Doktorsitesi.com

Güçlü bağışıklık doğurganlığı etkileyebilir!

Op. Dr. Seval Taşdemir
Op. Dr. Seval Taşdemir
12 Mayıs 202174 görüntülenme
Randevu Al
Güçlü bağışıklık doğurganlığı etkileyebilir!

Son yıllarda immünoloji (bağışıklık bilimi) alanındaki gelişmelerle birlikte yapılan araştırmalar, nedeni izah edilemeyen kısırlığın ve düşüklerin %80’inin bağışıklık sistemindeki bozukluklara bağlı olabileceğini ve bunların birçoğunun yeni tedavi yöntemleri ile önlenebileceğini gösteriyor. Bağışıklık sistemi, insan vücudunun hastalıklara karşı savunma mekanizmasını oluşturan karmaşık bir sistemdir. Bağışıklık sistemi proteinleri tanıdık veya yabancı olarak gruplayarak, yabancı olarak grupladığı proteinlere karşı savaş açar. Hücrelerin tanıdık veya yabancı olarak algılanması, hücre yüzeyinde bulunan antijen olarak adlandırılan proteinler sayesinde gerçekleşir. Bu antijenlere karşı vücuttaki lökositler (beyaz küreler) antikor adı verilen kompleks bileşikler üretir. Bağışıklık sistemin çalışmasının en güzel ve en basit örneği mikroplar vücudumuza girdiğinde onlara karşı antikorların oluşması ve mikropları öldürebilmek için bunlara karşı bir dizi reaksiyon başlatmasıdır. İleride aynı mikroplarla tekrar karşılaşıldığında bu antikorlar yeniden hastalanmamızı önler. Gebelik kayıplarına, infertiliteye ve tüp bebek uygulamalarında başarısızlığa yol açan 5 değişik immün problem kategorisi vardır.

Doğurganlığa engel olabilir

İnsan vücudundaki hücrelerin yüzeyinde HLA (İnsan Lökosit Antijeni) olarak adlandırılan proteinler vardır. Bu proteinler anten gibi çalışarak bakterileri, virüsleri ve kanser hücrelerini algılar ve immün sistemi bunlara karşı antikorlar üretmek üzere uyarır. Gebelik, baba ve plasentaya (bebeğin eşine) ait
HLA antijenlerinden dolayı yabancı olarak algılanır. Anne adayı Blokan Antikorlar olarak adlandırılan antikorlar sayesinde immün reaksiyon başlamasını engeller. Baba adayının HLA antijenleri anne adayınınkine çok benzediğinde blokan antikorlar üretilmez. Blokan antikorların üretilmediği gebeliklerde bebek yabancı madde gibi algılanır, bebeğe karşı gelişen immün yanıt sonucu gebelik kaybedilir.

Tekrarlayan düşüklere neden olabilir

İkinci kategori immün problemler, antifosfolipid antikorlardır. Tekrarlayan düşükler, gebelikle sonuçlanmayan IVF (Tüp bebek) uygulamaları, endometriozis hastalığı ve doku hasarına neden olan tüm problemler fosfolipidlere karşı antikorların gelişmesine yol açar. Fosfolipidler hücre zarındaki
önemli moleküllerdir. Bu moleküllere karşı gelişen antikorlar hücre fonksiyonlarını bozarak iltihaplanma ve pıhtılaşmaya neden olur. Tekrarlayan gebelik kayıpları olan kadınların %22’sinde antifosfolipid antikorları tespit edilmiştir. Bazı bağışıklık sistemi problemleri kısırlık, implantasyon başarısızlığı ve tekrarlayan düşük öyküsü olan kadınların %10’unda sperme karşı antikorlar oluşur. Sperme karşı oluşan antikorlar, serin ve etanolaminlere karşı oluşmuş antifosfolipid antikorları ile ilişkilidir. İmmün sistemi (bağışıklık sistemini) 30 değişik tip lenfosit meydana getirir. Kişinin sağlıklı olabilmesi
için değişik tipteki beyaz kan hücrelerinin denge içinde çalışması gerekir. Lenfositlerden 2 tipi infertilite, implantasyon başarısızlığı ve düşüklere neden olur. Bütün kadınlarda bulunan bu 2 lenfosit tipi bazı kadınlarda fazla sayıda bulunur ve üreme sağlığını olumsuz etkiler.

Lenfosit/Bağışıklık Aşısı

Israrla gebelik elde edilemeyen infertil çiftlerde lenfosit aşısı uygulamaları başarılı sonuçlar vermektedir. Son yıllarda immünoloji (bağışıklık bilimi) alanındaki gelişmelerle birlikte yapılan araştırmalar, nedeni izah edilemeyen infertilite vakalarının büyük bir bölümünün bağışıklık sistemindeki bozukluklara bağlı olabileceğini ve bunların birçoğunun yeni tedavi yöntemleri ile başarılı bir şekilde önlenebileceğini göstermiştir.

Etiketler

Güçlü bağışıklıkTüp bebekİnfertilite

Yazar Hakkında

Op. Dr. Seval Taşdemir

Op. Dr. Seval Taşdemir

Op. Dr. Seval TAŞDEMİR, 1962 yılında Manisa'da doğmuştur. ilk orta ve lise öğrenimini Ankara’da tamamlamış olup 1987 yılında Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden mezun olmuştur. Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi'nde başladığı tıp eğitimini başarıyla tamamlayarak tıp doktoru unvanı almıştır. İhtisasını ise Zeynep Kamil Kadın Doğum ve Çocuk Hastanesi'nde yapmış ve Kadın Doğum Uzmanlığı eğitimini tamamlamıştır.. 

Önemli Bilgilendirme

Site içerisinde bulunan bilgiler bilgilendirme amaçlıdır. Bu bilgilendirme kesinlikle hekimin hastasını tıbbi amaçla muayene etmesi veya tanı koyması yerine geçmez.