Ereksiyon bozukluğu

Ereksiyon bozukluğu

Sürekli olarak ya da yineleyici bir biçimde, peniste yeterli bir sertlik sağlayamama ya da cinsel etkinlik bitene dek bunu sürdürememe durumudur.

Herhangi bir cinsel etkinliği başlatmak veya sürdürmek için yeterli sertliği sağlamada güçlük olarak tanımlanabilir. Bu sorun her cinsel etkinlik sırasında olabileceği gibi sertleşme sorunu sadece belli cinsel etkinliklerde de ortaya çıkabilir. Örneğin masturbasyon sırasında sertlik sağlanırken, eşli cinsel etkinliklerde sertleşme sağlanamayabilir.

Sertleşme(Ereksiyon) bozukluğu kaç yaşında başlar?
Sertleşme sorunu her yaşta görülebilir ama ileri yaşlarda daha sık görülür. Yapılan araştırmalar 40 yaşından sonra sertleşme sorununun görülme sıklığının arttığını göstermiştir. İleri yaşlarda genelde bedensel sebepler daha fazla rol oynar. Kalp damar hastalığı, diabeti (şeker hastalığı) olan kişilerde risk daha fazladır.

Genç yaşta da özellikle psikojenik nedenlerle sertleşme sorunu görülebilir. Örnek olarak cinsel deneyimi yetersiz kişilerde ilk gece korkusuna bağlı sertleşme sorunu görülebilir.

Sertleşme(Ereksiyon) bozukluğu görülme sıklığı nedir?
Sertleşme bozukluğu erkeklerde görülen cinsel işlev bozuklukları arasında görülme sıklığı açısından ikinci sırada yer almasına rağmen başvuru sıklığı açısından birinci sırada yer almaktadır. Cinsel birleşmeyi engellemesi sebebiyle daha acil bir durum olarak değerlendirilmesi tedavi için başvuru sıklığını arttırır.

Tüm erişkin erkek toplumunun %10-20’sinde görülmektedir. Bu oran yaşla birlikte artmaktadır. 40-70 yaşları arasında bu oran %50 lere çıkmaktadır

Sertleşme(Ereksiyon) bozukluğunda ilaç tedavileri var mıdır?
Sertleşme bozukluğunda kullanılan çeşitli ilaç tedavileri vardır. Sertleşme sorunu hormon düzeylerindeki bozukluk sebebiyle örnek olarak testosteron eksikliği veya hiperprolaktinemiye bağlı olarak ortaya çıkmışsa hormon tedavileri uygulanabilir. Ancak hormon düzeyleri normal olan erkeklerde hormon tedavisi etkisizdir.

Son 10 yılda sertleşme sorununda ilaç tedavileri konusunda önemli gelişmeler oldu. Penis damarlarını genişleten, penise gelen kan akımını artıran fosfodiesteraz inhibitörleri (Sildenafil, Vardenafil, Tadalafil) tedavide kullanılmaktadır.

Sertleşme(Ereksiyon) bozukluğunda ilaç tedavileri başarılı mıdır?
Sertleşme bozukluğunun nedenine göre ilaç tedavi başarısı değişkenlik gösterir. Eğer bir hormon eksikliği ya da fazlalığı sözkonusuysa buna yönelik tedavi etkili olmaktadır.

Fosfodiesteraz inhibitörü olan ilaçlar (Sildenafil, Vardenafil, Tadalafil) organik kaynaklı sertleşme sorununda etkili olmaktadır. Özellikle diabete (şekere) bağlı , prostat ameliyatları sonrası gelişen, hipertansiyonu (yüksek tansiyonu) olan, ilaç kullanımına bağlı sertleşme sorunu olan kişilerde etkili olmaktadır.

