Kaygı

Kaygı, endişe, anksiyete yaşamımızı zorlayan duygulardan biri. Kaygı hissettiğimizde ya telaşla düşünmeden yanlış şeyler yapabiliyoruz ya da donup kalarak harekete geçemiyoruz.

Kaygı

Kaygı, endişe, anksiyete yaşamımızı zorlayan duygulardan biri. Kaygı hissettiğimizde ya telaşla düşünmeden yanlış şeyler yapabiliyoruz ya da donup kalarak harekete geçemiyoruz.

Peki kaygı neden var? Kaygının işlevi ne olabilir?

Kaygı duygusu bizi tehlikelerden korumak için var. Olumsuz ihtimalleri düşünebilmek bu ihtimaller için önlem almamıza yardımcı oluyor.

Yağmur yağarsa diye şemsiye almak, acil ihtiyaçlar için para biriktirmek, emniyet kemeri takmak kaygının bize hayatta yardımcı olduğu durumlardan bazıları diyebiliriz.

Kaygı nerede hayatımızı zorlaştırmaya başlıyor?

Olumsuz ihtimalleri gözden geçirirken bu ihtimaller arasında kaybolmak, stres seviyemizi arttırıyor ve gerçekten de bu kötü ihtimaller gerçekleşmiş gibi hissedebiliyoruz. Bu stres seviyesi bizi her daim tehlike içinde gibi hissettiriyor.

Stres ortaya çıktığında, sempatik sinir sistemi devreye girerek “savaş, kaç, donakal tepkisi” dediğimiz bir tepki ortaya çıkıyor. Bu tepki, bizim örneğin saldırgan bir hayvanla karşılaştığımızda vücudumuzun hızlıca, düşünmeden gereken önlemleri alması için var olan bir sistem. Saldırgan bir hayvanla karşılaşınca ya bu hayvanla mücadele edeceğiz ya hızlıca uzaklaşacağız ya da ölü taklidi yaparak bizi fark etmemesini sağlayacağız. Saldırgan bir hayvanla karşılaştığımızda en iyi stratejiyi düşünüp bulacak zamanımız olmayacağından vücudumuz birini seçiyor.

Günlük hayatta karşılaştığımız stres veren durumlar genellikle hayati tehlike yaratmayan durumlar oluyor. Bir sunum yapmak, bir işe başvurmak, yanlış anlaşılmak, trafikte kalmak gibi durumlarda sempatik sinir sistemimiz devreye girdiğinde bu durumları atlatmak için ihtiyacımız olan düşünme kabiliyetini askıya almış oluyoruz. Halbuki bu gibi durumlarda sakin, serinkanlı ve iyi düşünebilen halimize ihtiyaç duyuyoruz.

Fazla kaygı hissetmek, sempatik sinir sitemini sürekli uyardığından, bizi kaygılandıran durumlar gerçekleşmiş gibi savaş, kaç, dona kal tepkilerinden biri ile bu kaygıyı yatıştırma yoluna gidiyoruz.

Tüm olasılıkları hesaplayıp, bütün durumlar için çözümler üretmek oldukça ağır ve zorlu bir görevdir. Aynı zamanda imkansızdır da.

Kaygının kıymetini bilip, fazla kaygıyı yönetebilmek için bir uzman desteği alabilirsiniz.

Bu makale 8 Mart 2024 tarihinde güncellendi. 0 kez okundu.

Yazar
Klinik Psikolog Damla Devecioğlu

Psikoloji lisans eğitimimi Uludağ Üniversitesi’nde tamamladıktan sonra kadınlarla ve çocuklarla ilgili psikoloji temelli gönüllü çalışmalar yaptım. Nilüfer Belediyesi’nde hem yetişkin hem çocuk alanında çalışma fırsatı buldum. Burada bolca görüşme yapma deneyimi kazandım. Ardından Klinik psikoloji alanında yüksek lisansımı tamamladım ve tezimi yakın ilişkiler ile şema terapi konusunda yazdım.

Mesleki deneyimimde ilişkiler, sınırlar, iletişim, sınırlar, motivasyon, aile ilişkileri, iş ve okul problemleri, kaygı,  gibi çok çeşitli konularda çalıştım. Mesleğimle ilgili okumaya ve kendimi geliştirmeye çalışmaya çok severek devam ediyorum.

Etiketler
Kaygı
Klinik Psikolog Damla Devecioğlu
Klinik Psikolog Damla Devecioğlu
İzmir - Psikoloji
Facebook Twitter Instagram Youtube