Bebeğiniz nasıl gelişiyor:
Bebeğinizin hangi büyüklükte olacağını kesin olarak söylemek zordur( Muhtemelen doktorunuz tarafından ultrason yardımıyla söylenen tahmini bir ağırlık mevcuttur ama bu tahminlerde en az bir %10 luk bir yanılma payı mevcuttur ! ) Ortalama bir yeni doğanın ağırlığı yaklaşık 3.2- 3,5 kilodur ve yaklaşık 50- 52 cm uzunluğundadır. Kafatasındaki kemiklerin henüz kaynaşmamış olması, doğum sırasında doğum kanalından rahatça geçmesi için biraz üst üste binmesine olanak sağlar. Bu durum bebeğinizin kafasının doğumdan sonra biraz konik görünümlü olmasına ( arkaya doğru uzamış gibi ) yol açabilir. Bu durumun normal ve geçici olduğundan emin olabilirsiniz. Bir çok anne baba, yeni doğan bebeklerinin tırnaklarının ne kadar uzun ve keskin olduğuna şaşırır! Bir bebek hemşiresinin yardımıyla tırnaklarını hemen kesebilir ve bebeğinizin yüzünü çizmesini önleyebilirsiniz.
Sizin hayatınız nasıl değişiyor:
Aylarca bekledikten sonra, doğum tarihiniz geldi fakat hala hamilesiniz! Bu, moral bozucu fakat yaygın bir durumdur. Özellikle, sadece en son adet gününüze dayalı hesaplanan bir doğum tarihine güveniyorsanız, düşündüğünüz kadar geç kalmamış olabilirsiniz, çünkü kadınlar bazen beklenenden daha geç yumurtlar. Güvenilir bir tarihlemeyle bile bazı kadınların hamileliği herhangi net bir sebep olmaksızın uzar.
40. haftanın ötesine uzayan gebeliklerde ( Günaşımı), bebeğinizin gelişmeye devam ettiğinden ve sağlık durumunun iyi olduğundan emin olmak için, doktorunuz bazı değerlendirmeler yapmak isteyecektir.
Bunlardan ilki olan Biyofizik Profil testi ile bebeğinizin tüm hareketlerine, nefes alıp verme hareketlerine (göğüs kaslarının ve diyaframının hareketi) ve vücut hareketlerine (ellerini açıp kapıyor mu veya kol ve bacaklarını uzatıp çekiyor mu) ve ayrıca içinde yüzdüğü amniyotik sıvı miktarına (önemlidir, çünkü plasentanın bebeği ne kadar iyi şekilde desteklediğini yansıtır) ultrasonografi yardımıyla bakılır.
Bebeğinizin kalp atışlarının izlenmesine dayalı olan Non Stres Test ( NST) ise genellikle kendi başına ya da Biyofizik Profil Testi nin parçası olarak yapılacaktır.
Bu testler güven verici değilse – örneğin amniyotik sıvı seviyesi çok düşükse – doğumunuz başlatılır. Eğer ciddi ve acil bir sorun varsa, doktorunuz sizi bilgilendirip acil bir sezaryen doğum da planlayabilir.
Doktorunuz , “olgunlaştığını” görmek için rahimağzını ( serviks) da vajinal muayene ile kontrol edecektir. Rahim ağzının pozisyonu, ne kadar yumuşak olduğu, ne kadar inceldiği ve ne kadar açıldığı, doğumunuzun ne zaman ve nasıl başlatılacağını etkileyebilir. Kendiliğinden başlamazsa, genellikle 41. ve 42. haftalar arasında doğumunuz başlatılır.
Doğumu başlatmak(indüklemek) hakkında :
Kendiliğinden doğumu başlatan faktör, tıbbın büyük bir gizemidir günümüzde hala tam olarak aydınlatılamamış bir sorudur. Güncel bir teori kapsamında, bebeğin böbreküstü bezinden salgılanan stres hormonları plasentada kimyasal değişiklikler meydana getirir ve rahimdeki kaslarda istemsiz kasılmalar geliştirir. Bu düzenli, sık kasılmalar ve sonuçta serviksin (rahimağzının ) açılması, doğumun başlamış olduğuna işaret eder. Bu gerçekleşmediğinde ise doktorların birtakım uygulamalarla doğum kasılmalarını (sancıları) başlatması söz konusu olur. Tıp dilinde buna “Doğum indüksiyonu” denir.