Sertleşme(Ereksiyon) bozukluğunda kullanılan ilaçların yan etkileri var mıdır?
Sildenafil, Vardenafil, Tadalafil etken maddeli fosfodiesteraz inhibitörü ilaçların en sık görülen yan etkileri, başağrısı, yüzde kızarma, dispepsi (hazımsızlık), rinit (nezle), sırt ağrısı, görme bulanıklığıdır. Bu yan etkiler çoğunlukla kişinin ilaç bırakmasına neden olacak düzeyde değildir.

Sertleşme(Ereksiyon) bozukluğunda kullanılan ilaçları kalp hastaları da kullanabilir mi?
Kalp hastalığı, sertleşme bozukluğu için en önemli risk faktörlerinden biridir. Nitrat grubu ilaç kullanan kalp hastaları, sertleşme bozukluğunda kullanılan ilaçları kesinlikle kullanmamalıdır. Ayrıca stabil olmayan anjinası (kalp ağrısı), kontrol edilemeyen hipertansiyonu (yüksek tansiyon) olan, ciddi (kalp) kapak hastalığı olanlar, yüksek risk taşıyan aritmisi olan ve kardiyomyopati (kalp kası hastalığı olan) hastaları ilaç kullanımı açısından yüksek risk grubundadır.

Sertleşme(Ereksiyon) bozukluğunda kullanılan ilaçlarla ilgili yanlış inançlar nelerdir?
Bu ilaçlarla ilgili en büyük yanlış inanış ilaçların alındığında her kişide sertleşme oluşturacağı beklentisidir. İlaçların etki etmesi için cinsel istek ve uyarı gereklidir. Cinsel cinsel istek ve uyarı olmadan ilaçlar sertleşme sağlamaz.

İkinci yanlış inanış ise sertleşme sorunu olmayan kişilerde sertleşmeyi artıracağı beklentisidir. Sertleşme sorunu olmayan kişilerde de daha yüksek bir performans beklentisiyle ilaç kullanmı olmaktadır, bu kişilerde her zamanki sertlikten daha fazla bir sertlik oluşmamaktadır.

Sertleşme(Ereksiyon) bozukluğunun sebepleri nelerdir?
Sertleşme bozukluğunun nedenlerini organik (bedensel) ve psikojenik olarak ikiye ayırabiliriz. Kişide hangi sebeplerin etkili olduğunu anlamak için iyi bir cinsel öykü alınmalıdır. Çoğunlukla neden organik olsa bile kişinin sertleşme olup olmayacağı, sertleşmenin sürüp sürmeyeceği kaygısı , sorunun üzerine performans anksiyetesinin (kaygısının) eklenmesine neden olmakta bu da sorunu yalnızca organik nedenli olmaktan çıkarmakta, psikojenik nedenlerin de etyolojide (bu hastalığın oluşmasına) rol oynamasına neden olmaktadır.

Sertleşme(Ereksiyon) bozukluğuna neden olan fiziksel sebepler neledir?
Sertleşme(Ereksiyon) bozukluğunun fiziksel nedenlerini vasküler (damarsal) hastalıklar, hormonal nedenler, nörojenik nedenler, ilaçlar, alkol ve madde olarak beşe ayırabiliriz.

Vasküler (damarsal) nedenler arasında en sık arterioskleroz (damar tıkanıklığı), hipertansiyon (yüksek tansiyon), hiperlipidemi (kandaki yağ oranında artma), hormonal nedenler arasında en sık testesteron düşüklüğü, hipotroidi, hiperprolaktinemi, nörojenik nedenler arasında en sık diabetes mellitus (şeker hastalığı), parkinson gibi kronik hastalıklar, prostat ameliyatı gibi cerrahi girişimler, ilaçlar arasında da en sık antidepresanlar, antihipertansifler, kardiyak (kalp) ilaçlar sayılabilir.

Sertleşme(Ereksiyon) bozukluğuna neden olan psikolojik sebepler nelerdir?
Sertleşme bozukluğunun psikojenik nedenlerini hazırlayan nedenler, tetikleyen ve sürdüren nedenler olrak üçe ayırabiliriz.

