Erkek ve kadınlarda cinsel istek sorunları, nedenleri ve çözüm yolları

Erkek ve kadınlarda cinsel istek sorunları, nedenleri ve çözüm yolları

Cinsel isteksizlik, cinsel işlev bozuklukları içinde en karmaşık ve yaygın sorunlardan biridir. Çoğu zaman cinsel isteksizliğin mi diğer cinsel işlev bozukluklarına yol açtığı yoksa diğer bozukların sonucu mu bir cinsel isteksizlik olduğu tam olarak ayırt edilemez. Cinsel isteği azaltan çok sayıda faktör vardır. Bunlar arasında en belirgin olanları şöyle sayabiliriz:

Genel sağlık veya cinsel sağlıkla ilgili bozukluklar, hormonal bozukluklar, stresli yaşam, kişiye veya partnere sıkıntı veren olaylar, yaşam krizleri, ekonomik sorunlar, cinselliği ‘’ayıp, günah, pis ve utanılacak bir şey’’ gibi gören olumsuz cinsellik algısı, bedeninden hoşnut olmama, özgüven eksikliği ve yetersizlik duyguları, kötü bir evlilik veya çift ilişkisi, eşin çekiciliğini kaybetmesi, geçmişten gelen cinsel taciz veya travma öyküsü, depresyon, kaygı bozukluğu gibi psikolojik rahatsızlıklar ve bunlarla ilgili kullanılan ilaçlar.

Şimdi gelin sağlıklı cinsel yaşam ve cinsel isteğin oluşma koşullarına kısaca değinelim.

Kadın ve erkeğin cinselliğe bakış açısı, cinsel yaşamdan beklentileri, cinsellikle ilgili tutum ve davranışları birbirinden farklıdır. Bu farklılıkların eşler tarafından bilinmesi ve buna uygun davranılması cinselliği, haz alınan keyifli bir eyleme dönüştürür. Bilinmemesi; ise cinsel uyum sorunlarına, hayal kırıklıklarına ve mutsuzluğa yol açar. Kesin kuralları olmamakla birlikte, kadın kendine bakılmasından, arzu edilmekten hoşlanırken, erkek kadına bakmayı, onu seyretmeyi ve baştan çıkarılmayı ister. Kadının doğasında teslim olmak, güvenmek ve kendini bırakmak varken, erkeğin doğası sahip olmaya, içinde hissetmeye ve bütünleşmeye dönüktür.

Cinsel istek, üreme güdüsünün bir sonucu olarak doğuştan gelen ve cinsel aktiviteye katılma arzusu içeren bir duygudur. Cinsel istekle birlikte bedende uyarılma ve bazı değişiklikler oluşmaya başlar. Erkeklerde penisin sertleşmesi, kadınlarda vajinal ıslaklık oluşur ve cinsel aktiviteyi sürdürme isteği artarak devam eder. Cinsel istek cinsel uyarıyı, cinsel uyarı da cinsel isteği etkiler ve sürmesini sağlar. Cinsel isteğin cinsel uyarıyı sürdüremeyecek şekilde azalmasına cinsel istek bozukluğu denir ve tedavi edilmesi gerekir.                                                         

Cinsel istek nasıl oluşur?

Cinsel isteğin temelinde partnerin özellikleri, çevre ve kendi içinden gelen bir cinsel uyarıcı vardır. Kişinin bu uyarıcıyı duyumlaması, algılaması, zihninde erotik olarak kodlamayı istemesi ve bütün bunları yaşayabileceği olgunlukta olması gerekir.

1- Eş veya partner cinsel isteği etkileyen en önemli unsurlardan biridir. Partnerin eşine göre, fiziksel olarak çekici, psikolojik olarak rahat, ortamı erotize edebilen, akıllı, duygularını ifade eden, eşine karşı duyarlı hassas ve anlayışlı olması önemlidir. Yine partnerin, sosyal statüsü, ekonomik durumu, bakımlı ve temiz olması, görünüşü, yakışıklı veya güzel olması, hareketleri, teninin kokusu ve rengi, genital organlarının biçimi de cinsel isteğin oluşmasında gerekli özelliklerdir.  

