Covid 19 süreciyle birlikte çocukların ekran süresinde artış yaşandı. Fakat Covid 19 sürecinden önce de ekran süreleri, internet bağımlılıkları artmıştı. Peki çocuğum izlemesin mi, diyebilirsiniz. İzlesin ama yaşına uygun sürelerle, izlediği içerikleri fark ederek ve bağımlısı olmadan...
Ekranlar hem ses (işitsel uyaran) hem de hareketli görüntüler (görsel uyaran) sunar. Bu uyaranlar beyni aşırı uyardığı için beynin sözel akıl yürütme, muhakeme becerisinden sorumlu bölgesi frontal lobun kalınlaşmasına yol açıyor. Bu da çocukların dikkat ve konsantrasyon becerilerinin zayıflamasına sebep oluyor. Bu uyaranlar aynı zamanda, çocuğun hayal gücüne ve yaratıcılığına da alan bırakmıyor. O yüzden çocuğun zihinsel gelişimini yavaşlatma eğilimi de taşır.
Küçük çocuklar gerçeklik ile hayal gücü arasındaki farkı ayırt etmekte zorlandığı için izledikleri çizgi film karakterlerinin bile gerçek olduğuna inanabilir.
Peki araştırmalar ne diyor?
Araştırmalara göre, en çok televizyon çocuklar, en düşük dil becerilerine sahiptir. Çünkü başka insanlarla aktif bir iletişim kurma fırsatı olmayan çocukların dil becelerinin gelişmesi zor olur.
Başka bir deneysel çalışmada, bir grup yuvaya giden çocuğa şiddet içeren film izletilmiş, diğer bir gruba ise şiddet içermeyen film izletilmiş. Daha sonra şiddet içeren ilk grubun diğer gruba göre daha saldırgan davranışlar sergilediği görülmüştür. O yüzden aslında savaş vb. oyunlar, şiddet içeren filmler şiddete duyarsızlaşmaya neden olabilir.
8 yaşındaki çocuklar üzerinde yapılan bir araştırmaya göre, televizyonda en çok şiddet izleyen çocuklar, okuldaki yaşıtları tarafından en saldırganlar olarak nitelendirilmektedir. Çoğu programda saldırgan kadın karakteri olmamasından dolayı kız çocukları için bu geçerli olmamıştır.
Şiddetin yanı sıra birçok korkutucu sahne de içerıyor ekranlar. Çocuklar korkularını yenebilme umuduyla bu sahneleri defalarca izleyip sonuçta da bağımlı hale geliyorlar. O yüzden çocukların internette nelere maruz kaldığını, nasıl oyunlar oynadığını fark etmek değerli olur.
Ekran gerçek hayat etkinliklerinin yerini tutamaz.!