Hazırlayan nedenler arasında en sık görülenler cinsel bilgi eksikliği, cinsel deneyimsizlik ve yetiştiriliş biçimidir.

Tetikleyen nedenler arasında; ilişki ile ilgili sorunlar, iş sorunları, maddi sorunlar, kendisinde ya da eşinde başka bir cinsel sorun ya da bir psikiyatrik ya da fiziksel hastalığın ortaya çıkması, yaşlanmanın doğal değişimlerini kabullenememe, eşinin hamile kalması, emzirmesi, menopoza girmesi sayılabilir.

Sürdüren nedenler arasında en yaygını performans kaygısıdır. Sertleşme sorunu yaşayan bir erkek cinsel ilişkiye başlamadan önce sertleşmenin olup olamayacağı ile ilgili aşırı bir kaygı ve endişe duymaktadır. Sorunun sürmesine katkısı olan bir diğer durum da cinsel eşin cinselliğe ve soruna karşı yaklaşımıdır.

Sertleşme(Ereksiyon) bozukluğuna sebep olabilecek risk faktörleri nelerdir?
Sertleşme bozukluğunun en sık görülen risk faktörlerini depresyon, alkol bağımlılığı, eş reddi gibi psikojenik nedenler ve yaşlanma, diabetes mellitus (şeker hastalığı), hiperlipidemi (kandaki yağ oranında artma), kardiyak (kalp) hastalıklar, hipertansiyon, alkol ve sigara kullanımı, çeşitli ilaçlar gibi organik nedenler olarak sayabiliriz.

Sertleşme(Ereksiyon) bozukluğu gelişen biri ne yapmalıdır?
Sertleşme sorunu yaşayan birisi bunu yorgunluk, stres, yoğun alkol alımı gibi nedenlerden sonra yalnızca birkaç kez yaşadıysa bunun olabileceğini bilip cinsel ilişki öncesi kaygı yaşayıp performans anksiyetesi (kaygısı) gelişmezse bu durum geçici olabilir. Aşırı heyecan, ilk gece korkusu gibi psikojenik nedenlerin sebep olduğu bir durumsa ve hasta genç ise genelde psikojenik sertleşme bozukluğudur, kişi cinsel terapi konusunda deneyimli bir psikiyatrist veya psikologa başvurmalıdır.

Hastanın eğer daiabetes mellitus (şeker hastalığı), kardiyak (kalp) hastalık, hipertansiyon gibi bedensel bir hastalığı varsa ve yaşlıysa organik nedenlerin rol oynayabileceği düşünülerek androloji konusunda deneyimli bir üroloğa başvurabilir. Ama unutulmaması gerekir ki neden organik bile olsa bir erkek sertleşme sorunu yaşadığında performans kaygısı eklendiğinden mutlaka psikiyatrik destek de alması gerekmektedir.

Sertleşme(Ereksiyon) bozukluğu nasıl tedavi edilir?
Eğer psikojenik nedenlere bağlı sertleşme sorunu varsa bu konuda deneyimli psikiyatrist ve psikologlar tarafından cinsel terapi uygulanabilir. Cinsel terapi yaklaşık 6-12 seans sürmektedir. Cinsel terapi kognitif davranışçı yöntemlerle yapılır, eğer kişinin cinsel eşi varsa tedaviye partneriyle başvurması önerilir, bu tedavi başarısını daha da artırmaktadır. Öncelikle cinsel konularda bilgi verilir, cinsel bölgelerin anatomisi ve fizyolojisi anlatılır. Daha sonra çeşitli ev ödevleri verilerek cinsel terapi uygulanır.

Eğer organik nedenler düşünülüyorsa, tanı ve ayırıcı tanıya götürecek incelemeler yapıldıktan sonra altta yatan nedene uygun tedavi uygulanır.