İlk çekim için bunlar yeterli olmakla birlikte, cinsel isteğin devam etmesi ve uyarının sürmesi için daha fazlasına ihtiyaç duyulur. Burada ön sevişme ve aşk oyunlarının rolü yadsınamaz. Partnerin ön sevişmeye zaman ayırıp, karşılık vermesi, eşin beklentilerini dikkate alması, açık ve rahat olması ve zevk aldığını göstermesi, istek ve arzunun artarak sürmesini sağlar. Çünkü cinsellik ödülü kendi içinde olan bir güdüdür. Kendi doğallığı içinde gelişen bir cinsel ilişkiden alınan haz, hem süreci hem de partnerle tekrar cinsel birlikte olma isteğini pekiştirir.

2- Cinsel isteğin etkin olmasında bir diğer önemli unsur kişinin kendisidir. Kaliteli bir cinsel yaşam önce kişinin kendisiyle başlar. Bedensel sağlığın, nörofizyolojik ve hormonlarla ilgili süreçlerin normal yapı ve işleyişte olması önemlidir. Ama bu yetmez, kişinin kendini nasıl hissettiği de önemlidir. Eğer özgüveni yüksekse, kendini iyi, güzel, bakımlı ve çekici buluyorsa cinsel isteği de buna paralel olarak artar ve pekişir. Kişinin kendini arzulanır bulması, kendini sunmasını, partnerine yakın olmasını ve onu arzulamasını kolaylaştırır. Özgüveni düşük kişiler diğerine yakınlaşmakta ve cinsel deneyimlerinde sıkıntı yaşadıklarından, zamanla cinsel istekleri azalmaktadır.  Zihinsel süreçler ve düşünceler de cinsel isteğin oluşumunda etkilidir. Erkek ya da kadının cinsellikle ilgili olumlu düşünceleri, kendi fantezileri, cinsel senaryolarını ve cinsel düşünceleri olmalı, ayrıca bunları kurgulayabilmeli, partnerinden isteyip, gerçekleştirebilecek cesareti göstermelidir.

3- Cinsel isteği belirleyen üçüncü unsur çevredir. Çevre genel olarak yaşanılan mekânı, evi, şehri, ortamı, kişinin içinde bulunduğu durumu, işini, yaptığı aktiviteleri ve zamanı içerir. Kişinin yaşadığı yerde kendini iyi ve mutlu hissetmesi, sevdiklerine yakın olması, kendini güvende görmesi ve geleceğe umutla bakması, yaşamaktan zevk alması hem duygusal hem de cinsel uyarılmayı kolaylaştırır. Ev ortamının rahatlığı ve  yatak odasının düzeninin kişiyi hoşnut etmesi cinsel uyarılmayı kolaylaştırır.  Çiftin kendi evlerinde yaşamaları, mahremiyetin olması, yatak odasının erotizmi artıracak şekilde renk ve ışıklarla düzenlenmiş olması, aşk oyuncakları, cinsel isteğin tetiklenmesine yardımcı olur. Yine eşlerin birlikte eğlendikleri aktiviteler yapmaları, oyunlar oynamaları, şakalaşıp gülüşmeleri, birlikte dans etmeleri aşka davet niteliğindedir. Gün içerisinde bazı zamanlar diğer zamanlara göre daha fazla cinsellik çağrıştırabilir. Sabah erken saatler dinlenmiş vücutta cinsel isteğin yoğun olduğu zamanlardır. Akşam gün batımı, yorucu bir günün ardından romantizm ve cinselliğin bütünleştiği, kişinin kendini sevdiği şeyleri yaparak ödüllendireceği zamanlar olabilir. Bazen de cinsel isteği artırmak için, rutinden çıkarak, yaşanılan ortamı düzenlemek, değiştirmek veya küçük kaçamaklar yaparak başka bir şehre, otele, çevreye gitmek gerekebilir. Bunun en belirgin kanıtı, mekansal değişimin olduğu ve günlük hayatının sorumluluklarından uzaklaşılan tatil dönemlerinde cinsel isteğin daha yoğun yaşanmasıdır.

Cinsel istek ve cinsel uyarılmada gözler temel öneme sahip olsa da beş duyunun hemen hepsine ihtiyaç vardır. Kadının erkeği kendine baktırması ve erkeğin kadına bakması cinsel isteğin olmazsa olmazıdır. Bununla birlikte hangisinin daha önemli olduğu kişiden kişiye değişebilir. Hoş bir parfüm kokusu, hassas dokunuşlar, erotik bir gösteri veya konuşmalarla duyulardan bazıları öne çıkartılabilir, kusurlu olduğu düşünülen özellikler geri planda bırakılabilir.

