Kararsızlık, erteleme ve hedef belirleme sorunları

Merhaba, ben Canan Sinanoğlu. Ankara’da bireysel danışmanlık alanında çalışan bir aile danışmanı ve psikoterapistim. Günlük seanslarda sıkça karşılaştığım konulardan biri, bireylerin hayatlarında net bir yön çizememeleri, sürekli karar değişiklikleri yaşamaları ve bir işi ertelerken kendilerini suçlu hissetmeleridir. Bu yazıda tam da bu meseleye birlikte bakalım istiyorum.

Kararsızlık, erteleme ve hedef belirleme sorunları

Bir danışanım, üniversite mezunu olmasına rağmen yıllardır ne iş istediğine karar veremediğini, başvurduğu işleri reddettiğini ve evde ‘başlaması gereken bir hayatı’ sürekli ertelediğini anlattı. “Ne yapmam gerektiğini bilmiyorum ama böyle yaşamak istemediğimi biliyorum,” dediğinde, aslında birçok kişinin yaşadığı içsel çelişkiyi çok net özetlemişti.

Kararsızlık, çoğu zaman sadece karar verememek değil, yanlış karar vermekten duyulan yoğun korkudur. Kişi “Ya yanlış yaparsam?”, “Ya pişman olursam?” gibi sorularla zihinsel bir döngüye girer. Bu döngü zamanla eylemsizliğe dönüşür. İşte burada, danışmanlık süreci devreye girer ve bu döngüyü fark ederek kırmaya yardımcı olur.

Erteleme davranışı ise yalnızca tembellik ya da disiplinsizlik değildir. Genellikle altında özgüven eksikliği, mükemmeliyetçilik veya başarısızlık korkusu yatar. Bir başka danışanım “Başladığımda iyi yapmam gerekecek, yapamazsam?” diyordu. Bu düşünce onu yıllarca hiçbir işe başlamamaya itti. Oysa mükemmel yapmamak da bir öğrenme sürecidir.

Danışmanlık sürecinde bireyin kendine karşı daha şefkatli ve anlayışlı bir bakış geliştirmesi sağlanır. Erteleme davranışı genellikle içsel çatışmaların bir dışavurumudur. Bunu sadece ‘zamanı iyi kullanamamak’ değil, içsel bir alarm olarak ele almak gerekir.

Hedef belirleme konusunda ise en sık gördüğüm hata, ya çok büyük hedefler koymak ya da başkalarının beklentilerine göre hedef seçmektir. Bir danışanım, ailesinin isteğiyle girdiği bölümü okumuş, ama yıllarca bu alanda çalışmak istememişti. Hayalindeki hayat ile yaşadığı hayat arasındaki uçurum, onu sürekli tatminsizlik hissine sürüklüyordu. Seanslarımızda kendi değerleri, ilgi alanları ve güçlü yönleri üzerinden yeni hedefler belirledik. Küçük, gerçekçi adımlarla ilerledi ve en sonunda kendi yoluna çıktı. Yazının devamı için tıklayınız.

Bu makale 10 Haziran 2025 tarihinde güncellendi. 0 kez okundu.

Yazar
Aile Danışmanı Canan Sinanoğlu

Kln. Psk. Bil. Uzm. Canan Sinanoğlu ; Lisans eğitimini Atatürk Üniversitesi , Yüksek lisansını Yakın Doğu Üniversitesi Klinik Psilkoloji bölümlerinde tamamlamıştır . Tezini “Evliliklerinden Hoşnut Olan ve Olmayan Bireylerin Depresyon Düzeyleri ve İntihar Olasılıklarının Karşılaştırılması” üzerine yapmıştır.Aile Danışmanlığı eğitimini ise  Mevlana Üniversitesi'nde tamamlamıştır.  Amerika Birleşik Devletleri Madde Kullanımı Danışmanları Birliği (NAADAC) ve Yakındoğu Üniversitesi’nde Sigara Alkol ve Uyuşturucu Madde Bağımlılığı Danışmanlık Sertifika Eğitimini tamamlamıştır. Psikoterapi eğitimlerini , Aile ve Çift Terapisi ,Bireysel Terapi, Cinsel Terapi , Grup Terapisi ve Hipnoterapi gibi farklı bir çok alanda almıştır. Uzun yıllar Sağlık Araştırmaları  Genel Müdürlüğü  , Sağlık Hizmetleri Genel Müdürlüğü gibi Sağlık Bakanlığı'nın farklı kur ...

Etiketler
Dikkat eksikliği bireysel terapi
Aile Danışmanı Canan Sinanoğlu
Aile Danışmanı Canan Sinanoğlu
Ankara - Aile Danışmanı
Facebook Twitter Instagram Youtube