Günlük hayatımızda, ilişkilerin içinde genellikle rutin olarak yaptığımız eylemlerin farkına varmadan yaşarız. Dünyayı saran salgın sürecinde de düzenlerimizin değişmesiyle hızlı olan hayatlarımız yavaşladı ve kendimizi, davranışlarımızı daha çok fark ettiğimiz anlar yaşamaya başladık..
Bu dönemde ergenleri düşünecek olursak, fiziksel, duygusal, cinsel, bilişsel gibi birçok değişimin yaşandığı ergenlik döneminde, bireyler bir problemle veya ebeveyn kurallarıyla karşılaştıklarında genellikle öfke, kaygı gibi duygular yaşarlar ve bu duygularla baş etme yolları ararlar. Fakat bu yolları denerken önemli olan durumlardan biri de bireylerin farkındalık düzeyinin olmasıdır. Bireyin çevresinde olup bitenlere ve iç dünyasına dikkatini vererek yargılamadan ve kabullenici bir şekilde yaklaşması bireyi içsel olarak olumlu etkileyen bir durumdur. Çünkü hem çevrenin beklentileri hem de ergenin kendi performansına yönelik beklentileri ergenlerde kaygı yaratır. Örneğin; duygusal çalkantıların yoğun yaşandığı bu dönemde, birey çeşitli olaylar karşısında endişe, öfke duyabilir. Bireyin, o duygu karşısında “Neden böyle hissediyorum? Yetersizim/ güçsüzüm.” düşünceleri yerine, kendisini yargılamadan ve duygusunu kabullenerek yaklaşması, duygularını çok daha yönetilebilir kılar.Bilinçli farkındalık, öyle bir durumda bize farklı bir yol sunabilir. Bilinçli farkındalık, kişinin o anki düşünce ve duygularını yargılamadan dikkatini sadece şu andaki deneyimlere odaklaması ve kabullenmesi anlamına gelmektedir.Bilinçli farkındalık; geçmiş ve gelecekle, pişmanlıkla, kaygıyla, beklentiyle uğraşan zihinlerinin çalışma yollarına dair uyanık olmaları için bireylere yol göstermektedir.
Ergenlerde bilinçli farkındalık üzerine