Sertleşme(Ereksiyon) bozukluğunda hangi tedavi yöntemleri uygulanmaktadır?
Sertleşme bozukluğunun nedenine bağlı olarak uygulanan tedavi değişmektedir. Eğer cinsel bilgi ve deneyim eksikliği, ilk gece korkusuna bağlı ortaya çıkan sertleşme sorunu varsa yalnızca cinsel bilgi verilmesi bile sorunu düzeltebilir.

Psikojenik kaynaklı sertleşme sorunu varsa bu konuda deneyimli psikiyatrist ve psikolog tarafından yaklaşık 6-12 seans süren cinsel terapi uygulanır.

Eğer ilişki sorunları öncelikliyse ve buna bağlı sertleşme sorunu ortaya çıkmışsa öncelikle ilişki terapisi daha sonra cinsel terapi uygulanır.

Organik nedenlere bağlı sertleşme sorunu varsa ilaç tedaviler, penise enjeksiyon tedavileri, vakum uygulaması ve penil protezler tedavide uygulanabilir.

Sertleşme(Ereksiyon) bozukluğunda vakum uygulaması ne zaman yapılır?
Özellikle yaşlı hastalarda diğer invaziv (girişimsel) tedavilerin uygulanma zorluklarının olması, ilaç kullanımının kontrendike (zararlı) olduğu durumlarda vakum tedavisi bir tedavi alternatifi oluşturmaktadır.

Vakum aletlerinin avantajları; tüm sertleşme bozukluğu olgularında etkilidir., düşük komplikasyon (istenmeyen durum) oranı vardır, kullanım sıklığı kısıtlaması yoktur.

Vakum aletlerinin kullanımının dezavantajları; uygulanması iyi bir el becerisi gerektirmektedir, dar açılı sertleşme sağlamaz, penis cildinde renk değişimine yol açar, morarmaya neden olur ve boşalmayı engelleyebilir.

Sertleşme(Ereksiyon) bozukluğunda penil protezler ne zaman kullanılır?
Diğer tedavilerin başarısız olduğu durumlarda, hasta tercih ediyorsa ve korpus kavernozumda (penisin içindeki yapı) daha önceki ameliyatlara veya enjeksiyona bağlı fibrozis (doku sertleşmesi) gelişmişse uygulanabilir.

Ama hastalara protezin yalnızca cinsel birleşmelerini sağlayan mekanik bir araç olduğu anlatılmalıdır. Ayrıca penis uzunluğunun kısalır gibi görünebileceğini, duyumsamalarının değişebileceğini, bazen ameliyattan sonraki birkaç hafta boyunca boşalmanın zor ve gecikmeli olabileceği anlatılmalıdır.

Protezin çeşitleri vardır, bunlar semirijit (yarı sert) ve şişirilebilir olarak ayrılır. Şişirilebilir olanlar daha fizyolojik bir sertleşme sağlar ancak mekanik problem gelişme riski daha fazladır. Buna karşın ağrı, enfeksiyon daha seyrek görülür.

Sertleşme(Ereksiyon) bozukluğunda penil enjeksiyon tedavisi nasıl yapılır?
Sertleşme bozukluğunun tedavisinde ilaçların kullanımından sonra daha az kullanılmasına rağmen kavernoz cisim içine enjeksiyon tedavileri 1980’li yıllardan beri bilinmekte ve uygulanmaktadır. İlaçların kullanımının daha kolay olması ve etkin olması, ayrıca penisin içine iğne yapılmasının fikri birçok kişiyi rahatsız etmesi nedeniyle daha az kullanılmaktadır. Bu amaçla prostaglandin E1, papaverin, fentolamin kullanılmaktadır. En sık görülen yan etkiler uzamış sertlik, eğer sertlik 6 saatden fazla sürerse iğne ile boşaltılmalıdır, ayrıca peniste ağrı ikinci olarak görülen yan etkidir.

