Diyet farkındalığı

Diyet farkındalığı

   Obezite tüm dünya için ciddi risk oluşturmaktadır. Refah seviyesinin yüksek olduğu ABD de %30-40 seviyelerine ulaşan obezite riski Türkiye için de çok farklı değildir. Ülkemizde yapılan Halk Sağlığı çalışmalarında %20-25 lerde gösterilen obezite görülme sıklığı, önlem alınmaz ve beslenme alışkanlığımızı değiştirmezsek önümüzdeki yıllarda daha da artacağa ve bu yüzden ölümlerin gözlenmesine sebep olacağa benziyor.

   Başlıktan da anlaşılacağı gibi vücuda aldığımız gıdaların “ne” olduğunun “ne işe” yaradığının farkında olmamız gerekiyor. Lüzumsuz besin maddeleri ile vücudumuzu doldurmamamız burada üzerinde durulması gereken ana konu. “Neyi”, “ne için” tüketiyoruz? bunun bilincinde olmak zorundayız. Hem de çocukluk çağından itibaren. Çünkü yapılan araştırmalar obezitenin çocukluk çağlarında görülen, “aman canım yiyiversin, çocuk işte canı çekiyor, arkadaşları yemiş ne yapsaydım çocuğumu mahsun mu bıraksaydım” gibi yaklaşımlarla çocuklarımıza dayanamayıp aldığımız, o içeriğinin sağlık açısından tartışmalı olduğu hamburger / patates cips lerini, şekerlemeleri yedirerek edindirdiğimiz alışkanlıklar sonrasında geliştiğini ortaya koymaktadır.  Bu yüzden çocukluk çağında edindiğimiz yeme içme alışkanlıkları ile hayatımız şekillenmektedir.

   Hatta barsak florası dediğimiz birlikte yaşadığımız vücudumuz için gerekli olan bakterilerin çeşitliliği de yediklerimizle başkalaşarak vücuda zararlı hale gelebiliyor. Bu, son yıllarda yapılan barsak florası araştırmaları ile ortaya kondu. Dahası kötü beslenme ile oluşan barsak florasının daha önceden otoimmün (yani vücudun kendi kendine savaşması sonucu ortaya çıkan) hastalık olarak bilinen iltihabi barsak hastalıklarını da geliştirdiği ispatlandı. Öyle ki, normal kilosunda olan ve normal barsak florasına sahip kişiden alınan gaita örneklerinin iltihabi barsak hastalığı olan birine nakledilmesi ile iyileşme sağlandığı belirtildi. Yine benzer şekilde normal kilosunda olan bir insanın barsak bakterilerini içeren gaitasının obez bir kişiye verilmesi ile kilo kaybı yaşadığı gibi bilgilere sahibiz.

   Tabii her obez kişiye gaita nakli yapacak değiliz. Ancak bu bize şunu gösterdi ki, barsak florası yani mikroorganizma içeriği, fazlasıyla hayati öneme haiz. Bu yüzden evde yapılmış KEFİR mayası ile oluşturulmuş KEFİR içeceğini, sağlıklı yaşam açısından hastalarımıza önermekteyiz. Kefir içinde bulunan faydalı bakteriler barsağımızın düzgün çalışmasına faydalı olmaktadır. Belki de Kafkas insanlarının uzun yaşamasının sırrı budur kimbilir?

   Sağlıklı günler dileklerimle…  

Bu makale 19 Mart 2019 tarihinde güncellendi. 0 kez okundu.

Yazar
Prof. Dr. Cemalettin Camcı

Prof. Dr. Cemalettin Camcı,1968 yılında doğmuştur. Lisans öncesi öğrenimlerinin ardından Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi'nde,1985 yılında başladığı tıp eğitimini başarıyla tamamlayarak, 1991 yılında tıp doktoru unvanı almıştır. İhtisasını ise 1992-1998 yılları arası Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi'nde yapmış ve Genel Cerrahi Uzmanı olmuştur. Uzmanlık eğitimi sırasında Norveç Hükümeti ile Türk Hükümeti arasındaki Kültürel Değişim Anlaşması çerçevesinde verilen bursu kazanarak Norveç’in tek transplantasyon merkezi olan Rikshospitalet-Oslo’da 1995 yılında 4 ay süreyle çalışmıştır. Uzmanlık eğitimi sonrasında, Adana Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde 4 yıl süre ile uzman doktor olarak görev almıştır. Daha sonra Fırat Üniversitesi Tıp Fakültesi Genel Cerrahi Anabilim Dalına Yardımcı Doçent olarak atanan Prof. Dr. Cemalettin CAMCI, ...

Etiketler
Obezite oluşumu
Prof. Dr. Cemalettin Camcı
Prof. Dr. Cemalettin Camcı
İstanbul - Genel Cerrahi
Facebook Twitter Instagram Youtube