Hayat hızla akarken ve yapılacak onlarca iş varken birden kendinizi yaşadığınız migren atağı ile sessiz ve karanlık bir ortama kapatmış, acı çekerken bulursunuz. O güne ait bütün planlarınız iptal olmuştur. İş arkadaşlarınıza ve patronunuza işe yine gelemeyeceğinizi nasıl söyleyeceğinizi düşünürsünüz. Bu artık o kadar sık olmaya başlamıştır ki her an işinizi kaybetme riskiniz vardır. Evde yapmanız gereken bir sürü sorumluluğunuz vardır ve bunları da bugün yapamayacağınızı bilirsiniz.
Eşinize yine başınızın ağrıdığını söylemek bile istemezsiniz. Ama o an bunların hiçbirinin önemi yoktur. Tek istediğiniz ağrının bir an önce geçmesidir ama bu o kadar da kolay olmayacaktır. Saatlerce acı çekerek beklemeniz ve artık geçmesi için tanrıya yalvarmanız gerekmektedir. Bulantı ve ardından kusma sizi yataktan zorla çıkartıp banyo ile yatak arasında mekik dokumanıza neden olmaktadır. Çok sevdiğiniz çocuğunuzun sesini duymak bile size bir işkence gibi gelecektir. Ailenizden aldığınız migren mirası için üzülüp çocuklarınıza bu genetik mirası aktarmamış olmak için dua edersiniz. Artık ağrı kesici ilaçlar leblebi gibi kullanmaktasınızdır. Her türlü tetkiki yaptırıp her migren ilacını kullanmış ama hiçbir ilerleme kaydedememiş olabilirsiniz. Muhtemelen Akupunkturla da daha tanışmamış olabilirsiniz.
Migren tedavisinde akupunktur ilk seanstan itibaren migrene neden olan ağrı oluşumunu düzenler ve hastaların hayat kaliteleri artar. Ağrı oluşma sıklığı ve ağrının şiddeti azalır. Ağrı olsa bile ya kendiliğinden geçer ya da ilaçlara hızlı yanıt verir. Kimi hastada baş ağrısının tarih olduğu da görülür. Migren hastaları biz akupunktur hekimlerine en çok dua eden hasta grubudur.