Doğumu başlatmanın anlamı nedir?
Doğumunuz kendiliğinden başlamazsa, kasılmaları ( doğum sancılarını) oluşturmak veya başlatmak için bazı ilaçlar ve teknikler kullanabilir. Hamileliği uzatmanın riskleri yüksek olduğu zaman bu işleme gerek duyulabilir. Birçok sağlık uzmanı, doğum tarihiniz olan 40. haftanın ötesine geçmenizi izleyen birinci ve ikinci hafta arasında ,yani 41-42. haftalar arasında doğumu başlatır. Bunun sebebi, yaklaşık olarak 42. haftada plasentanın besin ve oksijen taşıma konusunda yetersiz hale gelebilmesi ve diğer ciddi komplikasyonların meydana gelme ihtimalidir.
Doğum nasıl başlatılır?
Bunun için mevcut olan çeşitli metotlar vardır. Doktorunuz, kişisel durumunuza göre, yani serviks (rahim ağzının) durumuna (olgunlaşıp olgunlaşmadığına) ve doğumu başlatmanın acilliğine göre bir yöntem seçecektir.
Eğer herhangi bir nedenden ötürü doğum başlatılması gerekiyorsa ama serviksiniz yeterince incelme veya açılma belirtisi göstermiyor ise , hastaneye kabul edilirsiniz ve doktorunuz vajinanıza prostaglandin içeren bir ilaç yerleştirerek başlatma işlemini seçebilir. Bu ilaç, serviksin olgunlaşmasına yardımcı olur ve doğumunuzun başlamasına yetecek kadar kasılmayı harekete geçirebilir.
Prostaglandinlerin doğumunuzu başlatamaması veya tercih edilmemesi durumunda, doktorunuz size Oksitoksin adlı bir ilaç verecektir. Bu ilaç, bir damar yoluyla verilir ve doğumu başlatmak ve kendiliğinden meydana gelen kasılmaları arttırmak için kullanılır.
Doğumu başlatmak için deneyebileceğim teknikler var mıdır?
Hem güvenilir, hem de etkili olduğu kanıtlanmış “kendi başına yap” tekniği olmadığı için, doktorunuzun bilgisi ve rehberliği olmaksızın kendi kendinize bir şey yapmayın. Aşağıda, önceden işitmiş olabileceğiniz bazı metotlar yer almaktadır:
· Cinsel ilişki: Meni, prostaglandinler içerir ve orgazm olmak, bazı kasılmaları harekete geçirebilir. Yapılan birkaç çalışma, vadesi gelmişken cinsel ilişkiye girmenin doğumu başlatma ihtiyacını azaltabildiğini göstermiştir ama diğer çalışmalar, doğumun desteklenmesi üzerinde herhangi bir etkisi olmadığını sergilemiştir.
· Meme başı uyarımı: Meme başlarınızın uyarılması, oksitoksin salgılanmasına yol açar ve böylece doğumun başlamasına yardımcı olabilir ama bu metodun güvenilirliğini ve etkililiğini tespit etmek için daha fazla araştırma yapılması gerekir. Rahminizi çok fazla harekete geçirebileceği için, kasılmalarınızın ve bebeğinizin vereceği yanıtın izlenmesi gerekebilir; bu nedenle, bunu evde denemeyin.
· Hintyağı, güçlü bir kabızlık giderici laksatiftir ve bağırsaklarınızın harekete geçirilmesi, bazı kasılmalara yol açabilir. Doğumun başlamasına yardımcı olduğuna dair kesin bir kanıt yoktur ve ciddi ishal olabilirsiniz.
· Bitkisel çareler: Doğumun başlaması için faydalı olduğundan çeşitli bitkiler toplanmaya çalışılır. Bunlardan bazıları risklidir çünkü çok uzun ve çok güçlü kasılmalara yol açabilir ve bebeğiniz için başka sebeplerle güvenli de olmayabilir. Diğerleri için, güvenliği ve etkililiği henüz bilinmemektedir.