Ergenlik dönemi !

Ergenlik dönemi !

ERGENLİK DÖNEMİ VE PSİKOLOJİSİ
Ergenlik deyince  nedense hepimizin aklına daha çok olumsuz şeyler gelir. Ancak ergenlik, fiziksel, zihinsel ve bilişsel gelişimin hızlandığı, bireyin yetişkinliğe hazırlandığı insan yaşamının çok önemli bir evresidir. Özellikle günümüzde, yaşamın baş döndürücü hızı  ve çevresel uyaranların artışıyla birlikte, daha çok sorunların yaşandığı bir dönem olmuştur. Bu konuda daha çok bilgilenme ve farkındalık ebeveyn olmanın en temel gerekliliklerinden olup, bizi çocuklarımıza karşı daha bilinçli hale getirecektir.
En genel tanımıyla ergenlik; cinsiyete göre değişmekle beraber 11-12 yaşlarında başlayan, kişinin, yetişkinlere ilişkin hakların kendisine verilmediğini farkettiği anda başlayan ve yetişkine ilişkin hakları kazandığı zaman biten bir süreçtir. Erinlik  (Puberte) ; fizyolojik değişimin tetiği çektiği bilişsel, psiko sosyal, psikolojik yapı değişikliğinin tümünü  kapsayan bir süreçtir. Beden oranlarında değişiklik, cinsiyet hormonlarının aktive olması ve bunlara bağlı ikincil cinsiyet özelliklerinin gelişimi,  varsayımsal düşünce gelişimi ve düşünce üzerine düşünme  ergenlik döneminin temel özellikleridir. Bu dönemde genç, yeni duyguların üstesinden gelmek, toplumsal sorumluluk elde etmek, özerklik kazanmak ,  kimlik geliştirmek  ve toplumun beklentileri doğrultusunda sosyalleşmek gibi gelişim görevlerinin üstesinden gelmek zorundadır.
Fırtına ve stres dönemi olarak bilinen bu dönemdeki deneyimlerin, yetişkinliğe etkisi kaçınılmazdır.  Her genci etkileyen faktörler farklı olduğu gibi, gençlerin de bu dönemden etkilenmeleri  kişilik özelliklerine göre farklı olabilmektedir. Erken çocukluk  döneminden itibaren aile içi iletişim iyi ve sağlıklıysa, çocukta kendini kontrol becerileri ve sorumluluk duygusu  gelişmişse, ergenlik döneminin çok daha rahat geçeceğini öngörebiliriz.  Bunun tam tersi durumda da, gelişimsel değişikliklerin yanında potansiyel sorunları yaşama oranı fazlasıyla yükselmektedir.
En temel  gördüğümüz problem;  ergende bağımsızlaşma eğilimine karşın,  ailenin kendi deneyimleriyle öngördüğü tehlikelerden gençleri koruma düşüncesiyle onların bağımsızlığını kısıtlama arasındaki çelişki sonucu yaşanan çekişme ve çatışmalardır. Bunun yanısıra, tüm bunlara gencin akademik başarı ve sınav kaygısı da eklenince hem aile içinde hem de sosyal ilişkilerinde sorunlar daha da artmaktadır. Bu dönemde genç, ailesinin koruyucu ve tutucu tavrıyla akranlarının yeni deneyimlere açık ve daha bağımsız davranma istekleri arasında kalır. Dolayısıyla yalnızlık isteği, asi ve öfkeli tavırlar, otorite figürleriyle çatışma ve duygusallığın artması gibi davranış değişimleri görülebilir. Tüm bu çatışmalı, çelişkili ve anlamlandırmakta zorluk çektiğimiz durumlara karşı ancak doğru tutum ve davranışlarla sağlıklı mücadele verebiliriz. Ailere düşen, öncelikle doğru bilgilenme, farkındalık, kendini ve çocuğunu iyi tanıma, çocuğa ilişkin ipucu ve sinyalleri erkenden doğru yorumlama ve  tabii ki sabırdır. Çocuğunuzla ilgili başa çıkamadığınız durumlarda, onu iyi takip edip, sorun ya da sorunları tesbit ederek en kısa zamanda bir uzmana başvurmanız, daha büyük problemlerin önüne geçmenizi sağlayacaktır.

Bu makale 7 Mart 2019 tarihinde güncellendi. 0 kez okundu.

Yazar
Uzm. Psk. Elif  Yazar

Etiketler
Ergenlik dönemi
Uzm. Psk. Elif  Yazar
Uzm. Psk. Elif Yazar
İstanbul - Psikoloji
Facebook Twitter Instagram Youtube