Sertleşme bozukluğunda hormonların yeri ve önemi var mıdır?
Hormonlar az veya çok olarak sertleşme üzerine etkilidir. Tiroid bezinden üretilen tiroksin, pituiter bezden üretilen prolaktin, böbrek üstü adrenal bezden üretilen steroidler ve adrenalin, testisden üretilen testosteronun sertleşme üzerinde etkili olduğu bilinmektedir. Androjenler, erkek üreme sistemi ve ikincil cinsel karakterlerin gelişimini sağlar. Görsel uyarıya yanıt olarak oluşan sertleşme, hipogonadal erkeklerde androjen yokluğundan etkilenmemektedir. Hipogonadal erkeklerde gece sertleşmeleri azalır. Bu da androjenlerin sertleşme oluşmasında yardımcı rolde olduğunu gösterir.

Sertleşme(Ereksiyon) testesteron düzeylerine düzenli aralıklarla baktırılmalı mı?
Sertleşme ereksiyon bozukluğu sorunuyla başvuran bir erkekte testesteron düzeyini bakılması yapılması gereken tanı araçlarından biridir. Testesteron daha çok cinsel isteği etkiler, ama dolaylı olarak sertleşme oluşmasında da ikincil olarak etkisi vardır. Eğer testesteron düzeyi normal çıkmışsa cinsel istekde bir azalma yoksa düzenli olarak bakılmasına gerek yoktur. Ama testesteron düzeyi düşükse belirli aralıklarla bakılması gerekir.

Sertleşme(Ereksiyon) bozukluğu bulunan biri bu problemini cinsel eşiyle paylaşmalı mıdır?
Sertleşme ereksiyon bozukluğu sorunu yaşayan birisi bunu mutlaka cinsel eşiyle paylaşmalıdır. Erkek sertleşme sorunu yaşar ve cinsel ilişkiden kaçınma olursa ve eşine bunu açıklamazsa eş kendisine karşı ilgisiz olduğu düşüncesine kapılabilir, hayatında başka birisi olup olmadığı şüpheleri yaşamaya başlayabilir.

Ayrıca cinsel terapi de çift olarak başvurduklarında ve çift olarak tedaviye alındıklarında daha başarılı olmaktadır.

Sertleşme(Ereksiyon) bozukluğu tedavisinde yaş sınırı var mıdır?
Cinsel yaşam kişini n isteği, motivasyonu olduğu sürece devam eder. Bu sebeple tedavide de bir yaş sınırı yoktur.

Bu makale 7 Mart 2019 tarihinde güncellendi. 0 kez okundu.

Yazar
Op. Dr. Ümmügülsüm Soytürk Koç

Op. Dr. Ümmügülsüm Soytürk Koç, 1972 yılında Ankara Polatlı'da dünyaya geldi. İlk, orta ve lise öğrenimini Polatlı’da tamamladı. 1990 yılında  Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi'ni kazanan ve lisans eğitimine başlayan Dr. Soytürk Koç, 1997 yılında mezun olarak Tıp Doktoru unvanını aldı. 1997 yılında Başkent Üniversitesi Hastanesi'nde kısa bir süre kardiyoloji asistanı olarak çalıştı. 1998 yılında Tus'u birincilikle kazanan Dr. Soytürk Koç, ihtisasını Zekai Tahir Burak Kadın Hastalıkları ve Doğum Eğitim Araştırma Hastanesinde kadın doğum üzerine sürdürdü ve 2002 yılında uzman doktor unvanını aldı. Dr. Soytürk Koç, 2003 yılında Newyork'da  Brooklyn Methodist Hospital'da ileri endoskopik uygulamalar konusunda eğitim aldı. Meslek hayatına 2006 yılında Yozgat'ta Sorgun Devlet Hastanesi'nde başlayan Dr. Soytürk Koç, 2007 ile 2009 tarihleri ...

Op. Dr. Ümmügülsüm Soytürk Koç
Op. Dr. Ümmügülsüm Soytürk Koç
Ankara - Kadın Hastalıkları ve Doğum
Facebook Twitter Instagram Youtube