‘’Hastalık kaygısı bozukluğunun temel özelliği, kişinin herhangi bir bedensel belirtisi olmamasına karşın ciddi bir hastalığa sahip olduğuna inanmasına dair korkuları ve endişeleridir. DSM kriterlerini karşılaması için bu korkulara, aşırı derecede bakım arayışının ve uygun olmayan kaçınma davranışlarının en az 6 ay boyunca eşlik etmesi gerekmektedir.
Ciddi bir hastalıkla ilgili anlaşılmayan korku olarak tanımlanan hastalık kaygısı bozukluğu tanısı DSM-IV-TR’deki hipokondri tanısı ile paraleldir. Yine de hipokondri hastalık kaygısı ile aynı şey değildir; hastalık kaygısı bozukluğu tanısı konulabilmesi için kişinin bedensel belirtisinin olmaması ya da minimal düzeyde olması gereklidir. DSM-IV-TR’ye göre hipokondri tanısı alan birçok kişi, bedensel belirtilerine yönelik endişe deneyimliyordu. DSM-VI’e göre ise ciddi hastalığı olduğuna ilişkin korkuların bedensel belirtilere eşlik ettiği durumlarda kişi, bedensel belirti bozukluğu tanısı almış oluyor. Çünkü hipokondri kişilerden çok azı, bedensel belirtilerden bağımsızdır ve hastalık kaygısı bozukluğu tanısı alması beklenen çok az kişi vardır.(Bu konu Bedensel Belirti Bozukluğu başlıklı makalemde işlenmektedir. https://makale.doktorsitesi.com/bedensel-belirti-bozuklugu-somatizasyon-bozuklugu-hipokondriyazis).
Hastalık kaygısı bozukluğu genellikle anksiyete ve duygu durum bozukluklarınla beraber görülmektedir. DSM-VI’in çerçevesinde bu durumun bedensel belirti bozukluğu ya da anksiyete bozukluğu olarak değerlendirilmesi konusunda bazı anlaşmazlıklar vardır. Çünkü üzerinde durulan durum sağlık olduğu için şu anda bedensel belirti bozukluğu olarak değerlendirilmektedir.(Kring ve Johnson, 2015)’’
Aşağıdaki Maria vakasında, hastalık kaygısı bozukluğunu kapsayan bedensel belirti bozukluğunun kişilerin yaşamlarını nasıl etkilediği çarpıcı bir şekilde anlatılmıştır. Böyle sıkıntıları olan kişilerin; tıbbi endikasyonlar elendikten sonra, hem ekonomik hem de sosyal/psikolojik iyilik hali için mutlaka psikolojik ya da psikiyatrik destek alması önerilmektedir. Bu seçim kişinin süreğen kaygısını ve sonucunda gelen sayısız tetkik, muaye ve belirsizlik döngüsünü yüksek oranda kırabilir.
Klinik Vaka:Maria
Maria, doktoru tarafından psikoloğa yönlendirilen 32 yaşında bir kadındır. 6 aylık süre zarfında doktoru kendisini 23 kere görmüştür. Maria, birden fazla belirsiz genel ağrı, sızı, bulantı nöbetleri, yorgunluk, düzensiz adet döngüsü ve baş dönmesi yakınmaları ile gelmiştir. Ancak X-raylar, kan testleri, spinal doku taraması gibi birçok testte herhangi bir patoloji saptanmamıştır.
Terapist ile buluşmasında, Maria aniden, ‘’Buradayım çünkü doktoruma güveniyorum o, buraya gelmemi istedi. Ben, fiziksel olarak rahatsızım ve psikoloğun buna nasıl yardımcı olabileceğini anlamıyorum.’’ diyerek kendisinin görüşmeye isteksiz bir danışan olduğunu, terapistinin bilmesini istemişti. Ancak Maria’dan fiziksel yakınmalarının öyküsünü anlatmasını istediğinde çabucak konuya ısınmıştı. Maria’ya göre kendisi her zaman hastaydı. Çocukken yüksek ateş atakları, solunum yolu enfeksiyonları, kaşınmalar ve apandist ameliyatı ile bademcik ameliyatı geçirmişti. Ve Maria anlatmaya devam ettikçe problemlerini anlatış tarzı daha da renkleniyordu: ‘’20 yaşındayken, kusma ile ilgili bazı sorunlarım vardı. Haftalarca her yediğimi çıkartıyordum. Sıvıları hatta suları bile. Yiyeceğin sadece görüntüsü bile sadece kusmam için yeterliydi. Pişirilen yiyeceğin kokusu ise tamamen dayanılmazdı. Her 10 dakikada bir kusmak zorundaydım. ‘’
Maria, 20li yaşlarında bir doktordan ötekisine gidiyordu. Adet döngüsündeki düzensizlik ve ağrılı cinsel birleşme sebebiyle birçok kez jinekoloğa gitmişti;bu nedenle, vajinal bölgede genişletme ile kürtaj(uterus duvarının kazınması) yapıldı. Baş ağrıları, baş dönmeleri ve bayılma nöbetleri sebebiyle nöroloğa yönlendirilen Maria’nın EEG’si, spinal doku taraması ve CT görüntülemesi yapıldı. Diğer hekimler ise karın ağrısı için X-ray görüntü, çene ağrısı için de EKG istemişlerdi. Maria sağlık sorunları ile ilgili oldukça sıkıntı görünüyordu ve hekimler de kendisini memnun etmek için ümitsizce olsalar rektum ve safra ameliyatı gerçekleştirmişlerdi.
Görüşme, Maria’nın sağlık öyküsüne döndüğünde birçok durumda özellikle de başka kişiler tarafından değerlendirileceğini düşündüğü durumlarda ne kadar kaygılı olduğu açıkça gözlenebiliyordu. Aslında fiziksel şikayetleri bu anksiyetenin bir sonucu olarak da değerlendirilebilirdi.
Kaynak: Kring, A., M. Ve Johnson, S., L.(2015). Anormal psikolojisi(12).(M. Şahin. Çev). :Basım yeri:Nobel Akademik Yayıncılık. Syf: 238-239
Not: Bu makalede tırnak içine alınmış bilgiler ve vaka kitaptan direkt olarak alıntılanmıştır.