Flört iki insan arasındaki duygusal yakınlığı içermektedir. Bireyin sosyal olarak ilişki kurduğu çevresi kişiliğini etkilemektedir. Romantik ilişki içerisinde olunan kişiye karşı takınılan tavır kişiliği çeşitli yönlerden beslemektedir. Bu davranışlar tek taraflı olarak sadece bireyin kendi kişiliğini etkilemekle kalmaz bunun yanı sıra karşı taraftaki bireyin kişiliğini de etkilemektedir. Bu etkileşim içerisinde taraflardan biri diğerinin özsaygısına ve benliğine karşı saldırgan, aşağılayıcı ve kontrolcü davranabilir. Böyle bir romantik ilişki de literatürde yeni yeni ele alınmaya başlayan “flört şiddeti” olarak adlandırılmaktadır.
Flört şiddeti kişiler arası şiddet türlerinden biri olup duygusal birliktelik yaşayan bireyler arasında gözlenmektedir. Partnerlerin birbirlerine psikolojik, sözel, fiziksel, duygusal ve cinsel şiddet içerikli davranışlar sergilemesini ve karşındaki bireyin sosyal yaşamını sınırlamaya ve yıpratmaya yönelik tutumları içerir. Flört şiddeti ilişki içerisindeki gücü sağlama ve devam ettirmeye, ilişkideki problemleri çözmeye yönelik kullanılabilir. Flört ilişkisi içerisinde şiddete yönelmeyi etkileyen en önemli güç unsurlarından bazıları; kıskaçlık, öfke, cinsel anlaşmazlıklar ve iktidar kazanma istediğidir (Hatipoğlu, 2010). Flört şiddeti genellikle partnerler arasında gizli olarak yaşanmaktadır (Yumuşak, 2013). Flört şiddetine maruz kalan kişi bunu özel bir yaşam olduğu için dışarı yansıtmayabilir veya şiddete maruz kaldığının farkında olmayabilir. Literatürdeki çalışmalara göre adolesan bireyin 15 yaşından itibaren flört ilişkisinde şiddete maruz kaldığı saptanmıştır(Aslan ve diğerleri, 2008). Flört şiddeti ileriki yetişkinlik dönemindeki ilişkileri etkilemektedir. Adolesan dönemde flört şiddetine maruz kalan birey yetişkinlikte de şiddeti kabul edici olabilmekte; şiddeti uygulayan birey de şiddet davranışı göstermeye daha yatkın hale gelebilmektedir. Amerika Birleşik Devletleri Hastalık Kontrol ve Korunma Merkezleri(CDC) tarafından yürütülen bir araştırmada flört şiddetine maruz kalan her 100 kadından 20si ve her 100 erkekten 14ü 11 ile 17 yaşları arasında flört şiddetini deneyimlemişlerdir(İftar, 2016). İftar’ın(2016) 7368 üniversite öğrencisinin katılımıyla yaptığı araştırmanın sonuçlarına göre flört ilişkisi olan bireylerin yarısından fazlasının flört şiddetine maruz kaldığı saptanmıştır. İftar’ın(2016) yaptığı çalışmaya göre erkeklerin şiddete yönelik meyilleri kadınlara göre daha yüksektir.
Demir ve arkadaşlarının(2016) flört şiddetine yönelik yaptığı araştırmada bireylerin %74 duygusal şiddete, %23 sözel şiddete, %15 fiziksel şiddete ve %5 cinsel şiddete maruz kaldıkları belirtilmiştir (İftar, 2016). Flört ilişkisinde şiddet, fiziksel olabileceği gibi duygusal olarak da yansıyabilir. Flört ilişkisi içerisinde duygusal şiddetin fiziksel şiddete göre fark edilme oranı düşüktür. Görüldüğü üzere flört şiddeti sadece fiziksel bir şiddet değildir. Flört şiddeti genel olarak 3 grupta incelenir; fiziksel, cinsel ve duygusal şiddet.
Fiziksel Şiddet
Flört ilişkisinde gözlemlenebilmesi en kolay şiddet türüdür. Tokat atmak, bir nesne ile saldırmak, saç çekmek, ısırmak, cimciklemek bu tür şiddet davranışlarına örnek olarak verilebilir. Fiziksel şiddete maruz kalma bireyde sosyal, psikolojik ve fiziksel olarak kalıcı izler bırakabilmektedir. Türkiye’de yapılan çalışmalarda her 100 üniversite öğrencisinden 23ünün tokat atma davranışına maruz kaldığı saptanmıştır (Aslan ve arkadaşları, 2008).
Duygusal Şiddet
İlişki içerisindeki bireyin duygularını suistimal etmek, görmezden gelmek, kötüye kullanmak ve ısrarcı bir biçimde zorlamak duygusal şiddettir. Kıskanmak, alay etmek, hakaret etmek lakap takmak, küçük düşürmek, sosyal olarak kısıtlamak, davranışları ile kontrol altında tutmaya çalışmak bireyde kaygı ve güvensizlik yaratabilmektedir. Duygusal şiddet ilişki içerisinde gözlemlenebilmesi en zor şiddet türüdür. Bunun bir nedeni de literatürde şiddet olarak tanımlanan davranışların bazı bireyler tarafından şiddet unsuru olarak görülmemesidir. Aslan ve arkadaşları(2008) yaptığı araştırmada üniversite öğrencilerinin %37’si kıskanmayı, %23’ü ihmal etmeyi, %12’si aldatmayı şiddet davranışı olarak görmemektedirler. Toplumsal tabular duygusal şiddetin üstünü örtmektedir. Örneğin erkeğin sevdiği kadını sahiplenmesi ve onu kıskanması sevginin ve romantizmin bir yolu olarak görülmektedir (Aslan ve arkadaşları, 2008).
Cinsel Şiddet
İlişkide cinselliğin tehdit edici ve kontrol altında tutucu bir güç olarak kullanılması cinsel şiddettir. Diğer partnerin rızası olmadan cinsel ilişkiye zorlamak, cinsel temasta bulunmak, dokunmak, cinsel içerikli sözler ve mesajlar iletmek, tecavüz gibi ısrarcı olarak cinselliğin vurgulanması cinsel şiddete örnek olarak verilebilir.