Cinsel isteği belirleyen unsurlara, çift ilişkisinin kalitesini, süresini, iletişim becerilerini, geleceğe dair beklentileri, çocuk planları ve doğum kontrol yöntemleri gibi değişkenleri de ekleyebiliriz.

SARKACIN ÖBÜR TARAFI YOĞUN CİNSEL İSTEK, HİPERSEKSÜALİTE

İnsan yaşamında cinsellik doğumdan ölüme hayat boyu süren bir yaşam enerjisidir. Seks ise bu yaşam enerjisinin yapılış şeklidir ve kişiden kişiye ve yaş dönemlerine göre yoğunluğu ve tarzı değişir. Menapozla ya da belli bir yaşa gelindiğinde bitmez formu değişir. 14-15 yaşlarında kendi kendine bir an önce rahatlama hedeflenirken, gençlik yıllarında performans sayısıyla ölçülen bir eyleme dönüşür. Orta yaşlarda sevişmenin daha önemli olur. İlerleyen yaşla birlikte sarılıp yatma, daha sonraları el ele tutuşup birbirinin sıkıntılarına ortak olan, sohbet edilen bir yoldaşlığa dönüşür.

Bununla birlikte bazı insanlarda cinsel istek normalin üstünde olabilir. Genel olarak hiperseksüalite denilen bu duruma kadınlarda Nemfomani, erkeklerde Satiriasis adı verilir. Kişinin sürekli seksi düşünerek, arayış içinde olması, seçici olmadan rastgele ilişki yaşaması ama bir türlü tatmin olmaması, yaptıklarından dolayı başının sürekli yasalarla derde girmesi, sosyal ilişkilerini, işini, eğitimini, evliliğini sürdüremeyecek duruma gelmesiyle karakterize olan bu durum bir cinsel istek bozukluğudur. Diğer cinsel istek sorunları gibi hiperseksüalitenin de cinsel terapi yoluyla tedavisi mümkündür.

CİNSEL TERAPİ

Her dert dermanıyla gelir. Organik nedenli cinsel işlen bozukluklarında ilaç tedavisi, cerrahi tedaviler, psikolojik nedenli cinsel işlev bozukluklarında cinsel terapiler çözüm sunmaktadır. Yaşanan sorunun niteliğine göre bu yaklaşımlardan biri ya da birkaçının birlikte uygulandığı birden fazla uzmanın birlikte çalışmasını gerektiren bütüncül bir yaklaşım gerekebilir. Cinsel terapide sağlıklı bir cinsellik yaşamanın önündeki engeller konuşularak birer birer aşılmaya çalışılır. Cinselliğin yeniden yapılandırıldığı, istek ve arzuların korkusuzca dile getirilebildiği, erotizmin artırıldığı güvenli bir ortam yaratılarak, dokunmaya ve hissetmeye odaklı bir yaklaşımla sağlıklı ve doyumlu bir cinselliğin kapısı aralanır.

Unutmayın herkesin mutlu olmaya hakkı vardır.

Bu makale 3 Nisan 2019 tarihinde güncellendi. 0 kez okundu.

Yazar
Uzm. Psk. Kemal ÖZCAN

1983-1987 yılları arasında İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Psikoloji Bölümü’nde lisans ve eğitmenlik formasyonu eğitimini tamamlayan Kemal Özcan, çok sayıda seminer ve eğitimlerle alandaki çalışmalarını sürdürdü. Katıldığı seminer ve eğitimler arasında; Belçika’da “Practitioner NLP” (2008-2009), Gerald Weeks ile “Evlilik ve Çift Terapisi”, Vamık N. Volkan ile “Dinamik Yönelimli Psikoterapi”. CİSED tarafından düzenlenen “Aile Danışmanlığı”, “Cinsel Terapi Eğitimi”, “Holistik Evlilik ve Çift Eğitimi” konulu eğitimler, Gerald Weeks ile “İleri Düzey Evlilik ve Çift Terapisi”, Türk Hava Kurumu Üniversitesi’nden YÖK onaylı 450 saatlik “Aile Danışmanlıǧı” ve 3 yıl süren ‘’Dinamik yönelimli psikoterapi’’ eğitimleri, yer alıyor. Ayrıca göç idaresi Başkanlığı’’nda ‘’Göç ve göçmen psikolojisi’’ konusunda uzmanlara eğitimler verdi. Ankara Ün ...

Etiketler
Cinsel perhiz
Uzm. Psk. Kemal ÖZCAN
Uzm. Psk. Kemal ÖZCAN
Ankara - Psikoloji
Facebook Twitter Instagram Youtube