Kalın barsak kanseri (kolorektal kanserler) önemli bir sağlık sorunu !

Kalın barsak kanseri (kolorektal kanserler) önemli bir sağlık sorunu !

Tüm kanserlerin beşte biri yemek borusu, mide, kalın barsak, safra kesesi, pankreas gibi sindirim sistemi kanserleri oluşturmaktadır. Bu kanserler, dünyada olduğu gibi Türkiye’de de kanser ölümlerinde başı çekmektedirler. 

Türkiye’de sindirim sistemi kanserleri içinde en sık kalın barsak kanserleri görülmektedir. İkinci sırada ise mide kanseri yer almaktadır. Kalın barsak kanseri, kadınlarda meme kanserinden sonra ikinci, erkeklerde ise akciğer ve prostat kanserinden sonra üçüncü sırada yer almaktadır. Ülkemizde her yıl yaklaşık 10 000 kişi bu hastalığa yakalanmaktadır. 

Korunma ve tarama programları yeterince etkin olmadığı için maalesef ülkemizde hastalar hekime geç başvurmaktadır. En sık 50 yaş sonrası görülür. Fazla yağlı ve işlenmiş kırmızı etten zengin beslenme, şişmanlık, sebze ve meyveyi az tüketmekte ve az posalı ve az lifli gıda tüketmekte, aile öyküsü riski artırmaktadır. 

Özellikle erişkin yaşta görülen kansızlık önemli bir belirtidir. 

50 yaş üzerinde her kişiye tarama amaçlı kolonoskopisi yapılmalıdır. İyi korunma ve tarama programları uygulayan ülkelerde hem kanser sıklığı azalmakta hem de kanser ölümlerinde azalma sağlanabilmektedir.

 Günümüzde ileri evre (başka organlara sıçramış) kalın barsak kanserlerinde yeni tedavi imkanları ortaya çıkmış durumdadır. Bazı genetik testler sayesinde tümörlerin biyolojik özelliklerini öğrenmek ve buna göre ilaç seçmek mümkün hale gelmiştir. Kalın barsak kanserinin sağ kolonda y da sol kolonda olması yani yerleşim yeri de tedavide kullanılan ilaçları değiştirebilmektedir. Bu da çok yeni bir yaklaşımdır. Özellikle bazı genetik özellikler saptandığında (mikrosatellit instabilite) yeni geliştirilen bağışıklık yanıtını artıran ilaçlarla başarı artmaktadır.

Kalın barsak kanseri erken tanı konulduğunda başarı şansı çok yüksektir. Ancak hastaların sadece yaklaşık beşte birinde çok erken tanı konabilmektedir. 

Erken evrede yakalandığında  hastalarda cerrahi yeterlidir, ancak tümör barsak duvarı boyunca ilerler veya lenf düğümüne sıçrarsa sadece cerrahi ile başarı oranı %40-60 iken günümüzde cerrahi sonrası uygulanan kemoterapiden sonra hastalarda başarı oranı %80’lere ulaşabilmektedir. 

Bu makale 17 Mart 2019 tarihinde güncellendi. 0 kez okundu.

Yazar
Prof. Dr. Mustafa Cem Terzi

Prof.Dr Cem Terzi, 1962 yılında Ankara’da doğmuştur. 1984 yılında Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi’ni bitirdi. 1992 yılında Ankara Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde genel cerrahi uzmanı oldu. İngiltere’de Southamptan Tıp Fakültesi Hastanesi’nde 2 yıl araştırmacı ve cerrahi uzmanı olarak çalıştı. Dr. Terzi 1997’de İngiltere’de hekimlik yapma hakkı veren belgeyi (General Medical Council full registration in the United Kingdom) aldı. Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde 1999’da yardımcı doçent, 2000’de doçent ve 2005 yılında profesör oldu. 2018’de emekli olarak serbest hekimlik yapmaya başladı. Halen İzmir’de muayenehanesinde çalışmaktadır. Prof. Terzi 2008 yılında Dokuz Eylül Üniversitesi’nde Üniversite Genel Sekreterliği yaptı. Prof. Terzi Avrupa Cerrahi Board Onursal Diploması (European Board of Surgery) ile 2011 ...

Etiketler
Bağırsak
Prof. Dr. Mustafa Cem Terzi
Prof. Dr. Mustafa Cem Terzi
İzmir - Genel Cerrahi
Facebook Twitter Instagram Youtube