastrik Bypass operasyonları 1998 yılında Amerika Birleşik Devletlerinde rutin olarak kullanılan bir cerrahi haline geldi.
Sleeve Gastrektomi (Tüp Mide Ameliyatı), duodenal switch operasyonunun bir parçası olarak Hess tarafından ilk olarak 1988 yılında uygulanmış olsa da Laparoskopik Sleeve Gastektomi (Kapalı Tüp Mide Ameliyatı) ilk olarak Michel Gagner ve ekibi tarafından 2001 yılında bildirilmiştir.