Kadın olmak

Uzm. Psk. Şeyda Uncu
Uzm. Psk. Şeyda Uncu
13 Mart 2015252 görüntülenme
Randevu Al
Kadın olmak

Milyonlarca şey söyleniyor kadın olmak ile ilgili bazıları cinsellik ölçütü olarak görürken bazıları itaat eden bir unsur olarak belirliyor bazıları ise insan diyordu.Asıl en başına gitmek gerekiyor kadının var olurken nasıl bir savaş verdiğine, kimlerle canı acısa dahi kendini korumaya çalıştığına, var etmeye çalıştığına.

Bir kadın var olmaya çalışırken daha doğumundan itibaren etrafı sessizlik sarar. Eskilerde kaldığı sanılsa da zihinlere ilmek ilmek işlenmiş sessizlik olunca ‘kız çocuğu doğdu’ demek.  Baştan belirler kız çocuklarının yazgılarını, onlar başkalarının belirlediği yazgıların kurbanıdırlar.  Eskilerden öyle hikâyeler duyarız ki ataerkil toplumlarda bir anne bile hemcinsi olan birini doğurduğu için onu sevmez, reddeder. Bu kızgınlık kime peki? Kendi varoluşuna mı? Erkeğini mutlu etmeyişine mi? Seni kusurlu olarak gören topluma mı?

Erkek ile kadın arasında bulunan fark nedir? Zeka desem değil, insan olmak desem değil, fiziksel desem değil ne peki? Cinsel uzuv mu? Aslında fark cinsel uzvun farkı değil o cinsel uzva yüklediğimiz anlamdı. Eskilerden itibaren insanlar penisi bilinçdışında ‘güç ve iktidar’ olarak temsil etmiştir.. O olmadan toplum içerisinde yer edinmenin nedenli zor olduğunu söylüyordu. Güçsüzsün iktidar olacak kişi sen değilsin ancak itaat edebilirsin diyorlardı. Cinsel kimliği tanıma evresinde olan kız çocuklarının dahi fiziki ölçütlerini değerlendirmeye alırken aslında nasılda erkek çocuklarını referans alarak eksik olduklarını düşündüklerini şimdi daha net anlıyorsunuzdur. O doğduğunda sessizlik vardı.. 

Emir veriliyordu cinsiyetini reddet sen kızsın yapmaman gerekenler var yasa ile karşı karşıyasın, utanç yüklüsün, kendini korumalısın, başka birinin doğrultusunda sana zarar gelse dahi sen suçlusun, orada bulunmamalısın, onu giyinmemelisin.. Kadın var olmaya çalıştıkça, toplum içerisinde yer edinme savaşı verirken her geçen gün bir yenisi daha eklemleniyordu ötekilerin söylemlerine.. En acısı bu söylemleri hemcinsinden olan insanlar dahil yapıyordu. Kadın, kadının kaderini belirlermiş..   

Evliliklerde mutsuzlukların, boşanmaların bu kadar artmış olmasına ne demeli peki? Karşı taraftan gelen her türlü şiddet varken bir de kadın doğumdan itibaren bir problemini sunar kendi önüne. Bugüne kadar cinsiyetini reddet, cinsel uzvun yok, korumalısın dedikleri artık serbestti ne olacağını nasıl bir şeyle karşılaşacağını dahi bilmiyordu.  Hepiniz duymuşsunuzdur vajinusmustan bahsediyorum Türkiye’de cinsel tedavi merkezlerine vajinismus nedeniyle başvuran hastaların oranı ise % 62.2-75.9 arasındayken toplum bu gerçeği görmeyen cinselliği utanç ile harmanlayıp size sunmuş insanlarla doludur. Belki de en büyük acı kendini tanımamak, tanıyamamış olmaktı.

Kadınlara fiziksel, psikolojik, cinsel ve ekonomik açıdan birçok şiddet uygularken neyi amaçlamaktasınız?  Kadın olmadan var olamayacağınızı bilmenize rağmen erkek olmayı mı? Penisim var ‘güç ve iktidar’ benim demeyi mi? Eksikliği karşı cinsin üzerinden kamufle etmeyi mi? 

Kadınlarda toplumun empozeettiği saldırganlığı baskılama onu kontrol etmeyi başarmak varken birçok açıdan şiddet uygulayan erkekler bu eksikliği ne yaparlarsa yapsınlar kapatamayacaklardır. Kadın içe döndüğü vakit sahip olduğu gücü görecektir. Onu fark edin tek ihtiyacınız olan kendinizi  tanımanız ve gücü bulmanız.

Sevgilerle.. 

Etiketler

Cinsellik soğumakKadın psikolojisiEvliliklerde mutsuzlukların sebepleriEvliliklerde mutsuzlukların boşanmaların sebepleriKadın olmanın zorluklarıKadın olmanın sorumlulukları

Yazar Hakkında

Uzm. Psk. Şeyda Uncu

Uzm. Psk. Şeyda Uncu

Önemli Bilgilendirme

Site içerisinde bulunan bilgiler bilgilendirme amaçlıdır. Bu bilgilendirme kesinlikle hekimin hastasını tıbbi amaçla muayene etmesi veya tanı koyması yerine geçmez.

Benzer Makaleler

Bu uzmanın başka makalesi bulunmamaktadır