Meme küçültme ile ilgili bilinmeyenler

Meme küçültme ile ilgili bilinmeyenler

Kadınlarda memeler sembol olarak kabul edilse de, büyük olmaları çeşitli sorunlara neden olmaktadır. Vücut yapısına uygun olmamasının, kıyafetlerin yakışmamasının, alt ve üst kıyafetler arasında beden ölçüsü farkı olmasının dışında, sütyen askılarının omuzları kesmesi, sırt ağrısı oluşması, meme altlarında terleme ve tahriş oluşması sık görülen ve rahatsızlık verici problemlerdir.

Memelerin vücudun bir parçası olduğu düşünülürse kilo alıp vermeden etkilenerek büyüyüp küçülmesi beklenmelidir. Ancak vücudun genel yapısıyla orantısız olarak büyük olması yapısal, ailevi olarak kabul edilir ve genellikle ergenlik çağından hemen sonra ortaya çıkmaya başlar. Bu nedenle çok erken çağda 17-18 yaşında küçültme isteğiyle estetik cerraha başvuran çok sayıda bayan vardır. Bu genç bayanları asıl sıkan arkadaşalarına oranla rahat kıyafet giyememe, spor yaparken zorlanma olmaktadır.

Meme küçültme, bahsedilen nedenlerden dolayı çok eskiden beri talep edilen bir ameliyat olmuştur ve bu nedenle bunun için birçok ameliyat yöntemi gelişmiştir. Bunlar birbirinden çok farklı yöntemler olsalar da dışardan bakılınca genel olarak bırakılan ameliyat izine göre sınıflara ayrılabilir. Çünkü hastayı ameliyat yöntemine kıyasla geriye kalan ameliyat izi daha çok ilgilendirmektedir. Bu izler meme altında kısaca ters duran T harfi şeklinde veya İ harfi şeklinde olmaktadır. Daha kısa olması nedeniyle son yıllarda daha çok İ şeklinde olan ameliyat izi arzulansa ve hastalarımın çoğuna kısa çizgi (İ) yöntemlerini yapsam da bunu uygulamak her hasta için mümkün olmayabilir. Burada hastanın vücut ve meme yapısının yanında doktorun tercihide önem kazanmaktadır. Meme küçültme ameliyatlarında bazı yöntemler daha koruyucu olsa da önemli miktarda meme dokusu çıkarıldığı için bu hastalarda daha sonra emzirme sorunu oluşabilir bu nedenle doğurganlık çağında olan kadınların doğum yaptıkları taktirde emzirme problemi yaşayabilecekleri konusunda bilgi sahibi olmaları gerekir. 

Meme küçültme ameliyatlarında hastanın vücut yapısı dikkate alınarak ona uygun ölçüde  meme oluşturulmalıdır, buradanda anlaşılacağı gibi her hastanın ameliyattan sonraki meme ölçüsü aynı olmamalıdır. Hastanın hastanede bir gün kaldıktan sonra birkaç gün evde dinlenmesi ve bir hafta kadar sonra işine başlaması genel yaklaşımdır ve bu ameliyatların yaz veya kış aylarında yapılması gibi bir ayrım yoktur. Meme küçültme ameliyatı hemen daima meme dikleştirme işlemii ile beraber olmaktadır ve bazen meme dikleştirmeye ihtiyaç küçültme ihtiyacından fazla olmaktadır. Küçültülmüş memelerin daha sonra vücuda oranla yeniden büyümesi söz konusu değildir ve ameliyatın  yaş sınırı yoktur. Memelerin küçültülmesi bir hastalık nedeni olmadığı gibi memelerde hastalık çıkma ihtimalini de azaltabileceği düşünülmelidir çünkü hastalığa neden olabilecek veya ameliyat esnasında hastalık taşıyan meme dokusu alınabilmektedir.

Bu makale 15 Mart 2019 tarihinde güncellendi. 0 kez okundu.

Yazar
Op. Dr. Sadullah Karun

Op. Dr. Sadullah Karun ,1985 yılında İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesin'den mezun olmuştur. Sivas'ta mecburi hizmet görevinden sonra 1987-1993 yıllarında uzmanlık eğitimini  İstanbul Tıp Fakültesinde Estetik-Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi Anabilim Dalında almıştır.

1990-1991 yılları arasında İsviçre'de Hopital Cantonal Üniversite de Geneve Hastenesi'nde Estetik ve Plastik Cerrahi konusunda eğitim ve araştırma çalışmalarında aktif rol almıştır. Türkiye'ye döndükten sonra İstanbul Tıp Fakültesi'nden ayrılarak Haseki Eğitim ve Araştırma Hastanesinde bölüm direktörü olarak 2012 yılına kadar görevine devam etmiştir.

Op. Dr. Sadullah Karun halen Mecidiyeköy -Şişli- İstanbul adresindeki kliniğinde estetik cerrahi alanında çalışmalarıma devam etmektedir.

Op. Dr. Sadullah Karun
Op. Dr. Sadullah Karun
İstanbul - Plastik Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi
Facebook Twitter Instagram Youtube